Aslında yazımın ilk başlığı şuydu:
“Aman ha ikinci bir Ahmet Hakan hepimizin felaketi olur.”
Kimse, hemen sazan gibi atlayıp, Ahmet Hakan’ı paramparça edeceğimi beklemesin..
Hiç öyle bir niyetim yok, ayrıca Ahmet Hakan’ı Türk medyasına son 20 yılda gelmiş en parlak isimlerden biri olarak görüyorum.
Yazımın başlığını rahatlıkla, “Aman İkinci Bir Ertuğrul Özkök Hepimizin Felaketi olur” da koyabilirdim.
Veya yeni medyanın yeni starı Fatih Altaylı için aynı şeyi söyleyebilirdim.
Bizlerden herhangi birimizin bir ikincisinin çıkması felaket olabilirdi.
Ancak yazının gelişimi sırasında öyle bir şey ortaya çıktı ki başlığı bir anda Fatih Altaylı’ya döndü…
Nedenini anlattığım zaman bana hak vereceksiniz…
31 Ekim 2023 günü aralarında New York Times’ın da bulunduğu, ABD’nin önde gelen 2,200 haber kuruluşunun kurduğu “”The News Media Alliance” (Haber Kuruluşları Birliği) ortak bir açıklama ile Yapay Zeka çalışması yapan teknoloji şirketleri hakkında dava açacaklarını bildirdi.
Dava nedenleri şu:
“Teknoloji şirketleri, yapay zekalarını geliştirmek için eğitimlerini bizim telifli içeriklerimiz üzerinden yapıyorlar.”
Yaptırdıkları bir araştırma şunu ortaya koymuş.
Bu şirketler yapay zekalarını geliştirirken, New York Times ve öteki kuruluşların yazarlarının telifli eserlerini alıp yapay zekalarını onları taklit etmek üzere eğitiyormuş. Hatta kendilerine sorulan sorulara cevap verirken yazarların makalelerini aynen kullanıyorlarmış.
Şaka değil…
Bunlar arasında ChatGPT, Google ve bütün öteki Yapay zeka şirketleri var.
Şaka gibi… Yapay zeka, gerçek bir yazar gibi makale yazmak için eğitimini, mesela Ahmet Hakan’dan, Fatih Altaylı, Serdar Turgut, ben, ne bileyim Oray Eğin’den falan mı alacak yani…
Yani bu arkadaş, her akşam televizyonda konuşan kafaları ordinaryüs profösör sanıp, onların tedrisatından mı geçecek…
Bu demektir ki, halen kullandığımız bir yapay zeka platformuna “Bana bir siyasi makale yaz” deyinci Emin Çölaşan gibi yazacak.
Peki durum ne olacak?
Ey okur;
Bu haberi okur okumaz, başınıza ne gelebileceğini size göstermek için, abonesi olduğum türkçe Yapay Zeka platformuna girip küçük bir deney yaptım.
Sorduğum soru çok basitti ve şuydu:
“Bana Ertuğrul Özkök gibi bir Pazar günü aşk yazısı yaz…”
Vallahi anında yazdı… Vallahi gerçekten yaptım bu deneyi…
Aşk yazısı meraklılarına sonucu hemen söyleyeyim.
