Askeri harcamalar arttı, Türkiye dünyada 22’nci sıraya yükseldi
Savaşın başından beri İsrail'e desteğiyle tepki çeken ABD, bu sefer 320 milyon dolarlık hassas güdümlü mühimmatı İsrail'e göndermeye hazırlanıyor. Öte yandan Washington'da halk, İsrail'e gönderileceğini düşündükleri mühimmat taşıyan bir gemiyi durdurmak için limanda protesto düzenledi.
ABD’de halkın, Ortadoğu’da Arap liderlerin ateşkes çağrılarına rağmen Biden yönetimi İsrail’e savaşın devam etmesini mümkün kılacak bir silah tedarikine hazırlanıyor: 320 milyon dolarlık hassas güdümlü mühimmat. Ve ABD bu kararı Gazze’de can kayıpları 10 bini aşmışken aldı.
Wall Street Journal’da yer alan habere göre Biden yönetimi savaş uçaklarında kullanılan hassas güdümlü Spice Family Gliding Bomb Assemblies’i İsrail’e göndermek için 31 Ekim’de kongre liderlerine resmi bildirim gönderdi. Buna göre silah üreticisi Rafael USA bu bombaları İsrail Savunma Bakanlığı tarafından kullanılması için İsrail’deki Rafael Advanced Defense Systems’e devredecek.
Bu silah anlaşması silahların kullanımıyla ilgili destek, montaj, test ve diğer teknolojilerin de İsrail’e sağlanmasını içeriyor. Aynı silahlar 2020 yılında da 402 milyon dolar karşılığında İsrail’e yollanmıştı.
SPICE, İsrail’in önde gelen silah üreticilerinden Rafael’in ABD kolunda üretiliyor. Bombaların güdüm kitleri ABD’nin ürettiği JDAM’lara (Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı) benziyor. JDAM’lar serbest düşümlü bombaları tam güdümlü “akıllı” silaha dönüştüren düşük maliyetli bir güdüm kiti. ABD’li üst düzey bir savunma yetkilisi geçen ay sonunda yaptığı açıklamada ABD’nin savaşın başlamasından kısa süre sonra JDAM’ların İsrail’e sevkiyatını hızlandırdığını, bunun İsrail’in hava savunma sistemlerindeki füzelerin yanı sıra en önemli ihtiyaçlardan biri olduğunu söylemişti.
ABD ve İsrail arasındaki bu silah anlaşması Gazze’de can kayıplarının 10 bini aştığı bir döneme denk geliyor. Filistin Yönetimi’ne bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in Gazze üzerinden yaptığı hava saldırıları kadın erkek ayrımı gözetmiyor, hatta ölenlerin üçte ikisinden fazlasını kadınlar, çocuklar ve yaşlılar oluşturuyor.
Pentagon Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından bu yana İsrail’e ne kadar silah ve teçhizat yardımında bulunduğunu açıklamayı reddediyor. 1400 İsraillinin hayatını kaybettiği 7 Ekim saldırılarında Batı ve diğer uluslararası kuruluşlar İsrail’le dayanışsa da, İsrail saldırılarında yoğun olarak sivillerin öldürülmesi ve derinleşen insani kriz nedeniyle giderek artan bir uluslararası tepkiyle karşı karşıyalar.
Üst düzey ABD’li yetkililer son günlerde İsrail’i insani krizi yumuşatmak için “bombardımanı hafifletmeye” çağırdı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby pazartesi günü yaptığı açıklamada Gazze’de “binlerce masum insanın öldürüldüğünü” kabul etti, “İsrail’in bazı senaryolarda ölü sayısını en aza indirmek için çaba sarf ettiğine dair bazı işaretler görüyoruz” dedi. Aralarında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in de bulunduğu üst düzey ABD’lli yetkililer Gazze’ye yardım ve sivillerin bölgeden çıkışını sağlayacak insani mola çağrısı yapıyor. Ancak Biden yönetimi “Hamas’ın işine yarayacağı” gerekçesiyle ateşkese sıcak bakmadığını defalarca dile getirdi.
Öte yandan ateşkes konusunda BM Güvenlik Konseyi’nde dört haftadan uzun süredir devam eden tartışmalarda pazartesi günü de olumlu sonuç alınamadı. Bu ay konsey dönem başkanlığını devralan Çin ve konseyin Arap temsilcisi Birleşik Arap Emirlikleri bir aydan kısa sürede 10 binden fazla insanın öldürüldüğü Gazze’deki “insani kriz”i tartışmak için pazartesi günkü toplantıyı düzenledi.
İki saatten fazla süren toplantıda görüş farklılıkları devam etti. ABD “insani mola” çağrısında ısrarcı davranmaya devam ederken konseyin diğer pek çok üyesi “insani ateşkes” talep etti. ABD’nin Büyükelçi Yardımcısı Robert Wood toplantı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada “İnsani molalar üzerine konuştuk ve bu konuda ortak dil oluşturmaya ilgimizi gösterdik. Ancak konsey içinde bunun kabul edilir olup olmadığı konusunda anlaşmazlıklar var” dedi.
BAE Büyükelçisi Lana Nusseybeh ise konseyin 15 üyesinin de konuya “tamamen angaje olduğunu” ve aradaki boşlukları doldurma ve çözüm üzerinde anlaşmaya varma çabalarının devam edeceğini söyledi.
