Afganistan’da kadının sesi dahi yok: Taliban şarkı söylemeyi de yasakladı
Afgan bir kadın üniversite öğrencisi gözyaşlarını tutamayarak, "Sadece birilerinin sesimi duymasını istiyorum. Acı çekiyorum ve tek acı çeken ben değilim. Sınıfımdaki kızların çoğu intihar düşüncesine sahip. Hepimiz depresyon ve anksiyeteden muzdaribiz. Hiç umudumuz yok" diyor.
Spotta okuduğunuz sözleri söyleyen yirmili yaşlardaki kadın, geçen yıl Taliban’ın kız öğrencilerin üniversiteye gitmelerini yasaklamasının ardından, dört ay önce kendi canına kıymaya kalkışmış. BBC’den Yogita Limaye’nin haberine göre şu anda bir psikologdan tedavi görüyor.
Genç kadının bu sözleri, Afganistan’ın karşı karşıya olduğu pek göze çarpmayan ancak kritik bir sağlık krizine dair fikir veriyor. Psikolog Dr. Amal, “Afganistan’da intihar düşüncesi salgını var. Bu, hiç olmadığı kadar kötü bir halde ve dünya bu konudan bihaber. Haberlerde sadece açlık krizini okuyorsunuz, kimse ruh sağlığından bahsetmiyor. Ama insanlar yavaş yavaş zehirleniyor gibi. Her geçen gün umutlarını kaybediyorlar” diyor.
Dr. Amal, kadınların üniversiteye gitmesinin yasaklanmasından sonraki iki gün içinde 170 acil yardım çağrısı aldığını söylüyor. Şu anda ise her gün yaklaşık yedi ila 10 yardım çağrısı geliyor. Hastaların çoğu ise kız çocukları ve genç kadınlar.
BM, 40 yıllık savaşın yıprattığı bu son derece ataerkil toplumda, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinden önce bile her iki kişiden birinin psikolojik sorun yaşadığını tahmin ediyor. Ruhsal sorun yaşayanların çoğunu ise kadınlar oluşturuyor. BBC’ye konuşan uzmanlar, Taliban’ın kadınların özgürlüklerini kısıtlaması ve ülkedeki ekonomik kriz nedeniyle durumların şimdi her zamankinden çok daha kötü olduğunu belirtiyor.
Afgan Nadir, BBC’ye kızının bu yıl mart ayında yeni okul döneminin ilk gününde intihar ettiğini anlattı. “O güne kadar okulların eninde sonunda kızlar için yeniden açılacağına inanıyordu. Bundan emindi. Ancak dileği gerçekleşmeyince bununla başa çıkamadı ve kendi canına kıydı” diyen Nadir sözlerine, “Okulu çok severdi. Zekiydi, düşünceliydi, okumak ve ülkemize hizmet etmek istiyordu. Okulları kapattıklarında çok üzüldü ve ağladı. Hayatımız mahvoldu. Artık benim için hiçbir şeyin anlamı yok. Hiç olmadığım kadar kötü durumdayım. Karım çok rahatsız. Kızımızın öldüğü evde yaşamaya katlanamıyor” diye devam etti.
Buna benzer pek çok hikaye mevcut. İki kez intihar girişiminde bulunan öğretmen Meher, “Taliban kadınlara üniversiteleri kapattı, ben de işimi kaybettim. Eskiden ailemin geçimini ben sağlıyordum. Artık masraflarla başa çıkamıyorum. Bu beni cidden kötü etkiledi. Evde kaldığımdan evlenmem için baskı görmeye başladım. Geleceğime yönelik planlarım alt üst oldu. Kendimi yolumu şaşırmış, hedefsiz ve umutsuz hissediyorum. Bu yüzden de hayatıma son vermeye çalıştım” diye anlattı.
Afganistan’da bir devlet hastanesinde çalışan psikiyatrist Dr. Shaan, “Durum feci. Ama intihar kayıtlarını tutmamıza izin verilmiyor. Yine de şunu söyleyebilirim, ruh sağlığı yerinde birini zor bulursunuz” diyor.
Afganistan Epidemiyolojik Araştırmalar Merkezi tarafından Herat’ta yapılan ve bu yılın mart ayında yayımlanan araştırma, Afgan ergenlerin üçte ikisinin depresyon belirtileri gösterdiğini ortaya koydu. BM, ülkede ‘yaygın görülen ruh sağlığı sorunları ve artan intihar vakaları’ konusunda alarm verdi.
Psikolog Dr. Amal, erkeklerin de intihar düşüncesinden etkilendiğini, “Afganistan’da bir erkek olarak güçlü olmanız gerektiğine inandırılarak yetiştiriliyorsunuz. Ama şu anda Afgan erkekleri seslerini yükseltemiyor. Ailelerine maddi destek sağlayamıyorlar. Bu onları gerçekten kötü etkiliyor. Ne yazık ki erkekler intihar girişimlerinde kadınlardan daha başarılı” diyor.
Amal, hastalarına verdiği tavsiyeleri ise şöyle anlattı: “Başkalarına ya da kendinize yardım etmenin en iyi yolu kendinizi izole etmemek. Gidip arkadaşlarınızla konuşun, komşularınızı görü, anneniz, babanız, kardeşleriniz ya da arkadaşlarınızdan oluşan bir destek grubu oluşturabilirsiniz. Onlara rol modellerinin kim olduğunu soruyorum. Mesela örnek aldıkları kişi Nelson Mandela ise onun 26 yılını hapiste geçirdiğini ama savunduğu dava sayesinde hayatta kaldığını ve insanlar için bir şeyler yaptığını söylüyorum.”