10 öneri: Seçimden önceki son pazarınızı bu yazılarla geçirebilirsiniz
Bu hafta müzikle başlayıp müzikle biten bir gündemim var. Gündelik yaşamda işinize yarayacak tüyolar sizi masanın yıldızı yapabilir. Çeşitli izleme-dinleme tavsiyeleri, başka diyarların hoşunuza gidebilecek gündemleri aşağıda sizi bekliyor.
İsveç doğumlu prodüktör ve şarkı yazarı Max Martin’i tanımıyor olabilirsiniz ama onun parmağının olduğu şarkıları mutlaka duymuşsunuzdur. Çünkü küresel ölçekte en çok dinlenen şarkıların yer aldığı listelerin en önemli şarkılarının çoğunda onun imzası var. 1971 doğumlu Martin, 1985’ten beri müzik dünyasındaki etkisini artırarak sürdürüyor.
The Economist, onun şarkılarının neden bu kadar başarılı olduğunun sırrının peşine düşmüş ve vardıkları yer kendi deyimiyle çok ilginç: Yaptığı şarkıların introları kısa. Müzikte şarkı girişleri yıllar geçtikte daha kısa oluyor ve taksimler kısa kesilip olaya giriliyor. Çünkü dijital platformlar 30 saniyeden kısa dinlenen şarkı için ödeme yapmıyormuş ve dinleyiciyi yakalamanın yolu onu gerekirse yakasından tutup kaçmasını önlemek. Son dönemde şarkı girişleri 5 saniye, nakaratın başlangıcı 30’uncu saniyeden bile önce gerçekleşiyor.
Economist’in kısa analizini izledikten sonra, Spotify’ın hazırladığı Max Martin’e saygı niteliğindeki playliste bir göz atmanızı öneririm. Bu listede mutlaka sevdiğiniz hatta bayıldığınız şarkılar olacaktır.
Ancak müzik endüstrisinin geleceğine dair farklı görüşler var. Platformların algoritmalar kullanarak bize sundukları müzik zevkimizi geliştirmek ya da bizi beslemek şöyle dursun, işleri daha karmaşık hale getiriyor. Wired dergisinde bir inceleme var, 20 yıl önce iTunes’la başlayan ve zamanla gelişen müzik platformlarının şarkıların artık ‘arka plan gürültüsü’ haline gelmesine zemin hazırladığı dile getiriliyor. Ülkemizdeki müzik dinleme alışkanlıkları ve TikTok’tan yayılan şarkılara bakınca haksız değiller. Makale burada.
Bu hafta bir arkadaşım vesilesiyle, çiçeği burnunda bir Instagram hesabını daha palazlanmadan keşfettim. “Türkiye’de 1923’den günümüze süre gelen robot hakları davasından arşiv fotoğrafları” tanımıyla yapay zekânın hazırladığı robotlu resimlerinin paylaşıldığı bir hesap bu. Adı: Türk robot davası. Aşağıdakiler, “Arşivden: Ordunun yönetime el koyarak devlet içinde robot kullanımını yasakladığı 1962 yılından kareler” açıklamasıyla sunulmuş. Midjourney aracılığıyla türetilmiş resimler ilginizi çekecektir.
Papağanlar doğada kalabalıklar halinde yaşayan kuşlar ama insanoğlu onları birer birer kafesleyerek kendine yoldaş ediyor. Bu yoldaşlık her zaman iki taraf için faydalı olmuyor. Papağanlar, tek kaldıklarında ruhlarında yaralar açılıyor hatta fiziksel olarak da etkileniyorlarmış. Northeastern Üniversitesi, Glasgow Üniversitesi ve MIT’den araştırmacıların Proceedings of the 2023 CHI Conference on Human Factors in Computing Systems’daki raporlarına göre diğer evcil papağanlarla görüntülü görüşme başlatmayı öğrenen papağanlar, her alanda iyileşme kaydetmişler. Papağanlara önce gösterilmiş, daha sonra onlara diledikleri zaman diledikleri papağanla görüntülü görüşme imkânı sağlanmış. Aşırı tatlı bu araştırmayı buradan inceleyebilirsiniz.
Ayakkabı bağlamayı bildiğimi düşünürdüm, ta ki bu yazıyla karşılaşıncaya kadar. Öyle ki ayakkabıdan ayakkabıya değişir şekilde kiminde bağcık çözülmezken kiminde üç adım sonra bağcıklar ayağıma dolanıyor. Ben bunu bağcıkların yapıldığı malzemenin farkına yoruyordum. Meğer öyle değilmiş. Yazıda diyor ki, “Eğer bağcıklarınız çözülüyorsa, yanlış bağlamışsınızdır.”
Bu yazı iki tür düğümden bahsediyor. Benim ve bağcığı çözülen çoğu kişinin bağlama yöntemi ‘Babaanne düğümü’ olarak niteleniyor. Sağlam olansa ‘Kare düğüm’ denileni. İkisinin uygulamalı hali ve farkları bu videoda mevcut.
ABD gündeminin en ateşli konusu Fox News’ün en önemli programcısı olan Tucker Carlson’ın görevine son verilmesiydi. Aynı gün 17 yıl CNN International’da en çok izlenen programlardan birine imza atan Don Lemon da işten atıldı. New York Times’ın Andrew Ross Sorkin tarafından hazırlanan ‘Dealbook’ adlı mail bültenine göre bu iki sunucu da aynı avukatla anlaşmış. Bu avukatın şöyle bir özelliği var: Eğer bu adam işin içine giriyorsa, çok büyük paranın döneceği büyük hukuk mücadeleleri bizi bekliyor.
