Kendi cenaze törenini düzenledi: İnsan bir kere ölüyor, yaşarken tadını çıkarmak istedim

Kristin Hallenga dördüncü evre meme kanserine yakalandığında 23 yaşındaydı; kaçınılmaz sonun farkındaydı. Bir gün ölecek, sevdikleri onu güzel sözlerle anacak ve gözyaşları içinde uğurlayacaktı.

Bu törende o da olmak istedi. Bunun tek yolu vardı, cenazesi o hayattayken yapılacaktı; yapıldı da. Bu yazı işte o törenin hikayesi.

Dünya 28 Haziran 2023
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı
Kristin Hallega: "160 kişi vardı, en ön sırada da ben. Her şeyi özümsemeye çalışıyordum." Fotoğraf: Telegraph /Rii Schroer

İngiliz Kristin Hallenga bugün 37 yaşında. 2009’da dördüncü evre meme kanseri teşhisi aldıktan sonra hayatı baştan sona değişti. Aradan geçen 14 yıla çok şey sığdırdı. Kitap yazdı, meme kanseri konusunda farkındalık yaratmak için Coppafeel! adlı derneği kurdu. İngiliz basını ondan ‘bir kuşağı meme kontrolüne ikna eden kadın’ olarak bahsetti.

Bundan iki hafta önce İngiltere’nin güneybatısındaki Cornwall bölgesinde, Truro Katedrali’nde Kristin Hallenga’nın cenaze töreni vardı. Kanada’dan, Fransa’dan ve dünyanın başka ülkelerinden 160 kişi geldi. Günün en önemli kişisi ise tartışmasız Hallenga’nın kendisiydi. 

Töreni online cenaze organizasyon yapan Legacy of Lives düzenledi. Şirketin web sitesinde, ‘insanların yalnızca yüzde birinin yakınlarının nasıl bir cenaze töreni istediğini bildiği’ yazıyor.

Kristin Hallenga, bu töreni neden ve nasıl düzenlediğini, adına neden ‘parti’ demek istemediğini, yakınlarının tepkisini ve başka detayları Telegraph’a anlattı. Araya girmeden aktarıyoruz:

Davetiyeler küçük karton tabutların içinde gönderilmişti. Her birinin içinde bir test tüpü tekila ve ne yapmaya çalıştığımı açıklayan bir mektup vardı. Tarih: 10 Haziran. Mekan: Truro Katedrali. Kıyafet kodu: YODO – You Only Die Once (Sadece bir kere ölünür). İnsanlar bundan ne isterlerse onu anlayabilirlerdi.

Giymeye korktukları ya da bir kez giydikleri ve tekrar giymek istedikleri bir şey var mıydı? Birkaç kişi gelinlikleriyle geldi! Canlı bir cenaze töreni -ben buna FUNeral (Funeral, İngilizcede cenaze töreni demek. Kris Hallenga ilk üç harfini büyük yazmış, ‘fun’, eğlence, neşe demek) diyorum, fikri Ocak ayında aklıma geldi. 14 yıldır dördüncü evre meme kanseriyle yaşayan ve kanser yardım kuruluşu kuran biri olarak pek çok cenazeye katıldım. 

En sonuncusu Brighton’da arkadaşım Sarah’ın cenazesiydi. Çok güzel bir gündü, içkilere ve sekiz saatlik şarkı listesine kadar her şeyi planlamıştı. Herkes “Sarah buna bayılırdı” diyordu. Kendi kendime “Ona böyle bir kutlama yapmak için neden ölmesini bekledik” diye sordum.

O andan itibaren şunu düşünmeye başladım: Ölmeden önce bir cenaze törenim olsa, o güne damgamı vursam ve orada bulunup tadını çıkarsam iyi olmaz mıydı? Annem çok şaşırmadı; her zaman farklı şeyler yaptığımı bilir.

İkiz kardeşim Maren her zaman destektir, görüp göreceğiniz en iyi insandır. “O zaman ben de bu organizasyonu düzenlemene yardım ediyorum” dedi.

Etkinlikten önce biri “Neden buna ‘canlı cenaze’ diyorsun, Neden sadece bir parti demiyorsun” diye sordu. Çünkü bunun benim için önemli ve özel olduğunun bilinmesi gerekiyordu. ‘Parti’ deseydim, Kanada’dan, Kaliforniya’dan, New York’tan, Fransa’dan gelen bazı insanlar gelmeyebilirdi.

160 kişi vardı, en ön sırada da ben. Her şeyi özümsemeye çalışıyordum. 1970’lerden esinlenen gümüşi, simli bir tulum ve kollarında tüyler ve üzerinde YODO yazan siyah simli bir ceket giydim. Saat 15.30’da bir gospel korosu günü başlattı ve muhteşem arkadaşım Georgette sunuculuk yaptı.

Papazın skeçi

Unutamadığım bir şey de Dawn French’i Dibley Papazı olarak gelmeye ikna etmeyi başarmış olmamdı! Öncesinde konuştuk, o da Cornwall’da yaşıyor, harika bir insan. Başlangıçta yanlış cenazeye gelmiş gibi bir skeç yaptı. Başka bir Kris’ten bahsetti. Çok komikti!

Komedi dizisi The Vicar of Dibley’de (Dibley Papazı) Geraldine Granger adlı kadın rahibi canlandıran Dawn French ‘din törende yaptığı skeç izleyenleri güldürdü. Fotoğraflar: Twitter @KrisPoB

Harika bir arkadaşım benim hakkımda bir konuşma yaptı, duyduğum en güzel konuşmalardan biriydi. Başkaları da konuştu. Müzisyen arkadaşım Rae Morris şarkı söyledi. İrlandalı doğaçlama rapçi-komedyen arkadaşım Rob Broderick, cenaze konuşmamı  bir şarkıya dönüştürdü. 

