Faiz beklentisi arttı, düşen talep Kapalıçarşı’da dövizi ucuzlattı
Ekonomi yönetiminin iki aylık yanlıştan sonra girdiği yeni yolda, aylık enflasyon oranlarındaki seyrin çok önemli olduğu belirtiliyor. Bazı analistlerin tahminine göre eylül ayı fiyat artışının yüzde 5, hatta biraz daha altında olabilir.
Ekonomi yönetiminin planının, 2 ay daha ekonomiyi yavaşlatmak olduğu, Kasım’dan sonra ise 4 aylığına yeniden gaza basılacağı tahmin ediliyor. Yerel seçimlerden sonra ise çok daha kapsamlı bir daralma içeren ekonomik program uygulanacak gibi gözüküyor.
Son dönemdeki ekonomik gelişmeleri değerlendiren, piyasaları yakından izleyen iktisatçılar, ekonomi yönetiminin Cumhurbaşkanı’nı iki ay daha ekonominin soğutulup, seçim öncesinde yeniden gaza basılabileceği yönünde ikna ettiğini tahmin ediyorlar. Bu konuda Cumhurbaşkanı’nı ikna etmek için, “şimdi frene basılmazsa seçime, enflasyonun artış trendinde olduğu bir ortamda gideriz” argümanını kullandıkları sanılıyor.
Ekonomi yönetiminin, seçim sonrası kurlardaki büyük artış sonrası sıçrayan enflasyon oranlarının üzerine, Cumhurbaşkanı’na durumu anlatıp, bu konuda ikna ettikleri tahmin ediliyor. Ekonomi yöneticilerinin, eski yöneticiler gibi, kurlardaki artışın enflasyon geçişkenliği konusunda yanıldığı tahmin ediliyor. Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporu açıklamasında geçişkenlik oranının yüzde 25 olarak gösteren bir araştırmaya atıfta bulunduğunu hatırlatan bir iktisatçı, “geçmiş yönetim de aynı hatayı yapmıştı, bu yönetim de kur geçişkenliği konusunda aynı hatayı yaptı. Hızlı kur artışında geçişkenlik oranının yüzde 50’nin bile üzerine çıktığı gerçeğini göz ardı ettiler” dedi.
Aynı iktisatçı, bununla birlikte ekonomi yönetiminin erken rezerv biriktirme telaşına kapıldığını, mevduat faizlerinin bankacılık kesiminin talebine uyarak yanlış kararla düşürülmeye çalışıldığını ve KKM’den çözülmenin erken başlatıldığını söyledi. Ağustos sonundan itibaren bu yanlışların sonuçlarının görülmeye başladığını kaydeden aynı iktisatçı, “Ağustos ve Eylül ayları toplamında, sepet bazında döviz kuru artmadı, Temmuz sonuyla aynı seviyede. Bu da kurlardaki yanlışını ekonomi yönetiminin gördüğünü gösteriyor” dedi.
Bundan sonra kurların enflasyonda artış etkisine izin vermeyecek ölçüde, aylık yüzde 2-2,5 artışla gideceğini tahmin eden iktisatçı, bir yandan şikayetçi ihracatçıyı biraz tatmin edecek, ama öte yandan fiyatlar üzerinde etki yapmayacak bir kur artışı olacağının tahmin edildiğini kaydetti.
Ekonomi yönetiminin iki aylık yanlıştan sonra girdiği yeni yolda, aylık enflasyon oranlarındaki seyrin çok önemli olduğu belirtiliyor. Bir tahmine göre eylül ayı fiyat artışının yüzde 5, hatta biraz daha altında olabileceğini kaydeden analistler, hem daha önceki kur sıçramasının etkisinin gittiğini hem de iç talepte biraz azalma başladığına işaret ediyorlar. Merkez Bankası’nın “vergi artışları ve kurdaki hızlı çıkışın enflasyon üzerindeki etkisinin ortadan kalktığını” belirtmesinin ardında da, bu saptamanın yattığını kaydettiler.
Eylül, ardından Ekim ayında artış oranı düşecek enflasyon rakamı görmenin hesaplandığı tahmin ediliyor. Bu iki aylık, önceki 2 aya kıyasla, düşük çıkacak enflasyon rakamlarıyla birlikte piyasaların bir yıl sonraki enflasyon beklentisinin azalmaya başlayacağı hesabının yapıldığını kaydeden iktisatçılar, şimdi yüzde 45’in üzerinde olan bir yıllık enflasyon beklentisinin, yılbaşından önce yüzde 40’a, hatta altına inilmesine çalışılacağını tahmin ediliyor.
İşte bu noktada ekonomi yönetiminin hem kamuoyuna hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Görüldüğü gibi enflasyon beklentileri azaldı” deme imkanı olacak. Belki de Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ziyareti sırasında, tahminimizce biraz yanlış anlaşıldığı için, yılbaşından sonra enflasyonun düşeceğini söyledi. Halbuki aylık artış oranları daha aşağıda olacak ama baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyondaki artış devam edecek. Ekonomi yönetiminin planı, gerçekleşen enflasyon yükselse de, enflasyon beklentisinin düşmesi yönünde.
Kredilerdeki düşüşün devam etmesinin beklendiğini, bankaların bu konuda çekimser davranıp, yüksek kredi faiz oranı teklif ettiklerini hatırlatan iktisatçılar “Şimdilik bu ekonomi yönetiminin işine geliyor. En azından Aralık’a kadar ekonominin soğutulmasını, özellikle cari açık kanadında da düzelmeler olmasını bekliyorlar” şeklinde konuştular.
Aralık’tan itibaren ekonomide yeniden gaza basılacağı tahmin edilirken, bunun dozu, ne kadar sert basılacağı belli değil. Ancak 4 ay sürmesi beklenen gaza basmanın ardından, frene basılmak zorunda kalınacağı kesin. Nisan’dan itibaren basılacak frenin dozunun bir hayli sert olması beklenebilir. Çünkü 4 ay da olsa, sıkılaşmaya ara verilmesi, kredilerin ve tüketimin yeniden artması, ekonomik dengelerde yeniden ek bir hasar yaratacak.
Mevcut dönemin bir ara dönem olduğu, seçimlerden sonra çok daha sert bir sıkılaşmanın bizi beklediği aşikâr. Çünkü böyle bir yol izlemeye mecburlar. Bu arada, Ekim’de verilmeyip yılbaşında 5 puan daha yüksek emekli zammı verilmesi, memur ve işçilere, asgari ücrete yapılacak nispeten yüksek gözükecek zamlar, birkaç ay içinde yine eriyecek. Zaten bu zam oranları geçmiş telafisi nedeniyle yüksek gözükecek. Özet olarak; seçim sonrası, derinleşen yoksulluğun daha da artacağı bir sıkılaşma dönemi bizi bekliyor.