Resmen ayvayı yediniz…
Yıllardır Pazar günleri benden çektiğiniz o aşk yazıları var ya…
Bunların yanında birer Rimbault şiiri…
Buyrun siz de okuyun bu felaketi…
Evet verdiğim talimat üzerine yapay zekanın yazdığı “Ertuğrul Özkök tarzı aşk yazısı aynen şöyle başlıyor:
“Aşk bir Cemal Süreya dizesidir. Çünkü aşk her şeyi unutmaktır…
Aşk bir Ece Ayhan şiiri olur, büyüler, Maveraünnehir labirentlerinde kendinle başbaşa bırakır insanı…
Aşk tek kişilik bir tarikattır…
Boynu bükük oğlanların tarih derslerinde idam edilmesidir aşk…”
Aynen böyle, önce genel metaforlarla başlayıp “Bir dakika” dedirtiyor ama arkadaş arkasından birden Mehmet Yılmaz’laşıp, benim adıma resmen aşk mektubu yazmaya başlıyor:
“Seninle aşkın labirentlerinde kaybolmak beni korkutmaz, her dönemeç bana senin sevgini daha da yakınlaştırır. “
Hadiii derken, birden iş bambaşka bir labirente giriyor ve yazıyı yazan benken, birden yazının üçüncü şahısı haline geliyorum:
“Sevgilim seninle aşkın en derin sırlarını keşfederken, Ertuğrul Özkök tarzında yazılmış bir hikayenin içindeymiş gibi hissediyorum. Seninle aşkı yeniden keşfetmek benim için en değerli hazine… Seninle aşkın labirentlerinde kaybolmak benim en tatlı gizemim…”
Evet yapay gerizekalının benden ders alarak yazdığı pazar yazısı bu işte…
Haksız mıyım.. Pazar gününüzü böyle bir yazıyla geçirmek ister miydiniz…
Tabii bu Türkiye’de Türkçe eğitim almış bir yapay zekaysanız eğer, sonuç budur işte…
Amaaaa…
Sakın ola bu aptal aşk yazısına bakıp, “Türk köşeyazarı ve konuşan kafasından eğitim almış bir yapay zekadan başka ne beklerdin” diye düşünmeyin.
Hiç öyle düşünmeyin…
Türkiye’de eğitimini iyi almış arkadaş…Hem de çok iyi almış…
Tam bir şark kurnazı olmuş kerata…
Çünkü siyaset dersinde ne öğrenmiş bizlerden onun deneyimini de yaptım…
İşte sonucu…
Cesur bir siyaset yazarı olmadığım için, şu soruyu sordum:
“Bana Fatih Altaylı gibi cesur bir muhalif yazı yaz…”
Bakın vallahi uydurmuyorum.
Yazdım. Bu defa cevap biraz geç geldi…
Arkasından gelen cevabı aynen aktarıyorum:
Evet cevap aynen şu;
“Fatih Altaylı gibi bir yazı yazabilirim, ancak belirtmek isterim ki ben bir yapay zeka modeliyim ve Fatih Altaylı’nın tam olarak nasıl bir tarzı olduğunu bilemiyorum. Ama bu konuda genel bir siyasi değerlendirme yapabilirim…”
Vallahi o aşk yazısında bülbül kesilen Türkçe yapay zeka iş siyasete gelince aynen bunu yazdı.
Ve arkasından da suya sabuna dokunmayan bir yazı kaleme almış.
Diyeceğim bu arkadaş, yapay mapay ama öyle geri zekalı falan değil.
Hangi ülkede yaşadığını, yapay konuşan kafa, köşeyazarı olarak hangi rejimde çalıştığı konusunda dersini öyle iyi çalışmış ki…
Aşk yazısı deyince labirentler, Ece Ayhan, Cemal Süreya falan uçuyor ama gel şu rejime muhalefet et dediğinde “Vallahi ben bilmiyorum” moduna geçiyor anında…
Ha şunu da belirteyim.
Bu soruyu dün sordum.
Yani Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’ni ortadan kaldırma girişiminden ve Cumhurbaşkanının konuşmasından sonra…
Ben de şu en doğal zekamla, farklı yazmazdım yani…
Yapay zeka en azından bu konuda benden eğitimini iyi almış…
Dünyanın en önemli müzik ödülleri sayılan Grammy’nin 2024 aday listeleri Cuma akşamı açıklandı.
Herhalde dünyadaki müzisyenlerin bundan daha heyecanla beklediği bir liste olamaz.
Bu yılki listeler benim için şaşırtıcı olmadı.
Her Pazar günü Nr1 FM radyosunda yaptığım Top20 listesinde 1 numaraya kadar çıkan şarkıların çoğu bu yıl “En iyi adaylardı arasında.”
Tabii ki Barbie filminin müzikleri için bir zafer gecesiydi.
Filmden iki şarkı adaylar arasında.
Ama benim en ilgimi çeken şarkı “Global Müzik” dalındaki adayların başındaki şarkı oldu.
“Shadow Forces” adlı 14 dakikalık bir şarkı bu.
Arooj Aftab, Vijay Iyer, Shahzad Ismaily adlı üç sanatçı yapmış.
