Ekonomik belirsizlik arttı, lüks tüketim markalarının hisseleri sert düşüyor
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Pentagon'un tartışma yaratan açıklamasına yanıt olarak ABD'nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni değiştirme girişimlerinde başarılı olamayacağını söyledi.
ABD Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander’ın Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ilişkin açıklaması ortalığı karıştırdı. Dün düzenlediği basın toplantısında 1936 yılında imzalanan Montrö Sözleşmesi ile ilgili “Türkiye dahil Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerle çatışmadan uzaklaşmak için birlikte çalışabiliriz. Türkiye koruyucusu olduğu Montrö Sözleşmesi’nin ilgili maddesini uygulamaya koymuştu” demiş, Wallander’ın bu açıklaması ABD’nin sözleşmeyi feshetme ya da değiştirme çabasında olduğu şeklinde yorumlanmıştı.
New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) binasında basın toplantısı düzenleyen Lavrov AA muhabirinin “ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nin ilgili maddesini uygulama kararına değinerek Türkiye ile çatışmadan uzaklaşmak için birlikte çalışabileceğine işaret etti. Bu Montrö Sözleşmesi’nin feshi olarak yorumlandı. Sizin bu konuda görüşleriniz nedir?” sorusunu yanıtladı.
Lavrov soruya “ABD’nin eğer Montrö Sözleşmesi’ne ilişkin bir değişiklik talebi bulunuyorsa Türk meslektaşlarımız sözleşmenin koruyucuları olarak bize birçok kez sözleşmenin hükümlerini kesin bir şekilde uygulayacaklarını söyledi” şeklinde yanıt verdi.
❝ABD’nin eğer Montrö Sözleşmesi’ne ilişkin bir değişiklik talebi bulunuyorsa, Türk meslektaşlarımız, sözleşmenin koruyucuları olarak bize birçok kez sözleşmenin hükümlerini kesin bir şekilde uygulayacaklarını söylediler❞
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, AA Muhabiri Şerife… pic.twitter.com/P3vqbAGg3l
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) January 24, 2024
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in tedavisinin ardından “işe döndüğünü” ve bu yüzden Pentagon’un tekrar hareketlendiğini söyleyen Rus bakan “Başarılı olacaklarını düşünmüyorum” dedi.
Dün düzenlediği basın toplantısında ABD Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander bir muhabirin “En son İngiltere bir mayın tarama gemisini Karadeniz’e göndermeye çalıştı, fakat bu Türkiye tarafından Montrö Sözleşmesi kullanılarak engellendi. ABD veya müttefikleri mayın tarama gemisi gibi şeyler göndermeye çalışırsa bunun sorun olmaya devam edip etmeyeceği konusunda fikriniz var mı diye merak ediyordum. Başka benzer olaylar gördünüz mü? Yardımın Ukrayna’ya ulaşması engellendi mi?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Şunu belirtmek isterim ki Bulgaristan, Romanya ve Türkiye Karadeniz’de mayın temizleme operasyonuna katıldıklarını kamuoyuna duyurdular. Ve bunu memnuniyetle karşılıyoruz çünkü bu sadece Ukrayna için değil aynı zamanda uluslararası bir su kütlesi olan Karadeniz’deki nakliyat için gerçekten önemli olacak. Bu nedenle Türkiye’nin içinde bulunduğu çatışma durumundan uzaklaşabileceğimiz koşullar üzerinde Karadeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerle çalışmak istiyoruz.”
Montrö’nün 19. maddesine atıfta bulunduğu anlaşılan Wallender açıklamasına şöyle devam etti:
“Türkiye’nin İngiliz gemisine bunu uygulama nedeninin Rusya-Ukrayna Savaşı olduğunu belirtmek isterim. Dolayısıyla yapmamız gereken Ukraynalıların kendilerini Rus saldırılarına karşı savunmaya devam etmesine yardımcı olmaktır. Böylece Karadeniz’i tamamen ticari gemi taşımacılığına etkili şekilde yeniden açabileceğimiz müsamahakar bir ortam yaratılabilir. Koşullar eskisinden daha iyi, çünkü Ukrayna’nın büyük ölçüde Rusya’nın denizdeki kabiliyetini ve Karadeniz’deki saldırı yeteneklerini geri püskürtmedeki başarısı sayesinde ticari nakliyat olağan seyrine bir nebze devam edebildi.”
Montrö Boğazlar Sözleşmesi 1936’da imzalanan ve Türkiye’ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşme. Sözleşme Türkiye’ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı veriyor ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiliyor. 1923’te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi’nin yerine geçen Montrö ile birlikte Uluslararası Boğazlar Komisyonu’nun da görevi sonlanmıştı.
Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırlayan sözleşmenin şartları özellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) donanmasına Akdeniz’e erişim hakkı sağlaması yıllar boyunca tartışma konusu olmuştu. Bugün de aynı tartışma Rusya Federasyonu ekseninde dönüyor.
20 Temmuz 1936’da Bulgaristan, Fransa, Büyük Britanya, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, SSCB, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye’nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye’ye geçmişti.
Kritik 19. madde
Türkiye’nin Boğazlar’da alabileceği pozisyonu savaş ve barış zamanlarında ayrı ayrı düzenleyen sözleşme Ankara’nın savaşa dahil olup olmadığı zamanları da hesaba katarak hazırlanmış “diplomatik bir zafer” olarak yorumlanıyor.
Sözleşmenin kritik öneme sahip olan, zaman zaman değiştirilmesi gündeme gelen ve Türkiye’nin savaşan taraf olmadığı koşulları düzenleyen 19. maddesi ise şöyle diyor: “Savaş zamanında Türkiye savaşan değilse savaş gemileri Boğazlar’da tam geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bununla birlikte savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlar’dan geçmesi yasak olacaktır. Saldırıya uğramış bir devlete Milletler Cemiyeti Misakı çerçevesi içinde yapılmış kütüğe yazılmış (tescil edilmiş) ve yayımlanmış, Türkiye’yi bağlayan bir karşılıklı yardım anlaşması gereğince yapılan yardım durumları bunun dışında kalmaktadır. Yukarıdaki fıkrada öngörülen kural dışı durumlarda 10’uncu maddeden 18’inci maddeye kadar olan maddelerde belirtilen kısıtlamalar uygulanamayacaktır. Yukarıdaki 2’nci fıkrada konulmuş geçiş yasağına karşın, Karadeniz’e kıyıdaş olan ya da olmayan savaşan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri bu limanlara dönebilir.”