Çok değil 5-6 soruya dürüst cevaplar vererek yeni kapılar açabiliriz. Yol değişimleri ve büyük kararlar için her zaman hazır olmak gerekli. İşinizde, hayatınızda her şey yolunda gitse bile bazen bir ses kulağınıza 'hadi başka bir şeyler denesene' diye fısıldar.
Her yeni adım, her yeni satır, tanıştığımız her yeni insan, dünyamıza bir iz bırakıyor. Hatta çok uzun yıllardır tanıdığımız ama uzun zamandır derinlemesine sohbetler yapamadığımız eski arkadaşlarla oturup sohbet etmek bile farklı ilhamlar verebiliyor.
Genelde başkalarının bizim için söylediklerini daha çok önemsiyoruz. Çünkü kendimiz hakkında çok fazla düşünmüyor ve kendimizle konuşmuyoruz. Kendimizle ilgili yaptıklarımızı ve yapmak istediklerimizi başkalarına da çok anlatmıyoruz ve sormuyoruz. Geçen sene Kasım ayında ilk Genwise kampımızı başlattığımızda katılımcılardan CEO bir arkadaş ‘yıllar sonra kendimle bir kahve içtim, bana çok iyi geldi’ demişti. Ne kadar doğru demiştim içimden, herkese ve her şeye zaman yaratırken kendimle sohbet etmediğim zamanları düşünerek.
Kendimizle ve güvendiğimiz eski/yeni insanlarla, kendimizi konuşmak iyi bir başlangıç olacak. Sanırım kilidi açan en önemli fark da bu oluyor. Yeni işler ve yeni başlangıçlara yelken açmamızı sağlıyor. Yoldan çıkartıyor. Aslında belki de her sene başında kendimize sormamız ve cevaplamamız gereken bazı sorular var ve bu soruların cevapları geleceğimizi şekillendiriyor. Çok değil 5-6 soruya dürüst cevaplar vererek yeni kapılar açabiliriz. Ben genelde kendime şu soruları soruyorum;
-Ne yaptım ve neler yaşadım?
-Yaşadıklarımdan ve yaptıklarımdan neler öğrendim?
-Neleri yapmadım/yapamadım ve neleri kaçırdım?
-Şu anda istediğim hayatı yaşıyor muyum?
-Yaşamak istediğim hayata ne kadar uzağım?
-İstediğim yere gitmek için neler öğrenmeliyim?
Son 3 gündür liseden sıra arkadaşım olan ve 32 yıldır yurtdışında yaşayan en yakın arkadaşlarımdan biriyle beraberdik. Dün sabah havaalanına uğurladım ve bilgisayarımın başına oturdum.
Yeni maceralar yaşamak için yola çıktı ve ben de en az onun kadar heyecanlıyım. İstanbul’dan uzakta geçirdiğimiz 3 günde uzun yürüyüşler yaptık, geçmişten ve gelecekten konuştuk, eskileri andık. Ama en önemlisi son çeyrek için planlarını oluşturmaya çalıştık. Bayağı elimizde kalem ve defter her gün üç saat açık havada sorular sorduk, cevaplar aradık ve notlar aldık, iş planlarını çıkardık. 54 yaşından sonra yapacakları için ikimiz de heyecanlandık.
1982 yılında Pertevniyal Lisesi’nde başlayan dostluğumuz yıllar içinde azalmadı. İkimizin farklı ülkelerde yaşaması ve çok farklı alanlarda çalışması bağımızı azaltmadı hatta kuvvetlendirdi diyebilirim. Ortak hayalimiz, çocuklarımızın da aynı dostluğu kurması ve devam ettirmesi oldu.
Liseden sonra ben İstanbul’da işletme okurken, o Ankara’da endüstri mühendisliği okudu. Maraş’tan İstanbul’a ailesini bırakıp teyzesinin yanına okumaya gelmişti. Ailesinin yarısı Elbistan’da, yarısı ise çalışmak için gittikleri yurtdışında farklı ülkelerde idi. Dokuz kardeşlerdi, ailenin tek okuyan çocuğuydu. Yaşı gelen evlenip, İsviçre, Almanya ve İngiltere’ye yerleşmişti. O da üniversiteden sonra masterını yapmak için İsviçre’ye gitti ve orada kaldı. Sonrası, yeni bir dil öğrenme, yeni işler kurma, evlenme ve baba olma. En başında, yılda en az iki kez görüşmek için anlaşma yapmıştık. Olabildiğince sözümüzü tutmaya çalıştık. başarılarımızı birlikte kutladık, düştüğümüz zaman birbirimizi kaldırdık.