Arooj Aftab, Pakistanlı bir sanatçı…
ABD’ye göç etmiş. Berklee Müzik okulunda okumuş.
New York Times, Guardian gibi gazetelerde çok övücü yazılar çıktı.
Ve Eski ABD Başkanı Obama, onun “Mohabbat” adlı şarkısını Yaz Playlistine almıştı.
“Mohabbat”ı çok sevmiştim. Bunu daha çok sevdim…
21’inci Yüzyılın dünyada milyonlarca iyi insanında yarattığı derin hayalkırıklığı, çaresizlik ve hüzün içinde, insana insan olduğunu hatırlatan bir parça…
Zaten şarkının bulunduğu adı “Karanlık, Gölge Güçler…” Albümün adı da “Love in Exile…”
Sürgünde Aşk…
Daha nasıl anlatsın ki, bu yüzyıl despotlarının insanların alnına yazdığı kara bahtı…
Bu yılki listede beni şaşırtan tek şey, Rolling Stones”u son albümü “Hackney Diamonds”un yılın en iyi Rock albümleri arasına girememesi.
Albümden sadece “Angry” adlı şarkı, “Yılın en iyi Rock şarkısı” adayları arasına girmiş.
Oysa bana göre albüm banko adaydı.
En iyi Rock albümü listesinde “Metallica””nın” 72 Seasons”ı”; Foo Fighters”ın “But Here We Are” albümleri var.
Grammy 2004 “Yılın En İyi Rock Performansı adayları” listesinin başında Arctic Monkeys’in “Sculpture of Anything Goes” şarkısı var.
Biliyorsunuz bu harika gurup önceki yaz İstanbul”a gelmişti.
Beyoğlu’nda bir bakkalın önünde bira içerken, dükkan sahibi elinde odunla sokağa fırlayıp onları dövmekten beter ederek kovmuştu.
Sosyal medyada bazı dangalaklar da o bakkalı “Kahraman” ilan etmişti.
Yılın en iyi şarkısı adayları arasında benim favorim Miley Cyrus”un “Flowers”ı…
Bu şarkıyı ayrıldığı eski eşi Liam Hemsworth’in doğum gününde çıkarmıştı.
Ama nasıl yorumlanması gerektiğini kimse pek çıkaramadı.
Şarkı bir anda özellikle genç kızlar arasında uçtu.
Bir yılda sayısız Cover’ı yapıldı.
İkinci adayım Taylor Swift”in “Anti Hero”su…
Bu şarkıyı, halen Türkiye’de de gösterimde olan Eras Tour filminde öyle harika söylüyor ki.
“Ben kahraman değil, anti kahramanım” diyor.
Vallahi bu yüzyılda karşımıza “Kahraman” diye çıkarılan tiplerden öyle sıtkım sıyrıldı ki…
Filmi seyrederken salonda üç kişi vardı ve ben de bağıra bağıra söylemeye başladım.
Üçüncü adayım ise Olivia Rodrigo’nun “Vampire”ı…
O da bir isyan şarkısı;
“Kan emici, şöhret emici,
Allahın belası bir vampir gibi, damarlarım kuruyuncaya kadar emdin beni…”
Öteki 4 aday şarkıyı da sevdim bu yıl.
(*) “A&W” Lana Del Rey
(*) “Dance the Night“ Dua Lipa(Barbie)
(*) “Kill Bill” SZA
(*) What Was I Made For” Billie Eilish (Barbie)
Gördüğünüz gibi Barbie filminden iki şarkı var.
23 Kasım 2024 - Hadise’nin yeni şarkısıyla gelen eski Türkiye özlemi: ‘Biz bizeydik nostaljisi’
22 Kasım 2024 - Ufuk Uras’a sordum: Devlet beye o soruyu sordun mu?
20 Kasım 2024 - Son anket: Türk halkı böyle bir Milli Eğitim Bakanı istemiyor
19 Kasım 2024 - Yılın son profil analizi: Hakan Fidan’a elini veren kaç parmağını kaybeder?
17 Kasım 2024 - İşte o ünlü adamın aynı anda idare ettiği altı kadının isimleri