Dün Haliç Kongre sahnesinde kaçırdığım o sahneydi…
İstanbul’a yeniden aday olan Ekrem İmamoğlu’nun ceketini çıkarıp gömleğinin kollarını sıvadığı sahne…
Tıpkı 2019’da Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı iptal kararından sonra iftar sofrasından kalkıp, kendine oy verenlerin bozulan moralini tek cümle ile toparlayıp gerçek anlamda lider olduğu o an gibi…
Ne demişti?
“Her şey güzel olacak…”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden aday olan Ekrem İmamoğlu’nun toplantısına davetliydim.
Ancak evde eşim ve kızımdan sonra sabah bende de grip belirtileri başlayınca doktorum bir C vitamini yüklemesi yaptığı için katılamadım.
O sahneleri canlı yayından izledim.
Salon bende tuhaf etki yaratan bir sloganla inliyordu.
“Türkiye laiktir laik kalacak…”
Birden gerilere döndüm…
Türkiye’de unutmak istediğim dönemlere…
Aynı dakikalarda bir yandan da her cuma olduğu gibi Spotify’da yüklenen yeni şarkıları tarıyordum.
Spotify ve öteki müzik platformlarına yüklenen parçalardan biri İbrahim Tatlıses’in yeni şarkısı “Devamke’ydi…”
Arada kalmış bir Türkiye insanı olarak kafam gidip geliyordu.
Bir tarafta Haliç Kongre Merkezi’nden “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları yükselirken Spotify’dan İbrahim Tatlıses’in “Devamke”şarkısını dinliyordum.
Ne yalan söyleyeyim, o salonda “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganı bana eski geldi.
“Eyvah” dedim.
Bu seçim yine yerel sorunları konuşamayacağız.
Bir yandan “Türkiye’nin bekası,” “Bunlar gelirse türbanı yine yasaklar” masalları…
Bir tarafta “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganları…
Bense ben yeni şeyler duymayı arzuluyorum.
Rahmetli Ecevit nasıl mavi gömleğini giyip klasik CHP paradigmasını kırdıysa;
Rahmetli Özal nasıl dolmakalemini eline alıp bize harika bir “orta direk” hikayesi anlattıysa;
Ekrem İmamoğlu nasıl beş yıl önce gömleğinin kollarını sıvarken bize “Merak etmeyin her şey çok güzel olacak” umudu verdiyse…
Öyle yeni bir şey istiyordum.
Oysa dün o salondan gelen ses o değildi…
Siyaset diyorsanız, keşke o slogan yerine “Anayasayı çiğnetmeyeceğiz” sloganı atılsaydı…
Çünkü o daha açık ve daha yakın bir tehlikeydi…
Şöyle bir düşündüm…
Seçim otobüslerinin üstünden “Türkiye laiktir laik kalacak” sesleri yükselmesi mi bana daha neşeli ve umut verici gelirdi…
Yoksa İbrahim Tatlıses’in “Devamke” şarkısı mı…
Sonra kendi kendime güldüm.
“Seçim otobüsü” de o kadar demode bir şey ki…
Artık nostaljik bile gelmiyor insana…
Sadece bir Ata Demirer filminde güleceğim bir dekor artık.
Belli oldu ki bu seçimde de AKP meydanlarda bol bol Gazze, din kardeşlerimiz, devletin bekası, terör, şehitlerimiz üzerine kurulu bir belagat şehveti yaşayacak ve yaşatacak.
Peki CHP ve muhalefet buna neyle cevap verecek?
“Laiklik elen gidiyor,” “Hilafet geliyor” belagatına dayalı karanlık acı, ıztırap ve matemle mi…
Yoksa neşe ile mi…
Orta Doğu’nun bitmez tükenmez şehadet, yas, matem ve kefeniyle mi…
Yoksa kolları sıvanmış beyaz gömlekli bir Akdeniz neşesiyle mi…
Ben Akdeniz neşesini tercih ederdim.
O nedenle biraz kaldıysa o neşe içimizde hâlâ…
Ekrem İmamoğlu şu an Türkiye sahnesinde herkese bu neşeyi verebilecek tek lider…
Dün sahnedeki enerjisi, güler yüzü, kararlılığı bunu çok iyi anlatıyordu.
