Veterinerler in, doğumhaneler out: Güney Kore’de insanlar evlenmek yerine hayvan sahipleniyor
Bu yıl da kedi ve köpeklerle ilgili çok sayıda araştırma yapıldı. Böylece patili dostlarımızın “tuhaflıklarının” evrimsel ya da genetik temellerini daha iyi anladık, aramızdaki bağı güçlendirdik. İşte araştırmaların ortaya çıkardığı yeni bilgiler.
Scientific American’da yayımlanan kedi ve köpek araştırmalarıyla ilgili haberde bahsedilen altı araştırma şöyle:
Evrimsel biyolog Anjali Goswami’ye göre kediler (ev kedisinden aslana bütün kedigiller) mükemmel hayvanlar. Goswami bununla ne mi kastediyor? Kedilerin alt türleri arasında çok az fark vardır. Örneğin hepsinin kafatasları neredeyse aynı şekildedir ve beden büyüdükçe onunla doğru orantılı olarak büyür / küçülür. Bu durum kedilerin evrimsel anlamda zirveye ulaştığı ve herhangi bir adaptif varyasyona ihtiyaç duymadıkları anlamına gelir. Goswami “Değişmiyorlar çünkü tam olmaları gerektiği gibiler” diyor.
Köpekler zeki hayvanlardır ve bunun göstergelerinden biri de dil becerileridir. Köpekler binlerce yıldır insanın yoldaşı ve insanları anlamada oldukça başarılı. Bu yıl yapılan bir araştırma çok zeki köpeklerin 100’den fazla farklı nesnenin adını öğrenebildiğini ortaya koydu. Ortalama bir köpek 20 civarında kelime bilirken bazılarının çok daha aşağıda kaldığı görüldü.
Köpekler sahiplerinin attığı topları, frizbileri ya da diğer oyuncakları geri getirme konusunda hem istekli hem de ustadır. Bu yıl yapılan bir araştırma kedilerin bu konudaki sınırlarını ortaya koydu.
Bazı kedi sahipleri evcil hayvanlarında getirme davranışı gördüğünü söylüyor. Bazı evcil kediler sahiplerinin düşürdüğü bir nesneyi getirip tekrar atılmasını bekliyor. Bu davranış genellikle kediler yavruyken başlıyor. Atılanı getirme konusunda kedi ile köpeklerin farkı kedilerin bu oyundan daha kolay sıkılması.
Kediler sahiplerini dinlememekle, hatta umursamamazlıkla ünlüdür. Ancak yeni bir araştırma kedilerin aslında sahiplerinin kendileriyle konuşmaya çalıştığını anladığını gösteriyor.
Bilim insanları kedilerin kendileriyle kedi konuşmasına benzer tiz sesle konuşan sahiplerine tepki verdiğini, ancak bu kişi bir yabancıyla konuştuğunda sahiplerini görmezden geldiğini tespit etti. Yani kediniz sizi hep duyuyor ama bazen duymazdan geliyor.
Araştırmacılar bu yıl, 1925’te Alaska’da insanları kurtaran, ilaçları taşımak için 800 kilometreden uzun süren tehlikeli yolculuklara çıkabilen Sibirya kurdunun genomunu inceledi, köpek genetiğinin zaman içinde nasıl değiştiğini saptadı.
Sibirya kurdunun modern köpeklerden çok daha fazla genetik çeşitliliğe sahip olduğunu ve bunun onu daha sağlıklı ve Kuzey Kutbu’nda hayatta kalmaya daha uygun hale getirmiş olabileceğini buldular.
Modern köpekler ise atalarına göre çok daha az genetik çeşitliliğe sahip. Bu da onların zaman içinde fitliklerini kaybettiğini gösteriyor.
Köpeklerin burnu süper hassastır. Her şeyi koklar, çok hafif kokuları bile algılarlar. Ancak yeni bir araştırma kedilerin de koku alma konusunda yabana atılamayacağını gösterdi.
Yeni araştırmalar bir kedinin burun pasajının koku sensörleriyle kaplı olduğunu ve sıkı sarmallar halinde düzenlenmiş karmaşık bir konka (burun eti) kanal ağına sahip olduğunu gösterdi.
Kedi burnu kimyasalları çözünürlüklerine göre ayıran hassas bir laboratuvar makinesi gibi çalışıyor ve kokuları verimli şekilde ayırıyor.