Carnegie Hall’da bir tarikat lideri: Ahmet Özhan sufi müziğini seslendirecek
Genç çellist Dilay Ra Oygür ABD’de düzenlenen Golden Classical Music Awards yarışmasında birinci oldu. 16 yaşındaki Oygür, kendi kategorisinde elde ettiği birinciliğin şerefine New York’taki ünlü Carnegie Hall’da sahne aldı.
Amerikan Sanayi Devrimi’nin önde gelen iş insanlarından biri olan Andrew Carnegie, pek de hoş anılmayan adını temize çıkarmak için hayırseverlik işlerine yönelip 1891 yılında New York’un ünlü 7. Bulvarı’nda hem etkinliklere hem de kız öğrencileri ev sahipliği yapacak bir bina inşa ettirmişti. O bina, bugün New York’un ünlü konser ve etkinlik salonu Carnegie Hall. Burası 1962’den beri ünlü New York Filarmoni Orkestrası’nın da evi.
Ana sahnesinde 2804 koltuğun bulunduğu Carnegie Hall’ın onur listesinde müzik tarihin efsaneleri yer alıyor. Pyotr Çaykovski, Gustav Mahler, Antonin Dvorak, Bela Bartok, Judy Garland ve The Beatles gibi isimleri ağırlamıştı. Türkiye’den de Fazıl Say, Efe Baltacıgil ve Renan Koen, Carnegie Hall’da konser veren isimler arasında.
Her yıl ortalama yüz performansın sahnelendiği bu tarihi yapı, dünya çapında üne sahip isimlerin konserlerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Dünya çapında isimlerin yanı sıra genç yeteneklere de kapılarını açan Carnegie Hall’da Türkiye’den de bir isim var. 16 yaşındaki genç çellist Dilay Ra Oygür. Üstelik bu, Golden Classical Music Awards’da birincilik kazanan Dilay Ra’nın Carnegie Hall’daki ikinci performansı. Oygür, 16 Mart’taki ödül sonrası, Carnegie Hall’da performansını sergiledi.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik ve Sahne Sanatları Lisesi’nde öğrenimine devam eden çellist Dilay Ra Oygür, daha önce 2021’de Carnegie Hall’da sahne almıştı. 14 yaşındayken Golden Classical Music Awards’dan ilk birincilik ödülünü alan Dilay Ra, o yıl Carnegie Hall’da ilk konserini vermişti. Carnegie Hall’da sahne almayı başaran genç yetenek Dilay Ra, geçmiş yıllarda İngiltere, ABD, Şili, Avusturya ve Macaristan’da katıldığı uluslararası yarışmalarda dereceler aldı.
Konservatuvar eğitimine annesinin yönlendirmesiyle başlayan Dilay Ra, 10 yaşındayken çello çalmaya başladı: “Annem, bana ‘burada bir konservatuvar varmış sınavına girmek ister misin?’ dedi. Ben de ‘tamam’ dedim. Sonra Özgür Hoca’yı gördüm, Çello çalışını dinledim ve çello olmak zorunda diye bir karar verdim. Çello olmadan artık yaşayabileceğimi sanmıyorum. Benim için çok değerli ve özel bir şey.”
Müzik kariyerindeki hayali, sistemin dayattığı gibi başarı endeksli değil. Daha naif… Sadece insanlar onun müziğini dinledi zaman etkilensin istiyor. Oygür için başarı enstrümanıyla özdeşleşebilmek: “Bbaşarılı olmak için de “Çaldığında en huzurlu noktan olması lazım, en rahat ve mutlu noktanız. Dünyadaki her şey yok oluyor, bir tek sen ve enstrümanın. Zaten aynı şey oluyorsunuz. O anın içinde bütün olmalısınız.”
Türk dizisi ‘Fatma’ Güney Afrika’da yeniden uyarlandı, gösterime girdi