Altun ve ABD’li senatör ayrı telden çalıyor: Twitter seçimde kimi tuttu?
İsrail Gazze'deki işgalini genişletiyor ama savaşta en büyük zorluklarından biri Hamas'ın tünelleri. İsrail'in bunun için deniz suyu çekerek tünellere pompalayacağı bir sistem kurduğu belirtiliyor. Ancak plan ABD dahil tepki çekti.
Hamas’ın Gazze’nin altına tüneller inşa ettiği yıllardır biliniyor. Bu tüneller zaman zaman İsrail ordusunca tespit edilip çökertilse de Hamas yenilerini yapmaya devam ediyor. Bu döngü zaman içinde İsrail’in yeni tespit yöntemleri geliştirmesine bile yol açtı. İsrail’in Gazze işgalini tüm bölgeyi kapsayacak şekilde genişletmesi savaşın yeni bir boyuta atladığını gösteriyor. İsrail Gazze’yi sürekli havadan gözlemlese de bölgenin altındaki yapılar bilmece olmaya devam ediyor. Kent savaşı büyüdükçe İsrail’in yaşayacağı en büyük zorluklardan biri bu bilmece olacak. ABD’li yetkililere göre Hamas’ın tünellerine karşı İsrail’in bir planı var, ancak bu plan çok ciddi sorunlara yol açabilir.
Wall Street Journal’ın haberine göre İsrail Hamas’ın geniş tünel ağını deniz suyuyla doldurmak için kullanabileceği büyük bir pompa sistemi kurmuş. Bu taktikle tünelleri yok ederek savaşçıları yeraltındaki sığınaklarından çıkarmak amaçlansa da bu yöntemle Gazze’nin su kaynakları tehdit altına girebilir.
İsrail ordusu El Şati mülteci kampının yaklaşık bir mil kuzeyine geçen ayın ortalarında bu pompa sistemini kurdu. Yaklaşık beş pompa Akdeniz’den su çekerek saatte binlerce metreküplük su depolayabilecek ve tünelleri haftalar içinde sular altında bırakabilecek kapasitede. İsrail bu planı ABD’ye geçen ayın başlarında duyurmuş, ancak bunun tünelleri devre dışı bırakmanın yanı sıra çevre üzerinde etkisi olacağı ve uygulanabilirliği konusunda tartışma çıkmış.
ABD’li yetkililer İsrail hükümetinin planı uygulamaya ne kadar yakın olduğunu bilmediklerini, zaten İsrail’in planı uygulama konusunda da nihai kararı vermediğini söylüyor. Plana ABD’den gelen tepkiler ise karışık. Bazı yetkililer endişelerini özel olarak bildirirken bazıları tünellerin devre dışı bırakılmasını desteklediklerini ve buna hükümetin karşı çıkılmasının söz konusu olmadığını söylüyor. İsrail güçleri şimdiye kadar Gazze’de 800 tünel tespit etse de yeraltı ağının çok daha büyük olduğu tahmin ediliyor.
Ancak planda hesaba katılmayan bir şey var ki o da Hamas’ın 7 Ekim’de alıkoyduğu rehineler. Kadın ve çocuk rehinelerin büyük kısmı yedi gün süren ateşkes sırasında serbest bırakılsa da, erkek rehineler hâlâ Hamas’ın elinde. Plan hakkında bilgi sahibi biri, tünellere su basma işlemi haftalarca süreceği için hem Hamas savaşçılarının, hem de rehinelerin güvenli şekilde dışarı çıkabileceğini söylüyor. Ancak bu doğruluğu tartışılır bir bilgi. Hükümet esir takasında şimdiye kadar ayak sürüdüğü ve çok geç karar aldığı için halkın zaten hedefinde olduğu bir dönemde rehinelerin hayatlarını tehlikeye atacak bu eylemi gerçekleştirir mi, o da muamma.
Plan hakkında bilgi sahibi bir kişi WSJ’ye “Tünellerin ve zeminin ayrıntılarını kimse bilmediği için su pompalama işleminin ne kadar başarılı olacağından emin değiliz. Etkili olup olmayacağını bilmek imkansız, çünkü kimsenin daha önce girmediği tünellerden deniz suyunun nasıl boşaltılacağını bilmek de imkansız” diyor.
Bu tartışmalar son zamanlarda İsrail ordusunun savaşta elde etmeyi hedeflediği zaferlerle sivillerin korunması arasında denge kurması için uygulanan uluslararası baskıyı gözler önüne seriyor. İsrail’in 60 günlük işgalinde Gazze dümdüz oldu, bir milyondan fazla insan evlerinden edildi, 16 bine yakın sivil hava saldırılarında hayatını kaybetti.
İsrail ordusu sözcüleri tünel planı hakkında yorum yapmayı reddetse de, “Ordumuz farklı askeri ve teknolojik araçlar kullanarak Hamas’ın faaliyetlerini ortadan kaldırmaya çalışıyor” dedi. Hamas geniş tünel ağını saklanmak, İsrail ordusu tarafından fark edilmeden hareket etmek ve rehineleri saklamak için kullanıyor. Bazı tüneller betonarmeden yapılmış ve elektrik, iletişim hatları içerecek şekilde modernleştirilmiş. Ortalama boyu olan bir insanın kolayca ayakta durabileceği büyüklükte olmalarıyla da işlevseller.
Filistinlilerin çoğunun şu anda temiz suya erişim imkanı yok. Gazze’deki içme suyu kaynaklarından biri arıtma tesisleri ancak tesislerden biri elektriğin kesilmesi ve yakıt yokluğu sebebiyle çalışamaz oldu, diğer ikisi ise çok kısıtlı şekilde çalışıyor. Halbuki 7 Ekim’den önce Gazze’ye İsrail’den üç boru hattı aracılığıyla su gönderiliyordu. Su pompalama tesislerinin normal şekilde çalıştığı dönemde kişi başına 83 litre su sağlanabiliyordu. Ancak Birleşmiş Milletler’e göre Filistinliler şimdi günde en çok üç litre su alabiliyor.
Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi kıdemli başkan yardımcısı Jon Alterman tünellerin ne kadar geçirgen olduğu ya da deniz suyunun toprağa ne gibi etkisi olabileceği tam bilinemediği için planın sonuçlarını değerlendirmenin de zor olduğunu söylüyor. Pompalanacak su yeraltı rezervlerine zarar vereceği gibi hava saldırılarından kurtulmuş ama sağlam da olmayan binaların yıkılmasına da sebep olabilir.
Hollanda merkezli barış örgütü PAX’ta çalışan ve Ortadoğu’da devam eden savaşın çevre üzerindeki etkilerini inceleyen Wim Zwijnenburg tünel ağının yaklaşık üçte birinin zarar gördüğünü varsayarak geriye kalan sağlam tünelleri devre dışı bırakmak için yaklaşık bir milyon metreküp deniz suyu pompalamak gerekeceğini söylüyor. Zwijnenburg Gazze’de halkın içme suyu olarak faydalandığı yeraltı rezervlerinin deniz seviyesinin yükselmesi sebebiyle zaten tuzlandığına, tuzu arındırmak için tesislere daha çok elektrik sağlanması gerektiğine dikkat çekiyor.
Sular altında bırakılacak tünellerde depolanan tehlikeli maddelerin toprağa sızma ihtimali de var. Yaşanabilecekler senaryosunun bir örneğini Mısır’ın 2015’te Refah Sınır Kapısı altında kaçakçıların kullandığı tünelleri deniz suyuyla doldurması örneğinde görmek mümkün. O zamanlar civardaki çiftçiler mahsullerinin zarar gördüğünden şikayet etmişti.