İzmir’de ABD askerinin başına çuval geçiren 10 kişi tutuklandı, Beyaz Saray’dan açıklama var
Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen Suriye konulu forum ikinci gününde ortak bildiriyle sona erdi. İsrail'in Suriye'ye saldırılarının kınandığı bildiride "terör oluşumlarını destekleyenler" ve petrolün yasadışı çıkarılması kınandı.
Kazakistan’ın başkenti Astana’da 21’ncisi düzenlenen Suriye görüşmeleri sona erdi. Görüşmeler sonucunda ilgili 20 maddelik ortak bildiri imzalandı. Bildiride Suriye’nin kuzeydoğusundaki durumdan Suriye’nin petrol kaynaklarının yasa dışı yollarla dışarı transfer edilmesine, İsrail’in Suriye’ye düzenlediği saldırılara kadar pek çok konu ele alındı.
Astana formatı Suriye’deki çatışmaları sona erdirmek ve uzun vadeli barış sağlamak amacıyla 2017 yılında hayata geçirilmişti. Türkiye, Suriye (hem Esad yönetimi hem de muhalif güçler), Rusya ve İran delegeleri o zamandan bu yana, şimdiki görüşmelerle birlikte toplam 21 kez bir araya geldi.
Türkiye’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, Rusya’yı Suriye Özel Temsilcisi Aleksandır Lavrentiyev, İran’ı Dışişleri Bakanı’nın Özel Siyasi İşlerden Sorumlu Üst Düzey Danışmanı Ali Asgar Hacı, Suriye muhalefetini Ahmet Toma ve Esad yönetimini Dışişleri Bakan Yardımcısı Bessem Sabbag temsil etti. BM Özel Suriye Temsilci Yardımcısı Nejat Rochdi’nin de katıldığı görüşmelerde Ürdün, Irak ve Lübnan’dan heyetler de gözlemci statüsünde yer aldı.
İki gün süren görüşmelerde Suriye’ye engelsiz insani yardımı sağlanması, terörle mücadele çabalarına katılım ve tutukluların karşılıklı olarak serbest bırakılması konuları ele alındı. Katılımcı ülkelerin ortak bildiriye imza atmasının ardından açıklama yapan ev sahibi ülke temsilcisi Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Alibek Bakayev “Astana süreci sayesinde Suriye’deki durumun istikrara kavuştuğunu ve düzelme eşiğinde olduğunu söylemek için nedenlerimiz var. Çözülemezmiş gibi görünen güç sorunlar garantör ülkelerin yoğun çabaları ve Birleşmiş Milletler’in süregelen destekleri sayesinde etkili bir şekilde çözüme kavuşturuluyor” dedi.
Ortak bildiride ilginç maddeler vardı. Bunlardan biri “Suriye’nin kuzeydoğusundaki gayrimeşru özerklik girişimleri de dahil olmak üzere Suriye devletinin birliğine zarar veren terörizmi destekleyen ülkelerin faaliyetlerini kınamıştır” ifadesi içeren yedinci maddeydi. Burada kast edilen “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi” ve ABD. PYD tarafından Suriye’nin kuzeydoğusunda önce özerk kantonlar, sonrasında federasyon ilan edilmişti ancak başta Suriye yönetimi ve Türkiye olmak üzere diğer ülkeler bunu kabul etmedi. Bunun ABD ile bağlantısı ise şöyle:
ABD askeri resmen 2015 yılında Suriye’ye girdi. ABD, IŞİD ile mücadele ettiği gerekçesiyle terör örgütü PKK ve YPG’nin (PYD’nin askeri kolu) uzantısı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile işbirliği yapıyor.
Astana’da görüşmelerin ikinci gününde Foreign Policy’de ilginç bir haber çıktı. Haberde ABD’nin Suriye’deki askerlerini geri çekmeye hazırlandığı belirtildi. ABD Savunma ve Dışişleri bakanlıklarından dört kaynak Foreign Policy’e bunun tüm askerleri kapsayabileceğini söyledi. Haberde topyekun çekilmenin ciddi endişe yaratabileceği yazıldı. Kaynaklara göre Beyaz Saray artık gereksiz gördüğü bir misyona yatırım yapmak istemiyor. Çekilmenin ne zaman ve nasıl yapılabileceğine dair çalışmalar ise sürüyor. Haberin detaylarını buradan okuyabilirsiniz.
Üçüncü maddede ise, “Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan sarsılmaz bağlılıklarını bir kez daha teyit etmiş ve bu ilkelere evrensel olarak saygı gösterilmesi ve uyulması gerektiğinin altını çizmiştir” ifadeleri yer aldı.
Türkiye ve Suriye arasında geçen yıldan beri devam eden normalleşme müzakereleri “yol haritası çizme” aşamasına geldi, ama iki ülkenin beklentileri farklı olduğu için ilişkilerde henüz ilerleme kaydedilemedi. Suriye toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini ileri sürdüğü Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinden tamamen çekilmesini talep ediyor.