Masteri bitirdikten sonra ticaret yapmayı seçti, Basel’in en işlek caddesinde dönerci açtı, işinin başına geçti. İşler iyi gitti, yediğim en güzel dönerleri üretti. Belki de bugün İsviçre’de tüm köşe başlarında, hatta en büyük zincirlerinden olan Migros’ lar da bile döner satılıyorsa, onun emeği de vardır. Şehrin futbol stadyumundaki yeme içme bölümünde döner büfesi açmak için başvurdu. Yirmi yıldan fazladır her futbol maçında, her büyük konserde işinin başındadır. Merkezde açtığı dükkan çok vaktini aldığı için bir süre sonra devretti ve zamanını farklı alanlarda değerlendirmek istedi. Politikaya girdi, politikacı oldu.
Hem bulunduğu şehirde hem de ülke genelinde çok başarılı oldu, özellikle eğitim ve göçmen politikaları konularına getirdiği çözüm ve öneriler çok ses buldu. Bu konuda uzman isimlerden biri oldu. Basın ve akademisyenler, görüşlerini almak için sık sık kapısını çaldı, konuşmalar yaptı.
Bugün de nüfusunun yüzde 40’ı göçmenlerden oluşan bir ülkede yabancıların daha iyi eğitim alması, daha iyi işlere yerleştirilmesi için ve daha eşit şartlarda yaşayabilmeleri için çalışmalar yapıyor, vakıflarda çalışıyor.
‘Çok konuşup eyleme geçmeyen insanlarla vakit geçirmek istemiyorum. Eyleme ve pratiğe geçmeyen fikirler o kadar çok ki, az konuşup çok iş yapan insanlarla olmak bana iyi geliyor’ diyor.
Üniversiteyi yeni bitirmiş gibi heyecanlı ve 54 yaşında yeni bir işe girişmenin peşinde. Aynı zamanda iki oğlunun geleceği ile ilgili de planlar yapıyor. Sadece kendi çocukları için ülkeye gelen ve yerleşen her farklı milletlerden gençler için çalışmak ve üretmek istiyor. Üretmek ve birikimlerini kullanacağı ve en çok etki yaratacak alanı bulmak için motivasyonu çok yüksek.
Bugüne kadar yaptığı her işi en iyi şekilde yapmanın gururunu yaşıyor. En önemli varlığım, itibarım ve yarattığım güven diyor. Yeni çalışacağı alanın, etkisi daha yüksek bir alan olmasını hedefliyor. Biriktirdiği insanları, başarıları ve yapılacak işler listesini masaya döküyor.
Yol değişimleri ve büyük kararlar için her zaman hazır olmak gerekli. İşinizde, hayatınızda her şey yolunda gitse bile bazen bir ses kulağınıza ‘hadi başka bir şeyler denesene’ diye fısıldar. Bazen de hayat sizi tekrar başlamak ve yeni yollara çıkmak için zorlar. Çok severek yaptığınız veya çalıştığınız işiniz, çevreniz, aileniz de olabilir. Ama yapmak istediğim sadece bu mu? sorusu kafanızda dönmeye başlayınca işte o zaman bir durup düşünmenin, güvendiğiniz insanlara danışmanın ve notlar almaya başlamanın zamanı gelmiştir. Hatta gelmiş ve geçiyor da olabilir.
Yaşınız kaç olursa olsun, bugüne kadar yaşadıklarınızı, öğrendiklerinizi ve hayata geçirdiklerinizi not almaya başlayın. Kendiniz bulmakta zorlanıyorsunuz, sevdiğiniz ve güvendiğiniz arkadaşlara cüretkarca sorun. Sadece iyi yaptıklarınızı değil, bazen de yapamadıklarınızı ve başarısız olduklarınızı hatta cesaret edip girişmediklerinizi de cesurca yazın. Yapmayı hayal ettiklerinizle yaptıklarınız arasında ne kadar fark oluştu. Yapmak istediklerinize başlamak için sizi durduran neler ve kimler var? Bu engelleri ortadan kaldırmak için yapmanız gerekenler ne? Tek tek yazmak ve plana dökmek gerek.