Cuma günü Blinken ile görüşen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Hamas’ın alıkoyduğu 200’den fazla rehine serbest bırakılana kadar çatışmaların durmayacağının altını çizdi. Pazartesi günü ABC News’e demeç veren Netanyahu aynı sözleri tekrarlasa da, “taktiksel küçük molalara” açık olduklarını söyledi. Netanyahu “Taktiksel küçük aralardan kastımız bir saat buraya, bir saat oraya. Bunları daha önce de yaptık, insani yardım malzemesinin girmesini ya da rehinelerimizin bölgeden ayrılmasını sağlamak için şartları kontrol altında tutacağız. Ancak genel ateşkes olacağını sanmıyorum” dedi. Netanyahu’nun açıklamalarını detaylıca işlediğimiz haberimize buradan ulaşabilirsiniz.
Ne var ki güvenlik analistleri, olası bir silah transferinin, İsrail’in saldırılarını durdurması için sarf edilen çabaları baltalayabileceğini söylüyor. Washington merkezli politika enstitüsü Project on Middle East Democracy’de savunma direktörü ve silah satışları konusunda uzman Seth Binder, “Biden yönetimi İsrail hükümetini insani molalara izin vermeye çağırıyor ancak bu satış ve aceleye getirilen diğer askeri yardımlar bu çabayı tamamen baltalıyor” dedi ve şöyle devam etti: “Biden yönetimi mola talep ediyor olabilir ama eylemleriyle İsrail’in Gazze’ye bombalamasını desteklediğini gösteriyor.”
İsrail, savaşın ikinci gününde Gazze’yi tam kuşatma altına alarak bölgeye gıda, su, elektrik, ilaç ve diğer temel ihtiyaç malzemelerinin ulaşımını kesti. Birleşmiş Milletler’e göre 1.5 milyon kişi de yerinden edilmiş durumda. Birçok ülke ve yardım kuruluşunun Gazze’ye gönderilmesi için yolladığı insani yardımların bir kısmı Refah Sınır Kapısı üzerinden geçti. Ancak BM ve diğer yardım grupları, gönderilen miktarın 2.3 milyon insanın ihtiyaçlarını tam olarak gidermeye yetmeyeceğini söylüyor. Ayrıca İsrail’in mülteci kamplarını, okulları ve hastane çevrelerini hedef alan saldırıları, kuşatma altındaki bölgede güvenli bir alan bırakmıyor.
İsrail geçen hafta da ABD’den üç parti halinde 34 bin tüfek ve yarı otomatik silah almak istemişti. İlk olarak Axios’ta çıkan haberlerde Biden yönetiminin bu silahların gönderilmesine ancak Batı Şeria’daki yerleşimcilere dağıtılmaması şartıyla izin verdiği aktarılmıştı. Kirby, pazartesi günkü açıklamasında İsrail’den gönderilecek 34 milyon dolarlık bu silahların yalnızca devlete bağlı çalışan güvenlik güçlerine dağıtılacağı ve Batı Şeria’daki yerleşimcilere verilmeyeceği sözünü aldıklarını söyledi.
ABD Başkanı Joe Biden da dahil olmak üzere ABD’li yetkililer son haftalarda Batı Şeria’da yerleşimcilerin Filistinlilere karşı uyguladığı şiddetin artmasından duyduğu endişeyi dile getiriyor. Biden hem kamuoyuna açık alanlarda yaptığı açıklamalarda hem de Netanyahu ile yaptığı görüşmelerde bu endişesini defalarca dillendirdi. Biden yönetimi, şiddet olaylarındaki artışın Batı Şeria’da yeni bir savaş alanı yaratmasından ve bölgeyi daha da istikrarsızlaştırmasından endişe duyuyor. Ayrıca Demokratlar Biden’ın son dönemlerde başta Müslüman topluluklar olmak üzere Filistin’i destekleyenler tarafından ağır bir şekilde eleştirilmesinden de kaygılanıyor.
Netanyahu ise Haaretz’de yer alan habere göre kısmen hükümetin aşırı sağ kanadından gelecek eleştirilerden korktuğu için henüz kamuoyu önünde Batı Şeria’da yaşananlara değinmedi. Hatta iktidarın, Knesset’in en ırkçı ve aşırı sağcı milletvekillerinden biri olan Zvi Sukkot’u Knesset Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi’nin Batı Şeria’dan sorumlu alt komitesinin başına getirdi. Bu atama, muhalefetin tepkisiyle karşılandı ve Washington ile Tel Aviv arasında gerginliğe yol açtı.
Öte yandan Washington’da yüzlerce Filistin yanlısı protestocu, ABD’den İsrail’e silah taşıdığına inandıkları bir askeri ikmal gemisini engellemek için Tacoma Limanı’nda toplandı. Protestoyu düzenleyen Arap Kaynak ve Örgütlenme Merkezi’nde (AROC) yönetici olan Wassim Hage, “Ateşkes istiyoruz. İnsanların öldürülmesinin artık durdurulmasını istiyoruz. ABD’nin dış politikasında ve İsrail’e sağladığı finansmanda gerçek bir inceleme yapmasını istiyoruz” dedi.
Hage, bir kaynaklarından AROC’a silah ve teçhizatla dolu söz konusu geminin İsrail’e gönderileceği bilgisini aldıklarını söyledi. Pentagon sözcülerinden Jeff Jurgensen, El Cezire’ye gönderdiği bilgilendirme mailinde geminin gerçekten de “ABD askeri kargosunu” taşımak üzere kullanıldığını söyledi. Ne var ki “güvenlik nedeniyle” gemilere yüklenen kargoyla ilgili başka bilgi veremeyeceğini söyledi.
Protestocuların taşıdığı pankartlarda, “Nehirden denize özgür Filistin”, “İsrail suçları için bir kuruş daha vermeyeceğiz” ve “İsrail’e yardıma hayır” sözleri yazıyordu. Ayrıca protestocular liman çevresindeki trafiği engellemek için bisiklet ve araba kullandı.