Her şey son derece duygusaldı ama insanları buna hazırlamıştık. Tüm masalara mendil koyduk, isteyenlere tekila ikram ettik ve sunucu herkese dışarı çıkmak, temiz hava almak ve dolaşmak isterlerse bunu yapabileceklerini hatırlattı. Ağlamaya izin vardı, her şeye izin vardı. 

Etkinlik gece 1’e kadar devam etti. 20 kişilik orkestramız, bir DJ’imiz ve sessiz bir diskomuz vardı. Çok ama çok gerçek üstüydü. Kendimi başka bir gezegendeymişim gibi hissettim.

Kanser karaciğerime, kemiklerime ve beynime yayılmış durumda, şu anda kemoterapi görüyorum. Bir gün önce kendimi çok kötü hissediyordum ama tören günü çok iyiydim. Kanserim bana acısız bir gün yaşattı. Pek çok neşeli an ve anı yeniden canlandı.

Kristin Hallenga iki yıl önce yayınlanan ‘Glittering a Turd’ adlı kitabı için böyle poz vermişti

Mememde oldukça büyük bir yumru keşfettiğimde 22 yaşındaydım. Doktorum hormonal değişikliklere bağladı, ben de uzun bir seyahate çıktım. Üçüncü doktor randevumda  nihayet bir meme kliniğine yönlendirildim. İlk muayeneden sekiz ay sonra, dördüncü evre meme kanseri olduğumu öğrendim. Kanser çoktan omurgama yayılmıştı.  

Neyse ki bana ömür biçmeyen bir doktorum vardı. Bence kimseye biçilmemeli. Evet, ‘istatistikler’ var, ama kimse istatistik değil. Kanser söz konusu olduğunda tedavi çok hızla başlıyor ve siz de buna odaklanıyorsunuz.

CoppaFeel! kadınlara meme kanseri konusunda farkındalık kazandırıp destek oluyor

Bu süre zarfında, gençlerin kanserle ilgili daha bilinçli olması gerektiğini düşünmeden edemedim. Gençler arasında farkındalık yaratmak ve yardıma ihtiyaçları olduğunda nerelere gidebileceklerini anlatmak için CoppaFeel!’i kurdum.

Kanseri okul müfredatına soktuk

O zaman fark etmemiştim ama bu duygularımı dışa vurmanın yolu, beni her zamankinden daha canlı hissettiren bir odak noktasıydı. Tam bir işkoliktim; devasa kampanyalar yaptık ama en çok istediğim kanseri okul müfredatına sokmaktı. Şimdi bunu başardık.

Büyük gelecek planlarım yoktu

‘Eski hayatımı’ kaybetmenin üzüntüsünü hiç yaşamadım. Hiçbir zaman çocuk istememiştim ya da büyük gelecek planları yapmamıştım. Hayat nedir, ben kimim…  22 yaşında bunların hiçbirini tam olarak bilmiyordum. Bu yüzden kanserin beni engellediğini söyleyemem.  

Teşhisten sonra sık sık bir partner bulmam söylendi. Ancak kanser bana bir ilişkide daha az suçlanabileceğimi düşündürmedi, odak noktam o olmadı. Şu anda sevgilim yok, kanser olmasaydım da olmayabilirdi.

CoppaFeel! bugün harika bir ekip ve muhteşem bir CEO ile devam ediyor. Her zaman benim bebeğim olacak, ancak Cornwall’da yaşamak, kız kardeşimin yanında, deniz kenarında olmak ve bana neşe veren şeylere odaklanmak için işten biraz uzaklaştım.

Blog yazıyorum, bir kitap yazdım, bol bol okuyorum. Bir yeğenim var, çoğu zamanımı onunla geçiriyorum. Doğumuna şahit oldum, inanılmazdı. Şu anda üç yaşında ve biz öldükten sonra da hayatın devam edeceğinin kanıtı. Kanser olmasaydım da, şu andaki kendini kabullenme, yaşam sevgisi ve gerçekten önemli olan şeylere odaklanma seviyesine ulaşabileceğimi düşünmek istiyorum. Ama bunu bilmek imkansız.

Ölüm hakkında konuşmak pek çok insanı korkutuyor. Zor geçecek konuşmaları çok çabuk kapatıyoruz ve çoğumuz sevdiğimiz insanların nasıl cenazeler istediğinden habersiziz. Canlı  cenaze töreni fikri aklıma geldiğinde Legacy of Lives’tan haberdar oldum ve yardım istedim. Kurucusu Rebecca Peach hemen yanıt verdi. Yaptıkları iş çok etkileyici. Herkese, isteklerini çok basit bir şekilde yazma, cenaze planı yapma, fiyatları karşılaştırma ve bazı konuları netleştirme fırsatı veren çevrimiçi bir platformlar. 

O gün bütün duyguları serbest bıraktık

Cenazemde tüm duygulara izin vardı, zaten amaç da buydu. Yaşam ve ölümle ilgili tüm duyguları hissetmek için kendimize izin verdik. O günden beri uyumakta gerçekten zorlanıyorum, sanırım adrenalin düşmedi. İleriyi planlayan biri olmadığım için bundan sonra ne yapacağımdan emin değilim. Tam da hayatımı biraz küçültüp sakinleşmeye çalıştığım bir dönemde, hayatımın belki de en abartılı gününü işte böyle yaşadım. 

Hangi yaşta hangi sağlık kontrolünden geçmeliyiz?Hangi yaşta hangi sağlık kontrolünden geçmeliyiz?

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.