Cop28’e adım adım: Kral Charles ve Papa Francis iklim zirvesine gidiyor
Türkiye, Dubai'deki Cop28 iklim zirvesine hem bireysel hem de hükümet çapında yoğun ilgi gösterdi. Ancak Türkiye'nin zirvede imza attığı deklarasyonlar çevreci grupları mutlu etmedi.
Dubai’de 30 Kasım Perşembe günü başlayıp 13 Aralık Çarşamba günü biten yoğun Cop28 iklim zirvesine katılan 198 ülkeden biri Türkiye’ydi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar zirveden günler önceki açıklamasında “Bakanımız Mehmet Özhaseki başkanlığında güçlü bir Türk Delegasyon Heyeti ile Dubai’de yer alacağız. Müzakereleri takip ederek ülkemizin çıkarları ile örtüşen kararlar alınması için çaba sarf edeceğiz” dedi. Gerçekten de Türkiye hem devlet, hem de bireysel ve çevreci gruplar bazında yoğun ilgi gösterdi zirveye. Ancak Türkiye’nin Cop28’de görüşülen bazı kritik deklarasyonlara imza atmaması tepki çekti.
Fosil yakıt çağının bitişine dair açık sinyal vermesi nedeniyle “tarihi” zirve olarak kayıtlara geçen zirvede Türkiye iklim kriziyle mücadelede ülkelerin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltacak bir çıkış kapısı olarak görülen yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği dahil pek çok deklarasyona imza atmadı. Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nde (SEFiA) yayınlanan habere göre Türkiye’nin imza atmadığı deklarasyonlar şöyle:
– Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü: 130 ülke 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üçe, enerji verimliliği çalışmalarının hızını ikiye katlama sözü verdi. Türkiye’nin bu ülkelerden biri olmaması için önünde bir engel yoktu. Zira Türkiye fosil yakıt ülkesi değil ve bazı ülkelerle yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak için anlaşma da imzaladı. Bu konuya daha detaylı değindiğimiz haberimizi buradan okuyabilirsiniz.
– Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Adil Geçiş ve İklim Eylemi Ortaklığı: 76 ülke toplumsal cinsiyete duyarlı bir iklim adaleti bildirisi açıkladı. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre küresel ısınma nedeniyle 1.2 milyar iş tehlikede. Bu da küresel işgücünün yüzde 40’ını temsil ediyor. Kadınlar iklim değişikliğine özellikle duyarlı sektörlerde faaliyet göstermeleri nedeniyle en çok etkilenecek grup olarak öne çıkıyor.
– İklim, Yardım, Toparlanma ve Barış Bildirisi: 80 ülke iklim değişikliğine uyumu ve dirençliliği artırmaya yönelik işbirliği çağrısı yaptı.
– Küresel Soğutma Taahhüdü: 66 ülke 2050 yılına kadar tüm sektörlerde soğutma teknolojilerinden kaynaklanan zararlı gaz salımını 2022 seviyelerine göre küresel olarak en az yüzde 68 oranında azaltmayı amaçlıyor. İlk kez bir iklim zirvesinde böyle bir taahhüde imza atıldı. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) koalisyonu tarafından hazırlanan rapora göre tüm ekstra klimalar iklim krizini ikiye katlıyor ve soğutma emisyonlarının 2050 yılına kadar 4,4 milyar ila 6,1 milyar metrik ton karbondioksit eşdeğerine ulaşması bekleniyor.
– Hidrojen Bildirisi: 37 ülke küresel yenilenebilir ve düşük karbonlu hidrojen piyasasının ve sertifikasyon programlarının geliştirilmesini amaçlıyor.
– Küresel İklim Finansmanı Çerçevesine İlişkin Liderler Bildirisi: Küresel finansmanı iddialı bir iklim eylemine uygun hale gelecek şekilde dönüştürmeyi hedefliyor.