Türkiye ise bölgede terör unsurlarının varlığı gerekçesiyle bölge bu unsurlardan temizlenene kadar çekilmeyeceğini vurguluyor. Türkiye PKK ve YPG’yle mücadele gerekçesiyle Suriye’nin kuzeyinde askeri operasyonlar düzenliyor. Esad yönetimine muhalif Özgür Suriye Ordusu’nu destekleyen ülkelerden biri de Türkiye’ydi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad arasında geçen yıldan bu yana görüşme olması beklenirken Esad yaz aylarında “Erdoğan ile niçin görüşeyim ki? Meşrubat içmek için mi?” diyerek Türkiye topraklarından çekilmeden normalleşmenin olmayacağı mesajı vermişti. İki lider de Riyad’da Filistin konulu toplantıya katıldı, ama görüşmediler.
Astan bildirisinin yedinci maddesinde “Suriye’ye ait olması gereken petrol kaynaklarının yasa dışı yollarla ele geçirilmesine ve transfer edilmesine karşı olduklarını yinelemişlerdir. Uluslararası hukuku, uluslararası insani hukuku ve BM Tüzüğünü ihlal eden tüm tek taraflı yaptırımları ve Suriye’de ayrılıkçı gündemi kolaylaştırarak ülkeyi çöküşe götürebilecek belirli bölgelere ilişkin tek taraflı yaptırımları kınadılar” ifadesi de yer aldı.
Dönemin ABD Başkanı Donald Trump 2019’un ekim ayında Suriye’nin kuzeyinden askerlerini çekeceğini, ancak sonrasında yaklaşık 500 askerin Suriyeli Kürt birliklerle birlikte petrol tesislerinin korunması için bölgede kalacağını duyurmuştu. Dönemin ABD Savunma Bakanı Mark Esper Amerikan kuvvetlerinin bölgeyi sadece IŞİD’den değil “Rus birlikleriyle Suriye hükümetine bağlı ordudan da koruduğunu” söylemişti. Trump ise bölgedeki petrolden faydalanmak istediğini açık şekilde söyleyerek Amerikan askerlerinin bu nedenle bölgeyi koruduğunu belirtmişti.
Suriye’nin kuzeyinde 2018 yılına kadar günlük 100 bin varil petrol çıkarılıyorken Temmuz 2019’da SDG ile ABD merkezli Delta Cresent Energy şirketi arasında varılan anlaşma sonucu günlük petrol üretimi 140 bin varil seviyesine çıktı. Sputnik muhabirlerinin aktardığına göre ABD hâlâ bölgeden petrol çıkarmaya devam ediyor. Bu bağlamda 24 Ocak günü 70 kamyon ve tankerden oluşan bir konvoy Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinden Irak sınırındaki El Velid karayolu sınır kapısına geçti.
Esad 2019’da ABD’yi “ülkesinin petrolünü çalmakla” suçlamış, Rusya ise Trump’ın petrol sahaları üzerinde kontrolü sağlama girişimini “uluslararası devlet soygunculuğu” diye tanımlamıştı.
Ortak bildiride İsrail’in son dönemde artan Suriye saldırıları da kınandı. İsrail Gazze’deki işgali başlamadan önce de aralıklı olarak Şam’ı hedef alıyordu, ancak savaş başladıktan sonra hem Şam, hem de Halep havaalanları hedef alındı. Ortak bildiride “İsrail’in Suriye’deki tüm askeri saldırılarını kınamıştır. Bu eylemleri uluslararası hukukun, uluslararası insancıl hukukun, Suriye’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak değerlendirmiş, bölgede istikrarı bozucu ve gerilimi tırmandırıcı olarak kabul etmiş ve bu saldırıların durdurulması çağrısında bulunmuştur” dendi.
İran destekli gruplar ABD’nin Irak ve Suriye’deki askeri üslerini hedef aldığı için ABD de Irak ve Suriye’deki İran destekli grupların kullandığı depoları vuruyor.
Ayrıca ikinci maddede Gazze’nin durumuna dikkat çekildi ve “Gazze’de yaşanan insani felaketten duyulan endişeyi dile getirmiş ve İsrail’in Filistinlilere yönelik acımasız saldırılarına son vermesi ve Gazze’ye insani yardım gönderilmesi gerektiğini vurgulamıştır. BM Genel Kurulu’nun derhal ateşkes ve tüm tarafların uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerine uymalarını talep eden kararının uygulanması çağrısında bulunmuştur” ifadeleriyle ateşkes ve insani yardımların Gazze’ye güvenli yollarla ulaştırılması çağrısı yapıldı.
Türkiye, İran ve Rusya arasında bir sonraki üçlü zirvenin Rusya’da yapılacağı bir kez daha vurgulandı. Bir sonraki Astana forumu ise bu yılın ikinci yarısında yine Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenecek. Kazakistan geçen yılki forumda artık bu zirveye ev sahipliği yapmak istemediğini dile getirmişti. Gerekçe olarak da “Suriye’nin Arap Birliği’ne geri dönmesinin normalleşme yolunda çok ileri bir adım olduğu” gösterilmişti. Rusya ise Astana forumunun nerede olursa olsun düzenlenmeye devam etmesi gerektiğini belirterek Suriye meselesinin henüz çözülmediğine dikkat çekmişti. İsrail’in Gazze işgalinin bölgesel çatışmayı tetikleme riski göz önüne alındığında Kazakistan bir süre daha Suriye konulu forumlara ev sahipliği yapacak gibi.
Ortak bildirinin tamamını buradan inceleyebilirsiniz.