15. Gün
3 Ağustos 2023
Cumhuriyet'e 100 Gün
Lozan Antlaşmasından 29 Ekim’e günbegün yaşananlar
Mustafa Kemal, ‘Denize düşen yılana sarılır’ misali, Nurettin Paşa’yı komutan yapıyor

Büyük Taarruz’dan iki ay önce Ali İhsan Paşa’nın Divan-ı Harb’e sevkiyle, savaşacak orduda ciddi bir komuta krizi çıkıyor. Mustafa Kemal komutan bulamıyor, çaresiz Nurettin Paşa’yı göreve getiriyor.

Mustafa Kemal, ‘Denize düşen yılana sarılır’ misali, Nurettin Paşa’yı komutan yapıyor

Kurtuluş Savaşı’nın zafer anı, 1922 Ağustos ayı sonunda yapılan Büyük Taarruz ve bu taarruzun içinde 30 Ağustos 1922 günü yaşanan ‘Başkumandanlık Meydan Savaşı.’

Savaş yorgunu, fakir ve topraklarının önemli bölümü işgal altında olan Türkiye, varını yoğunu koyduğu bu kritik savaş öncesinde çok ciddi bir askeri kriz yaşadı. Garp Cephesini oluşturan iki ordudan biri olan 1. Ordu’nun komutanı Ali İhsan (Sabis) Paşa, cephe komutanı İsmet Paşa ile anlaşamayıp Divan-ı Harb’e verilince, 1. Ordu’ya bir komutan aranmaya başlandı.

Mustafa Kemal önce Ali Fuat Cebesoy’u, ardından Refet Bele’yi yokladı; ikisi de göreve yanaşmıyordu. Bunun üzerine mecburen 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı döneminin en karanlık isimlerinden biri olan Nurettin Paşa’yı, lakabıyla ‘Sakallı Nurettin’i göreve çağırmak zorunda kaldı.

Nurettin Paşa, kurmay sınıfından olmamasına rağmen önemli bir Osmanlı mareşali olan babası sayesinde subaylıkta yükselmiş; Meşrutiyet öncesinde ve sonrasında ikili oynamıştı.

Kendini abartmayı seviyor

1. Dünya Savaşı’nda Irak cephesinde ordu komutanlığı da yaptı, fakat anıları hep abartılıydı. Örneğin ünlü Kut şehri kuşatmasını kendisinin yaptığını söylüyordu ama aslında ordusuyla İngilizler’e yenilmişti, kuşatmayı ve sonunda zaferi gerçekte Halil (Kut) Paşa elde etmişti.

Kurtuluş Savaşı için geç de olsa Anadolu’ya geçti. İlk görevi, artık bastırılmış olan ama her an yeniden parlama tehlikesi yaşatan iç isyanlara karşı Ankara’nın Kuzeyindeki bölge için kurulan ‘Merkez Ordusu’ komutanlığıydı.

1921 Mart ayında başlayan Koçgiri isyanını, daha önce muhalif milletvekili Ali Şükrü Beyi öldürdüğü için adından burada söz edilen Topal Osman’ın çetesiyle birlikte bastırma görevi aldı. İsyanı bastırma biçimi ve uyguladığı aşırı şiddet Ankara’nın tepkisini çekti, bu görevinden alındı, boştaydı. 1922 Haziran ayında yaşanan 1. Ordu komuta krizinde Mustafa Kemal onu göreve getirip bu ordunun başına geçirdi.

İzmir yangını ve Ali Kemal’in linç edilmesi

9 Eylül’de İzmir’in düşman işgalinin sona ermesinin ardından bu şehirde çıkan ve tarihimize kara bir sayfa olan geçen İzmir yangınını onun çıkarttığı iddia edilir. Nurettin Paşa, İzmir’de işgalci Yunan ordusuyla işbirliği yaptığı için Islahat gazetesi sahibi Süreyya ve Efes Metropoliti Hrisostomos Kalafatis’i tutuklattı. Süreyya Bey idam edildi, metropolit ise yargılanmak üzere götürülürken askerlerin göz yummasıyla linç edildi.

Nurettin Paşa’nın macerası burada da bitmedi. İzmir’den uzaklaştırılan, ordusu lağv edilen Nurettin Paşa’ya verilen son görevlerden biri, bir orduyla İzmit’e kadar gitmek, işgali sürdüren başta İngilizler olmak üzere İtilaf Devletleri’ni göz dağı vermekti. Ama burada, Ankara ve Milli Mücadele karşıtı görüşleriyle meşhur gazeteci Ali Kemal’i tutuklattı, sonra da onun linç edilerek öldürülmesine göz yumdu.

Bu linç olayı, İstanbul’daki Milli Mücadele karşıtlarının çözülmesine neden oldu, hatta iddiaya göre Vahdettin’in kaçışı da bu olayla bağlantılıydı.

Paşa kendini ‘İzmir Fatihi’ diye tanıtıyor

Nurettin Paşa, 1923’te İkinci Meclis için yapılan seçimlerde Mustafa Kemal tarafından milletvekili adayı gösterilmeyince seçime bağımsız katılmak istedi ama seçilemedi. Sonra 1924’te boşalan üyelikler için yapılan bir ara seçimde seçilmeyi başardı.

Bu ara seçim için kendini tanıtmak amacıyla bastırdığı broşürde kendisinden ‘Kut’un kuşatıcısı’, ‘Bağdat’ın savunucusu’, ‘Ayonkarahisar’ın, Dumlupınar’ın ve İzmir’in fatihi’ olarak söz etti.

Mustafa Kemal, Nutuk’unda Nurettin Paşa’yı uzun uzun anlatıyor ve çok sert bir dille eleştiriyor.

Nurettin Paşa, 1925’teki Şapka Kanunu’na da muhalefet etti, bu kanunun Anayasaya aykırı olduğunu öne sürdü. 1932 yılında İstanbul’da öldü.

Mezar taşında şöyle yazıyor:

Nureddin Paşa, Selman-i Pak Muharebesi’ni kazanan, Kut’ül-amare’yı muhasara eden kuvvetlere ve Aydın’da 21., İstanbul’da 25., İzmir’de 17. kolordulara, Milli Mücadele’de ise Amasya’da merkez ordusuna ve Afyon’dan İzmir’e giden, İstanbul’un kurtuluşu için İzmit’te toplanan 1. Ordu’ya kumanda etmiş olan general Nureddin İbrahim Konyar’ın mezarıdır. Ruhu daima aziz ve şad olsun. Basra, Bağdat ve İzmir Valiliklerinde bulunmuş ve doğduğu Bursa’dan meb’us seçilmiştir. Müşir İbrahim Paşa’nın oğludur. 1872-18 Şubat 1932

15