Simgesellikler ve kullanılan simgeler çok çarpıcı elbette. Agamemnon, Yunan mitolojisinde Yunan ordularını Çanakkale’nin girişindeki Truva’ya götüren ve Truva’yı fetheden komutan kralın adı. Agamemnon’un bu zaferi, Yunanca konuşan uygarlıklara Anadolu’nun kapılarını açıyor.
Tarih 30 Ekim 1918. Yunanistan’ın Limni adası, hemen Çanakkale boğazının ağzının karşısında büyük bir ada. Bu adanın Mondros limanında demirli Birleşik Krallık donanmasından bir yaşlı geminin güvertesinde Osmanlı devleti açısından 1. Dünya Savaşı’nı bitiren ve yenilgiyi tescil eden meşhur Mondros Mütarekesi imzalanıyor.
Geminin adı tarihe ve mitolojiye göz kırpıyor: HMS Agamemnon.
İngilizlerin bu mitolojik Yunan kralının adını verdikleri gemilerinde imzalanan mütareke, savaşta kaybedilmemiş olan Anadolu’nun işgalinin kapısını açıyor.
Mütarekenin imzalanmasının üstünden daha 6 hafta anca geçmişti ki, 13 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri donanması ve askerleri İstanbul’a geldi. 61 savaş gemisi Sarayburnu’ndan Dolmabahçe’ye kadar bütün Boğaz girişinde demirlemiş, karaya da çoğu İngiliz olmak üzere 3 bin 626 asker çıkarılmıştı. Daha sonra bu gemilere Yunanistan donanmasından bazı gemiler de katılacak, İstanbul limanında demirli düşman savaş gemisi sayısı 167’ye kadar çıkacaktı. Müthiş bir gövde gösterisi.
Böylece İstanbul’da fiili işgal başladı. Şehir üç bölgeye ayrıldı. Sur içi bölge, yani eski İstanbul Fransızların, Haliç’in Beyoğlu yakasından itibaren bütün boğazın Avrupa yakası İngiliz, Kadıköy ve Üsküdar ise İtalyan bölgesi oldu.
Bu fiili işgalin siyasi sonuçlarından biri, Sultan Vahdettin’in 21 Aralık 1918’de Osmanlı Meclisi Mebusan’ını fesh etmesiydi.
Anadolu’da başlayan direniş hareketi, Mustafa Kemal öncülüğünde yapılan Sivas Kongresi sonrası İstanbul üzerinde etkili olunca yeniden seçim yapıldı ve ağırlığını Müdafa-i Hukukçuların oluşturduğu yeni Meclis 1919 yılı sonunda seçildi. Sultan bu yeni Meclis’i açıp açmamakta tereddüt etti ama sonunda baskılara dayanamayıp 1920 Ocak ayında, kapandıktan 2 yıl sonra Meclis’i açtı.
Meclis ilk işlerinden biri olarak zaten Sivas’ta kayda geçmiş olan Misak-ı Milli’yi kabul edince, İngiliz askerleri 16 Mart 1920 sabahı erken saatlerde İstanbul’u resmen de işgal etti. İşgal sırasında bazı çatışmalar da oldu, şehitler verildi.
İşte bu işgalci güçler, 1923’ün Ağustos ayında Lozan Barış Antlaşması TBMM’de kabul edildikten sonra parça parça İstanbul’u terk etmeye başladılar. Son işgalci asker 4 Ekim 1923 günü İstanbul’dan ayrıldı. Ankara’ya bağlı ordular 6 Ekim günü Şükrü Naili Paşa komutasında İstanbul’a girdi.