Peki kim bu avukat? Bryan Freedman. Quentin Tarantino, Julia Roberts, Mariah Carey, Seth Rogen ve Gabrielle Union gibi isimleri temsil ediyor ama asıl televizyon kanalları ve oralardan kovulan isimlerin devasa tazminatlar alması için mücadele ediyor. Her şeyin en büyüğü, her şeyde olduğu gibi bu konuda da ABD’de. Bakalım Freedman nasıl davalar sunacak dünya kamuoyuna. Avukat demişken, Seinfeld’in unutulmaz avukatı Jackie Chiles’ı unutmayalım.
Pandemiyle dönüşüm hızlandı ve uzaktan çalışma hayatımıza derinlemesine nüfuz etti. Şimdi hibrit çalışma modeli olsa da sadece ABD’de 50 milyon kişi uzaktan çalışıyor. Fakat uzaktan çalışmanın kötü bir yanı var: Geribildirim alamıyorsunuz. New York Federal Rezerv Bankası, Iowa Üniversitesi ve Harvard’dan ekonomistlerin hazırladığı bir çalışma raporunda uzaktan çalışmanın kıdemli mühendislerin üretkenliğini artırdığını, ancak aynı zamanda kıdemsiz mühendislerin aldıkları geri bildirim miktarını azalttığını ve bazı kıdemsiz mühendislerin firmadan ayrılma olasılığının daha yüksek olduğunu buldular. Uzaktan çalışmanın azalan geri bildirim açısından etkileri özellikle kadın mühendisler için daha belirgin olduğu ortaya çıkmış.
Washington Post, ABD Başkanı Joe Biden’ın basın toplantısı sırasında elindeki not kağıdını inceleyerek küçük kirli bir sırrın ortaya saçıldığını yazdı. Biden’ın elindeki not kağıdında, bir gazeteciye dair notlar yer alırken, yine not olarak paylaşıldığı üzere Biden’ın ilk sorusunu alacağı gazetecinin ne soracağına kadar detay mevcuttu. ABD’liler bunu yadırgamışlar ama Türkiye için olağan bir durum. Yine de Washington Post haberinde, görüş veren gazeteciler, Beyaz Saray’da görev yaparken nasıl akıl oyunları sergilediklerini anlatıyorlar.
Yavaş yavaş hayatımızın önemli bir parçası oluyor. Yakında herkese, ‘akıllı’ özellikleri olan saatler bulunacak. En azından herkes bu saatleri bir kez deneyecektir. Bu saatler yaptıkları ölçümler ve bağlı oldukları telefonun sebep olduğu uyarıların çokluğu yüzünden, şarjını uzun süre koruyamıyor. Neredeyse her gün şarj edilmesi gerekebiliyor. Sürekli ölçüm yapan bir kol saati için pek sevimli bir durum değil. Şanlı dergimiz Wired, markalara göre bu akıllı saatlerin şarj ömrünü nasıl uzatırız, ona dair rehber hazırlamış. Çözüm basit, bazı özelliklerinden feragat edeceksiniz, kullanmayı bırakacaksınız.
ABD’de 2028 Yaz Olimpiyat Oyunları, Los Angeles’ta gerçekleştirilecek ve bölgeye organizasyon sebebiyle yapılacak binaların, olimpiyat ve paralimpik oyunlardan sonra nasıl bir akıbete uğrayacağı merak konusuyken, ABD’liler farklı bir proje peşinde: Kullanım ömrünü tamamlayan yapılar dönüştürülerek farklı amaçlar için kullanılacaklar. Şu anda buna kafa yoruyorlar.
Kapanışı Iolanda Cristina Gigliotti’yle yapalım. Yani hepimizin bildiği adıyla Dalida. 3 Mayıs 1987’de geride “Hayat çekilmez hale geldi… Beni affedin” notunu bırakarak intihar etmiş, dünyayı, zaten yeterince üzücü olan yaşam öyküsüne kahredici bir son ekleyerek daha da üzmüştü. Geride bıraktığı eserleri o kadar güzel ki, keşke daha çok yaşasaydı da daha çok iz bıraksaydı.
Mısır doğumlu, İtalyan-Fransız divamızı ben en sevdiğim şarkısıyla anayım. Siz de bugünü Dalida’yla geçirebilirsiniz pekala. 2017 tarihli, hayatını anlatan filmi izleyebilirsiniz, ya da onun Arapça, Fransızca, İtalyanca fark etmeden her dilde şahane yorumladığı şarkılarını dinleyebilirsiniz. Repertuvarında 400 Fransızca, 200 İtalyanca, 200 de Arapça ve farklı dillerden olmak üzere şarkılar bulunuyordu.
Paris’teki Montmartre mezarlığında kültür mirası olan bir mezarı var. Belki bir okurumuz bu hafta yolunu düşürür, bu anıtı ziyaret eder de fotoğrafını paylaşır bizimle. Ben bu mezarlığa da Paris’e de gitmedim ama sizin için konumunu buldum, buraya da not düşüyorum.
Sizi üzerek göndermeye gönlüm el vermedi. Neşeli bir Dalida şarkısıyla vedalaşalım. Güzel şarkılarını da birbirimizle paylaşalım. Benim adresim malum [email protected]
Haftaya görüşürüz.