Stoltenberg: Erdoğan’ın Hamas’a yaklaşımı NATO için sorun değil
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin üzerinden bir buçuk sene geçti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin genellikle yalnız bir figür imajı çizse de bulunduğu konum, yıllardır neredeyse hiç değişmeyen son derece sadık bir maiyet tarafından destekleniyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde başkomutan olarak nihai sorumluluk Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’de. Ancak paralı asker şirketi Wagner’in lideri Yevgeni Prigojin’in orduya karşı ayaklanmasının ardından Putin’in birçoğu kariyerine Rusya’nın güvenlik servislerinde başlamış yakın çevresini mercek altına almak şart oldu.
Zira Prigojin bir zamanlar yakın ve güçlü bir müttefik olsa da hiçbir zaman bu çemberin bir parçası olamadı. Savaşın en kritik zamanında Putin’in orduyu emanet ettiği kişilerin kimler olduğunu BBC yazdı.
Prigojin’in Ukrayna savaşının en kanlı muharebesine sahne olan Bahmut’ta çektiği videoda, ‘Moskova’daki makamlarında semirmek’le suçladığı isimlerin başında Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve silahlı kuvvetlerin başındaki isim Valeri Gerasimov geliyor. Prigojin, aylardır yaptığı açıklamalarla bu iki ismi beceriksizlikle ve on binlerce Rus’un ölümünün sorumlusu olmakla suçluyor. Bu üçlü arasındaki kan davası nihayetinde bir buçuk gün süren ulusal krize dönüştü.
Wagner’in orduya bağlanmasına destek çıkan Putin, geçmişte Sibirya’ya yaptığı avcılık ve balıkçılık gezilerinde yanında Şoygu’yu da götürüyordu. Bir zamanlar Putin’in olası halefi olarak görülen Şoygu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ilk başladığında önce Rusya’nın Ukrayna’yı askerden arındırdığını söylemiş, sonra da ‘askeri operasyonu’ başlatanın Rusya değil Batı olduğunu ifade ederek Putin’e itaat etmişti.
Tabii sırdaşlık meselesinde Putin’in ne kadar ulaşılabilir olduğu Şubat 2022’de, işgalden üç gün sonra çekilen aşağıdaki fotoğrafta net bir şekilde görülüyor.
Rusya’nın askeri operasyonu ilk başladığında beklenmedik Ukrayna direnişi ve askerlerin düşük morali hızla ilerleme planlarını bozdu. Silahlı çatışma uzmanı Vera Mironova BBC’ye yaptığı açıklamada, “Şoygu’nun Kiev’e yürümesi gerekiyordu, savunma bakanı olarak bu savaşı kazanması gerekiyordu” dedi.
Prigojin, Şoygu’yu Ukrayna’da yaşanan gerçekler konusunda Putin’e yalan söylemekle suçlasa da savunma bakanının savaştaki rolü hayati olmaya devam ediyor. 2014’te Kırım’ın ilhak edilmesinden sorumlu tutulan Şoygu, 2018’de İngiltere’nin Salisbury kentinde Sergey Skripal ve kızı Yulia’ya noviçok denilen bir sinir gazıyla saldıran ve muhalefet lideri Aleksey Navalni’ye yönelik gerçekleştirilen ve neredeyse ölümüne yol açan zehirlenmelerle suçlanılan istihbarat teşkilatı GRU’nun da bir zamanlar başındaydı.
Rus güvenlik uzmanı ve yazar Andrey Soldatov, Putin’in en dikkate aldığı kişinin Şoygu olduğunu söyleyerek, “Şoygu sadece ordudan sorumlu değil, kısmen ideolojiden de sorumlu ve Rusya’da ideoloji çoğunlukla tarihle ilgilidir, bu anlatıdan sorumlu kişi de Şoygu” dedi.
Genelkurmay başkanı olarak görevi Ukrayna’daki operasyonları bir an önce tamamlamak olan Valeri Gerasimov, görevini henüz tamamlayamadı. Ne var ki Sovyet döneminden bu yana en uzun süre görev yapan genelkurmay başkanı olan Gerasimov, 1999’daki Çeçen Savaşı’nda orduyu komuta etmesinden bu yana askeri operasyonlarda önemli bir role sahip.
