İngiltere’de polisten hukuk devleti ve özgürlük dersleri
Nobel Edebiyat Ödüllü Annie Ernaux ve Filistinli şair Muhammed El-Kurd'un öncülüğündeki birçok sanatçı Filistin'le ilgili tutumu nedeniyle Almanya'yı boykot etmeye çağırıyor. Dünyanın dört bir yanından çağrıya ses verenler var.
İsrail- Filistin savaşı başladığı günden itibaren kültür sanat dünyasını da ikiye böldü. İfade özgürlüğü ve insan haklarının kırmızı çizgileri olduğunu söyleyen birçok kültür sanat kurumu ise savaşta taraflı tutum sergileyerek yeni bir cephe açtı. Gün geçmiyor ki dünyanın dört bir yanında yazarlar, sanatçılar ve sanatın ifade özgürlüğü alanı olduğuna inanan hak savunucularının susturulduğu, sansüre uğradığı haberini almayalım.
Batı sanat dünyası ‘Gazze’ diyeni susturmaya çalışsa, barış ve ateşkes çağrısı yapan sanatçıların etkinliklerini ve konuşmalarını iptal etse de bazı isimler baskıya rağmen sesini yükseltmeyi başarıyor. Daha önce 1300’den fazla İngiliz sanatçı Batı ülkelerindeki kültür sanat sektörüne açık mektup yayınlamıştı.
Yeni başlayan bir boykot ise daha geniş çapta ses getirdi. Aralarında 2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Fransız yazar Annie Ernaux, Filistinli şair ve aktivist Muhammed El-Kurd ve sanatçı Lawrence Abu Hamdan’ın yanı sıra yönetmenler ve kültür çalışanlarının da olduğu 650’yi aşkın isim İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin tutumunu protesto etmek amacıyla Alman devletine boykot girişimi başlattı.
Sanatçılar Almanya’yı ‘ifade özgürlüğünü, özellikle de Filistin ile dayanışma ifadelerini bastıran ‘McCarthyci politikalar’ benimsediği için açıkça eleştirdi. Sanatçılar özellikle sanat alanında olmak üzere Alman yetkililerin savaşın son 97 gününde yaptıklarını tüyler ürpertici olduğunu da söyledi.
En önemlisi bugüne kadarki mektup ve protesto girişimlerinden daha net bir boykot çağrısı yaptılar. Sanatçılar dünyanın dört bir yanında yaratıcı alanlarda üretim yapan herkesi Almanya’nın devlet destekli dernekleriyle işbirliğinden çekilmeye çağırdı. Sanatçılar İsrail’in Filistin politikalarını boykot etmek için kurulan küresel ‘Boykot, Tecrit, Yaptırım (BDS)’ hareketinin 2019’da aldığı karara atıfta bulunarak Alman kurumlarını yapısal ırkçılıkla mücadele etmeye de çağırdı.
Boykot çağrısına uyarak Alman yayıncısıyla bağlarını koparan en yeni isim Bosnalı yazar Lana Bastašić oldu. İlk romanı ‘Catch the Rabbit’le 2020 AB Edebiyat Ödülü’nü kazanan 37 yaşındaki yazar kararını sosyal medya hesabından duyurdu. Instagram’da yayıneviyle sözleşmelerini feshetmenin “ahlaki ve etik görevi” olduğunu söyledi, Almanya’nın Filistinli seslere sansür uyguladığını vurguladı.
Bastašić’in yayınevi 1886’da Yahudi yayıncı Samuel von Fischer’in kurduğu Frankfurt-S. Fischer Verlag. Yayınevinin internet sitesinde “özellikle 7 Ekim 2023’teki Hamas katliamından sonra yeni antisemitik ve ırkçı düşünce ve eylem biçimlerine karşı durma” misyonu olduklarına dair bir açıklama yer alıyor.
Sanatçılar çağrıya kulak verirken boykot çağrısını başlatan isimlerden El-Kurd ise Al Jazeera’ye kararlarının önemini şöyle vurguladı:
“Filistinlilerin Almanya destekli bir ordu tarafından eşi benzeri görülmemiş bir hızla katledildiği ve Alman kurumlarında totalitarizmin yükseldiği bir dönemde, iyi insanların Filistin karşıtı ırkçılığı iddialı ve aleni bir şekilde reddetmesi ve bu ırkçılığı yayan ya da ona kılıf uyduran kuruluşları boykot etmesi her zamankinden daha önemli. İsrail’in şu anda kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırım kampanyasını inkar eden, meşrulaştıran ya da bu kampanyaya katılanlarla işbirliği yapılamaz. Bu bizim ahlaki sorumluluğumuz.”
Eğer sanatçılar boykot çağrısına karşılık verirse Almanya’da düzenlenen birçok etkinlik karardan etkilenecek. Bunlardan biri 15-25 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek Berlin Film Festivali (Berlinale). Alman kültür etkinliklerinin yanı sıra Goethe Enstitüsü gibi dernekler ve Gropius Bau gibi müzeler de boykottan etkilenebilir.
Ancak şu an için her şey netleşmiş değil. Hatta kafa karıştırıcı durumlar da var. Örneğin Ernaux’nun Alman yayıncısı Suhrkamp The Guardian’a gönderdiği e-postada yazarın dilekçeyi imzaladığını, ancak Almanya’daki yayınlarının ve sahnelenen metinlerinin grev çağrısından etkilenmeyeceğini söyledi. Bu da imzacıların boykota nasıl ve hangi durumlarda katılacağı konusunda belirsizliğin devam ettiğini gösteriyor.
Dilekçenin kafa karıştıran bir yanı daha var. Pazartesi sabahı imzacı listesinin yer aldığı internet sitesinde 1952’de ölen Norveçli Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Knut Hamsun’un ismi de yer alıyordu. Dolayısıyla tüm imza sahiplerinin doğrulanması konusunda da soru işaretleri var.