Ateşkes çabaları nafile: Gazze’de savaş sürecek
Aralarında Oscar ödüllü Olivia Colman, Amiee Lou Wood ve Siobhan McSweeney'nin de olduğu 1300'den fazla İngiliz sanatçı Batı ülkelerindeki kültür sanat sektörüne açık mektup yayınladı. Gazze konusunda ilkeli duruş çağrısı yapıldı.
Batı sanat dünyası ‘Gazze’ diyeni susturmaya çalışsa, barış ve ateşkes çağrısı yapan sanatçıların etkinliklerini ve konuşmalarını iptal etse de bazı isimler baskıya rağmen sesini yükseltmeyi başarıyor.
Aralarında Oscar ödüllü oyuncu Olivia Colman, Amiee Lou Wood ve Siobhan McSweeney gibi oyuncu, tiyatrocu, şair, yazar, tasarımcı ve yönetmenlerin olduğu 1300’den fazla İngiliz sanatçı Batı ülkelerindeki kültür sanat sektörüne açık mektup yayınladı.
Mektup ilkin İngiltere merkezli Artists for Palestine platformunda yer aldı. Sanatçılar İngiltere’deki sanat kurumlarına “ilkeli duruş” çağrısı yaptı, Gazze’de yaşanan katliama dikkat çekti.
Mektubun tam metni şöyle:
Sanat ve kültür sektörüne,
İsrail ve Filistin’deki tüm insanlar için adalet, haysiyet, özgürlük ve eşitlik taahhüdümüzde birleşmiş sanatçılar ve kültür çalışanları olarak size yazıyoruz. Biz her hayatı değerli tutuyoruz. Her ölümün de yasını tutuyoruz.
Gazze’de ortaya çıkan şiddetin ölçeği, kolektif dikkatimizi ve eylemimizi gerektiriyor.
İsrail’in aşırı sağ hükümetinin üyeleri açıkça etnik temizlik çağrısında bulunuyor.
Açlığın bir savaş silahı olarak kullanılması, su ve elektriğin inkar edilmesiyle birlikte kelimelerin ötesinde acımasızdır.
Sivil altyapının toptan imhası, hastanelerin, okulların, kiliselerin ve camilerin bombalanması, haftalar içinde 14.500 kişinin öldürülmesi, Filistin halkına karşı toplu cezalandırma politikası anlamına gelir. Birleşmiş Milletler ve yüzlerce yasal kuruluş uluslararası toplumu soykırımı önlemeye çağırdı.
Sanatçılar olarak uluslararası insancıl hukukun bu kadar korkunç ihlalleri karşısında sessiz kalamayız.
Felaket ortaya çıkarken çoğu Birleşik Krallık sanat örgütünden Filistin halkıyla dayanışma ifadelerinin göze çarpan bir yokluğunu gözlemledik.
Acımasız bir baskıyla karşı karşıya kalan diğer halklara kolayca sunulan dayanışma ifadelerinin Filistinliler için kullanılmaması rahatsız edici olmanın yanı sıra aynı zamanda rahatsız edici bir çifte standardın da göstergesi. Böyle bir tutarsızlık, ağır insan hakları ihlallerine yönelik eksik tepkiler, önyargıyla ilgili ciddi soruları gündeme getiriyor.
Batı ülkelerindeki birçok kültür kurumu, şiddete son verme çağrılarımızı desteklemek şöyle dursun, sistematik olarak Filistinlilerin seslerini ve bakış açılarını bastırıyor, susturuyor ve damgalıyor. Bu tutumlar, Filistinlilerle dayanışma ifade eden sanatçıların ve sanat çalışanlarının yaşamlarını hedeflemeyi ve tehdit etmenin yanı sıra performansları, gösterimleri, konuşmaları, sergileri ve kitap lansmanlarını iptal etmeyi içeriyor.
Bu baskıya rağmen binlerce sanatçı vicdanlarını takip ediyor ve sesini yükseltmeye devam ediyor. İnsan Hakları Yasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan ifade özgürlüğü, yaratıcı yaşamlarımızın bel kemiğidir ve demokrasinin temelidir. Kültürel kuruluşlara ve fon sağlayıcılara, ifade özgürlüğü hakkını koruma ve ayrımcılık karşıtı taahhütlerini sürdürme yükümlülüklerini hatırlatıyoruz.
Sanatçılar ve kültür çalışanları olarak işyerinde tehdit ve sindirme ile karşı karşıya kalanlarla dayanışma içindeyiz. Sanat sektörü, eylemlerini belirtilen adalet ve kapsayıcılık değerleriyle acilen uyumlu hale getirmeli ve Filistin halkının insanlıktan çıkarılmasını reddetmelidir.
Sanat ve kültür sektörüne şu çağrıları yapıyoruz:
– Kalıcı ateşkes talep ediyoruz.
– Filistinli sanatçıların, yazarların ve düşünürlerin seslerini teşvik edin ve yükseltin.
– Filistin haklarına desteklerini dile getiren sanatçılar ve işçiler için ayağa kalkın.
– Ağır insan hakları ihlallerine suç ortağı olan kurum veya kuruluşlarla işbirliğini reddedin.
Kitlesel adaletsizlik ve kötüleşen insani kriz karşısında sessiz kalmak, ahlaki görevin yerine getirilmemesi olacaktır. Bu sorumluluğu yerine getiren ilkeli sanatçıları ve işçileri aktif olarak susturmak, ifade özgürlüğü ve ayrımcılık karşıtı yasal yükümlülükleri yerine getirmemektir. Birçok sanatçı bu temel yükümlülükleri yerine getirmeyen kurumlarla çalışmayı reddediyor.
Filistinliler ve Yahudiler için ırkçılıktan kurtulma mücadelesi kolektif kurtuluş mücadelesidir. Bir toplumu diğeriyle karşı karşıya getirmeyi reddediyoruz ve İslamofobi ve antisemitizm dahil her türlü ırkçılığa karşı duruyoruz.”