Rusya uzmanı Mark Galeotti tarafından ‘güler yüzlü olmayan sert bir adam’ olarak tanımlanan General Gerasimov, Kırım’ın ilhakında da kilit bir rol oynadı.
Ukrayna savaşına ise sendeleyerek başlaması ve birliklerdeki moral bozukluğu nedeniyle başta kenara çekileceği konuşulan Gerasimov, Mayıs 2022’de Moskova’daki geleneksel askeri geçit törenine de katılmamıştı. Ne var ki bu yılın ocak ayında, şu anda yardımcısı olan Orgeneral Sergey Surovikin’in yerine, Ukrayna’daki kuvvetlerin komutanı olarak atandı. Gazeteci Andrey Soldatov, “Putin her köşe başını ve taburu kontrol edemez. Gerasimov’un rolü bunu yapmak” dedi.
University College London’da Rus siyaseti profesörü olan Ben Noble, “Patruşev, Batı’nın yıllardır Rusya’nın peşinde olduğunu düşünen şahinlerin şahini biri” diyor. Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev, St. Petersburg’da 1970’kerden beri Putin’le çalışan üç sadık isimden biri. Diğer iki sadık kişi ise güvenlik servisi şefi Aleksander Bortnikov ve dış istihbarat şefi Sergey Narışkin. Putin’in tüm yakın çevresi silovik, yani eski istihbarat, emniyet ve güvenlik kurumlarında görev yapmış siyasetçi ve bürokratlardan oluşuyor.
Sovyetler döneminde KGB’de Putin’le beraber çalışmış olan Patruşev, 1999’dan 2008’e kadar da KGB’nin halefi FSB’nin başında bulundu. Patruşev, işgalden üç gün önce Rusya Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında ABD’nin ‘somut hedefinin’ Rusya’nın parçalanması olduğu görüşünü ortaya atmıştı.
O zamandan beri de ABD’yi ‘biyolojik savaş’a hazırlanmakla, Washington ve Londra’yı Rusya’yı yenme umuduyla Batı’yı yönlendirmekle suçluyor. Patruşev, Kahovka barajı havaya uçurulduğunda da Ukrayna’yı suçlamıştı.
Kremlin gözlemcileri, Putin’in güvenlik servislerinden aldığı bilgilere diğer tüm kaynaklardan daha fazla güvendiğini söylüyor. Güvenlik Servisi’nin başındaki Aleksander Bortnikov da dolaylı olarak Putin’in yakın çevresinin bir parçası olarak görülüyor.
KGB’nin diğer bir eski mensubu olan Bortnikov, Patruşev’in ayrılmasının ardından FSB’nin başına geçirildi. FSB’nin diğer kolluk kuvvetleri üzerinde önemli bir etkisi olduğu ve hatta kendi özel kuvvetleri olduğu söyleniyor. Andrey Soldatov, Bortnikov’un önemli olduğunu ancak diğerleri gibi Putin’e tavsiyelerde bulunabilecek birisi olmadığını düşünüyor.
Eski Leningrad casusları üçlüsünün sonuncusu ise Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin. Kariyerinin büyük bir kısmında Putin’in yanında yer alsa da savaş öncesinde bölgedeki durumla ilgili değerlendirme yapması istediğinde lafı ağzında geveleyince Rus lider tarafından azarlanmaktan kaçamadı.
Uzun süren oturum montajdan geçmişti. Dolayısıyla Kremlin açık açık onun rahatsızlığını kamuoyuna göstermeyi tercih etmişti. Andrey Soldatov, “Putin yakın çevresiyle oyun oynamayı sever” diyor.
19 yıldır Rusya’nın en kıdemli diplomatı olan Sergey Lavrov, karar mekanizmalarında büyük rol oynamasa da Rusya’nın davasını dünyaya sunan kişi. 73 yaşındaki Dışişleri Bakanı Lavrov, Putin’in geçmişindeki figürlere ne kadar çok güvendiğinin başka bir kanıtı.
Rusya’nın işgalinin başlamasından günler sonra işgali savunmaya çalışan Lavrov bu süreçte Ukrayna’yı ‘Nazi rejimi’ olmakla suçlamış, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Yahudi olmasının bir anlam ifade etmediğini, “Yanılıyor olabilirim ama Hitler de Yahudi kanı taşıyordu” sözleriyle ifade etmişti.