O nedenle diyorum ki…
Bu seçimde o duyguyu kim verirse…
Onunla Devamke…”
Bu hafta çıkan şarkılar arasından “günün şarkısı” olarak Devamke’yi seçtim.
Biraz Dombra’nın modern hali gibi…
Ama kesinlikle Dombra değil.
Onu bilmem ama Türk eğlence gecelerinde belli bir saatten sonra insanları en az “Ankara’nın Bağları” kadar ortaya attıracak bir şarkı.
Şarkı Kürtçe bir girişten sonra Türkçe şu sözlerle devam ediyor:
“Kaçmaz kaçmaz benden kaçmaz
“Şaşmaz şaşmaz benden şaşmaz…”
Arkasından
“Yetmez yetmez bana bana yetmez
Bu iş böyle gitmez
Ben bitti demeden bitmez” diye devam ediyor ve şu nakaratla tamamlanıyor:
“Devamke…”
İbrahim Tatlıses’in hayatını değiştiren o kurşunlanma olayından sonra yaptığı en güzel şarkısı diyebilirim.
Modernleştirilmiş bir türkü…
Türküleştirilmiş bir pop parça diyebilirsiniz.
Ritmi, sözleri anında insanı sarıyor.
Nedense beni “Mavi Mavi yıllarına” götürdü.
Türkiye’nin masum yıllarına…
Şarkının adı “Devamke…”
“Allah Allah” dedim, “Bu Türkçe mi yoksa Kürtçe mi…”
Meğer ikisi de değilmiş.
Türkçe “Devam” kelimesinin arkasına Kürtçe “ke” kelimesi eklenmiş…
Ke Kürtçede “etmek” fiiliymiş.
Yani Devamke, “Devam et” anlamına geliyor.
Anlayacağınız uydurma bir kelime…
Bir tür “Hip Hop argo” da diyebilirsiniz.
Türkçe öğretmenlerini çok kızdıracak bir şey söyleyeceğim.
Modern sokak dilinde bazı öyle uydurulmuş kelimeler var ki çok hoşuma gidiyor.
Bu da anında dilime yapıştı.
Biraz araştırdım şöyle bir şey anlattılar.
TRT’nin Kürtçe yayın yapan TRT Kurdi kanalı başladığı yıllarda Gaziantep’te yemek tarifleri yapan bir Kürt kadını varmış.
Ancak Kürtçesi pek iyi değilmiş o nedenle Türkçe kelimelerin arkasına “ke” kelimesini ekleyerek anlatmaya çalışırmış derdini.
Onun başlattığı bir akım diyorlar.
Ama herhangi bir bilimsel kaynakta böyle bir bilgiye rastlamadım.
Dediğim gibi anında insanın ağzına yapışıyor.
İbrahim Tatlıses’in söylediği “Devamke” şarkı olarak yeni değil.
Bulabildiğim en eski versiyonu sanıyorum İranlı Kürt şarkıcı Hesen Zirek’in Kürtçe söylediği “Nazdar u Nazdar…”
Ama geçen yıl özellikle Kamro adlı şarkıcı “Rafet Rafet Yesmar Yesmar” adıyla Arapça söylemiş ve onunla patlamış.
Daha sonra Kürtçesi çeşitli şarkıcılar tarafından “Nazdar Nazdar” adıyla söylenmiş.
Ama isim olarak kulağıma en güzel geleni uydurma Türkçe-Kürtçeyle “Devamke” oldu.
İsteyen millicilerin tepkisini göze alıp “W”lu haliyle yani “Dewamke” diye de yazabilir.
22 Kasım 2024 - Ufuk Uras’a sordum: Devlet beye o soruyu sordun mu?
20 Kasım 2024 - Son anket: Türk halkı böyle bir Milli Eğitim Bakanı istemiyor
19 Kasım 2024 - Yılın son profil analizi: Hakan Fidan’a elini veren kaç parmağını kaybeder?
17 Kasım 2024 - İşte o ünlü adamın aynı anda idare ettiği altı kadının isimleri
16 Kasım 2024 - Dün Bebek’teki Thomas Mann teknesinde Hasan Cemal’in beni ağlatan 285’inci sayfası