Oray Eğin’e karşı bir yazı

Bunca zamandan sonra sadece arkadaşım diye tanımlamak yerine kardeşim diye tanımlamamın daha doğru olacağı Oray Eğin, ‘Beni karşıya geçiren lokanta’ başlıklı bir yazıyı bir süre önce Habertürk’te yazdı.

‘Karşı’dan kastettiği o yakadaki Beyaz Türklerin sanki bizim bu yakada yaşayan hiç beyaz Türk yokmuşçasına küçümseyebildikleri Anadolu tarafı tabii ki.

Oray, Karşı’ya duygularında çok şeffaf ve bunları da şöyle ifade etmiş:

‘Ben Karşı’ya biraz önyargıyla yaklaşanlardanım. Ne kadar laik olursa olsun, Sahil Yolu çok cazip, insanlar çok medeni, Moda gerçekten şehrin kaosundan iyi bir sığınak olsa da Karşı hep Karşı. İster istemez New Jersey. Ama insan zaman zaman New Jersey’e de geçmek zorunda kalıyor’ demiş.

***

Yazının sonunda buna aynı üslupla bir cevabım tabii ki olacak ama daha önce insan, bu Oray ya bir de benim yaşamakta olduğum bölgeye bir gelseydi ne düşünürdü diye düşünmeden de edemiyor.

Düşünün yıllarım burada geçmesine rağmen artık alışmam gerektiği düşünülse bile yaşadığım siteden dışarıya adımımı atar atmaz ben bile yadırgıyorum durumu. Taliban denilen son derece sevimli insanların mutlu yaşadığı ülke olan Afganistan’ı hatırlatıyor bana bu gürünüm her defasında. Modern giyinmiş bir kadın görmek için metroya atlayıp Bağdat caddesine gitmek zorunluluğu bile var. 

İstanbul için geçmişte AVM’lere terör saldırısı alarmı verildiğinde ben bizim eve yakın olan AVM’ye ‘Buraya hiç bir durumda bir şey olmaz çünkü terör saldırısını planlayanlar nasıl olsa burada toplantı yaparlar’ diyerek gönül rahatlığıyla gitmiştim.

***

Adamdaki kibre bakar mısınız o yukarıdaki satırları benim buraları gördükten sonra değil Kadıköy’ü, Moda’yı görüp de yazıyor. O belki bilmiyor olabilir ama Avrupa tarafı Beyaz Türklüğü daha henüz kavram olarak bile duymamışken beyaz Türklüğün el kitabını tecrübeye dayanarak Moda semti çoktan yazmıştı.

***

Ayrıca Oray belki unutuyor olabilir ama Türk insanı ile ilişki kurma kavramından, İstanbul üzerinden özel uçakla uçmaktayken onlara havadan dürbünle bakmayı anlayan, Beyaz Türklüğün gurusu olan Ertuğrul Özkök’ün de ‘Karşı’ olarak küçümsenmeye çalışılan yerde yaşadığını ona hatırlatmak isterim.

***

Oray Kadıköy’de bulunan Yanyalı Fehmi Lokantasını anlattığı yazısısını ‘Birileri valizle buradan biraz şekerpare, biraz fasulye, biraz dolma getirse itiraz etmem’ diye yazarak sonlandırmış.

***

İlk önce ‘Karşı’ konusundaki anlaşmazlığımıza rağmen acaba bir yolum New York’a düştüğünde  bunları valizime koyup götürsem mi diye bile düşündüm. Gümrükte valizim aranırsa bunlar görüldüğü takdirde direkt Guantanamo’da tutuklanmaya gönderileceğim kesin olmasına rağmen yine de götürebilirdim bunu Oray’a.

Ama sonra gerçi itiraz etmem diyor da ya bunca zahmetimden sonra bir de biraz ederse ne yaparım diye düşününce aklıma gelenlerin hepsi de vahim olduğundan, yaratıcı vahşet içerdiğinden  bundan vazgeçtim.

***

Oray’a son notum: Ben de Karşı’ya biraz önyargıyla yaklaşanlardanım. Ne kadar laik olmayı içki içmekten ibaret sanırlarsa sansınlar. Beyoğlu çok cazip, insanlar medeni olmayı birbirlerine sanki naziklermiş rolü yapmaktan ibaret sanırlarsa sansınlar, trafik ve insan kaosundan boğulmuş da olsa Karşı hep Karşı. İster istemez New York. Ama insan zaman zaman New York’a da geçmek zorunda kalıyor. Ve geçer geçmez ilk durak olan Penn Station’daki berbat kokmakta olan tuvalette mastürbasyon yapmakta olan evsizlerle karşılaşıyor.