Anadolu’da doğup, 23 yaşında yurtdışına master yapmaya gidip, orada kalıp cesur işler yaparak ayakta kalmak kolay değil. Daha da zor olan, bundan sonrası için, yeniden büyük bir yolculuğa çıkmaya karar vermek.
Yapacaklarımız ve yapmak istediklerinizin listesi azalmıyor hatta artıyorsa, onları hayata geçirmek için güç ve cesaret alacağımız insanlarla etrafınız sarılıysa, yapmak isteyeceğiniz işler için donanımınız ve bilginiz varsa, eksik olanları tesbit edip, nasıl çözeceğinizi formüle ettiysek ve bizi durdurabilecek kişi ve konuları çözmek için planlarınız ve çözümlerinizi oluşturduysanız, ‘hadi yolun açık olsun’ demek en güzeli.
26 Aralık 2024 - 2024 yılı Z Raporumu açıklıyorum
23 Aralık 2024 - Bir adım önden ve arkana bakmadan yürü
19 Aralık 2024 - Başla-ma-mak için ne çok sebebimiz var?
Tuğrul Ağırbaş Kimdir?
30 yılı aşkın süre ile Türkiye, Rusya ve CIS ülkelerinde FMCG alanında değişik görevler alan Tuğrul Ağırbaş, son 20 yıldır Efes’in global marka olma, satınalma ve birleşme projeleri ve yeni pazarlara giriş işlerini yürüten ekipte, büyüme odaklı projelere liderlik yapmıştır.
Pertevniyal Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Tuğrul Ağırbaş öğrenim hayatı boyunca Kapalıçarşı’da değişik alanlarda çalışarak, ticareti ve tüketici davranışlarını öğrenme şansına sahip oldu.
İş hayatına 1990 yılına Anadolu Efes’te Pazarlama uzmanı olarak başlayan Ağırbaş, sırasıyla Proje Geliştirme, Satış ve Pazarlama’da görev aldıktan sonra, son olarak da değişik ülkelerde 16 yıl boyunca Genel Müdürlük görevlerini sürdürdü.
Anadolu Efes’in Rusya operayonunu 10 yıl boyunca yönetti ve dünyanın en büyük bira pazarlarından biri olan Rusya’da satınalma ve birleşmelerle firma pazar payını ikinciliğe taşıyan ekibe liderlik yaptı. Türkiye,Rusya ve çalıştığı diğer ülkelerde büyüme odağıyla çok sayıda yeniliği ve markayı tüketicisiyle buluşturdu.
Efes Türkiye Genel Müdürlük görevini yürüttüğü dönemde ise, marka ve kurumun topluma katkısını büyütme amaçlı, pazarı büyütmeye yönelik, bira kültürü oluşturma ve inovasyon, kültür, sanat, turizm ve spor alanında çok sayıda projeye öncülük etmiş ve tüm paydaşlara katkı sağlayan stratejileri hayata geçirmiştir.
İnovasyon ve yeni ürünlerin hem hızını artırma hem de etkisini büyütme amaçlı, inovasyon ve kurum içi girişimcilik çalışmalarını yapılandırarak ve ekosistemdeki çok sayıda girişimle işbirliği kurarak, Efes’in Start-Up dostu şirket olması yönünde çalışmalara öncülük etmiştir.
Halen çalışmalarını yurtiçi ve yurtdışı şirket ve girişimlere danışmanlık ve üst düzey yöneticilere koçluk yaparak sürdürmekte olan Ağırbaş, Türkiye’de kurumsal şirketlerin, girişimci kurumlara dönüşmesi vizyonu ile 2018’de kurulan ‘ Girişimci Kurumlar Platformu’nun danışma kurulu üyesi ve başkanıdır.
2022 sonunda, ortağı Zeynep Kurmuş ile birlikte, 40+ yaş ve kurumsal deneyimi olanlar için, birikmiş deneyim ve tecrübelerin yeni işlere ve girişimlere dönüşmesini sağlayan, üretim ve paketleme kampı Genwise girişimini hayata geçirmiştir.
Köylerde, çocuktan başlayarak tüm topluma yayılacak yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek için 2016’da kurulan Köy Okulları Değişim Ağı- KODA’nın yönetim kurulunda görev almaktadır.