Erdoğan raconu kesti, yargı krizimiz iyice içinden çıkılamaz bir hale geldi
Aşağıda yeniden yazdım, günlerdir Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararıyla nasıl bir kriz çıktığını anlatıyorum.
Hatta dün, bu konuda görevin Anayasada ‘Devlet organlarının uyumlu çalışmasını gözetmekle’ yükümlü kılınan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da olduğunu da söylemiştim.
Erdoğan bu sabah bu konuda konuştu ve raconunu kesti. Dediği şu:
‘Her şeyden önce Yargıtay’ın bir yüksek mahkeme olduğunu herhalde kimse inkar edemez. Anayasa Mahkemesi bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir. Şu an itibarıyla Yargıtay’ın aldığı karar asla bir kenara atılamaz, itilemez. Anayasa Mahkemesinin kararına karşı Yargıtay da şu anda demiştir ki “Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı ben de talep ediyorum.” Bu talebinin gereğini bekliyor ve bu talebine karşı bunun gereğini yerine getirecek olan merci neresiyse o merciden bu talebini istiyor. Bu parlamentoysa parlamentodan istiyor.(….) Anayasa Mahkemesi de bu konuyla ilgili olarak Yargıtay’ın attığı bu adımı hafife de alamaz, almamalıdır.’
Orada da durmadı Erdoğan. Ak Parti içinden Yargıtay’a karşı Anayasa Mahkemesi’ni haklı bulanlara da ayar verdi: ‘ Eğer partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtay’ı yerip, Anayasa Mahkemesi’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar.’
Cumhurbaşkanı’nın topa oldukça sert giren bu çıkışından sonra şunu söylemek lazım: Mevcut kriz çözümsüz kaldı.
Yani, Anayasanın amir hükmüne rağmen Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmaması olasılığı arttı.
Bu da fiilen Anayasa Mahkemesi’nin beğenilmeyen kararlarının bundan sonra uygulanmaması anlamına geliyor olabilir.
Siyasi iktidarın mahkemelerin beğendiği kararlarını ‘hukuka uygun’ ve uygulanabilir bulması, beğenmediği kararlarını ise uygulamaması ülkemizi çok vahim bir yere sürükleyecek, çok acı bir olay.