– Kömür Sonrası Enerji İttifakı (PPCA): 2017’de kurulan ittifaka dünyanın en büyük üçüncü kömür ülkesi olan ABD dahil yedi ülke daha katılarak kömürden çıkma taahhüdü verdi. Polonya, Bulgaristan, Malta ve Romanya ile birlikte Türkiye ittifaka katılmayan beş Avrupa ülkesinden biri oldu. Deklarasyonu imzalayan ülkeler yeni kömürlü termik santral kurmayacak ve mevcut kömür santrallerini kademeli olarak kapatacak.
– İklim, Doğa ve Toplum Bildirisi: 18 ülke ulusal iklim, biyoçeşitlilik ve arazi restorasyon plan ve stratejilerinin entegre şekilde planlanması ve uygulanması için ortak çalışma kararını açıkladı.
– Uyum Finansmanı Konusunda Azim Koalisyonu: 13 ülkenin kurduğu koalisyon uyum finansmanına erişimin kolaylaştırılması ve tüm uyum finansmanı kaynaklarının artırılması için birlikte çalışacağını açıkladı.
Peki Türkiye’nin imzaladığı hiç mi anlaşma yok? Var elbette. İşte onlar da şöyle:
– İklim ve Sağlık Bildirisi: 143 ülke ilk kez iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerini ele alacak sistemler kurmak için söz verdi.
– Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Bildirisi: 158 ülke gıda üretimini ve üreticileri iklim değişikliğinin etkilerine karşı korumaya söz verdi. Zirvede liderler ilk kez artan gıda ihtiyacının iklim krizini daha da harlamadan nasıl karşılanacağı sorunuyla yüzleşti.
– İklim Eylemi için Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu (CHAMP): 65 ülke iklim stratejilerinin planlanması, finansmanı, uygulanması ve izlenmesinde yerel yönetimlerle ve belediyelerle işbirliği yapılmasını amaçlıyor.
Türkiye’nin zirveden en büyük beklentisi Kayıp ve Zarar Fonu’nda “kırılgan ülkeler” arasında yer almaktı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Bakanlığı’nın internet sayfasında haberler kısmında Cop28 ile ilgili haberlerin her birinde mutlaka Kayıp ve Zarar Fonu geçiyor. Bu fon iklim krizinden en çok etkilenen yoksul ülkelere verilecek.
Özhaseki “Kayıp ve Zarar Fonu’ndan en fazla istifade edebilmek için de büyük mücadele veriyoruz. Çünkü bizim ülkemiz Akdeniz havzasında dünya ısısının ortalama 1.1 arttığı bir yerde. Biz 1,5 derece kadar ısınmadan etkilenmiş bir ülkeyiz. O yüzdendir ki seller, kuraklıklar, heyelanlar, müsilaj gibi afetler de arka arkaya geliyor ve bundan kurtulamıyoruz. En çok etkilenen ülkelerden biri olarak bizim de bu tür fonlara erişim imkanımızın olması lazım. Bu da bir mücadele” diyerek Türkiye’nin fonu ne kadar çok istediğini gösterdi.
Öte yandan dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi (G20) arasında bulunan Türkiye dünyada en çok sera gazı salan 15’inci ülke. Ancak ulusal sera gazı salımlarını 2030’a kadar en az yüzde 35 oranında azaltmayı öngören iklim hedefini henüz güncellemedi. Zirve kararına göre tarafların Paris Anlaşması’na uygun şekilde 2030 ulusal iklim hedeflerini 2024 yılının sonuna kadar güncellemesi gerekiyor. 2053 yılında net sıfır emisyonlu ülke olma vizyonu bulunan Türkiye sera gazı emisyonlarını bir an önce azaltmaya başlamalı. Ne var ki iklim hedefi daha güncellenmediği için çevre grupları tepkili.
SEFiA, Yeşil Düşünce Derneği, İstanbul Politikalar Merkezi, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Greenpeace Akdeniz, İklim Öncüleri, Fosil Yakıtların Ötesi (Beyond Fossil Fuels) ve Avrupa İklim Eylem Ağı’nın desteğiyle change.org’da “Türkiye’nin iklim hedefi yenilensin, ekonomi güçlensin! #2030iklimhedefi” başlıklı imza kampanyası başlatıldı. Kampanya detayları, daha fazla bilgi ve bilimsel kaynaklara buradan ulaşabilirsiniz.