Erdoğan’ın ziyareti öncesi ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi Türkiye’de
ABD Başkanı Biden Yemen'de Husileri hedef aldıkları saldırıyla İran'a mesaj ilettiklerini söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı Cameron ise Erdoğan'ın "ABD ve İngiltere Kızıldeniz'i kan gölüne çevirmeye çalışıyorlar" sözlerine yanıt verdi.
Husilerin kasım ayında Kızıldeniz’de ticari gemilere karşı başlattığı saldırıların yarattığı gerginlik savaşın büyümesi endişelerini artırıyor. Amerikan ve İngiliz gemileri iki gün boyunca Yemen’de Husi kontrolündeki bölgede füze ve insansız hava aracı üslerini vurdu, radarları yok etmeye çalıştı. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby cuma günü Husilerin radar tesislerinden birini vurduklarını söyledi. Husiler ise buna “güçlü ve etkili bir yanıt verecekleri” tehdidini savurdu. Hava saldırılarında vurulan hedeflerin yaklaşık yüzde 90’ı zarar görse de Husilerin füze ve dron saldırısı yapma kabiliyetinin yaklaşık dörtte üçünü koruduğu belirtiliyor.
ABD Başkanı Joe Biden ise Yemen’deki saldırıların ardından “İran’a özel bir mesaj verdiğini” söylüyor. Biden Amerikan başkanların inziva yeri Camp David’e gitmeden önce Beyaz Saray’da gazetecilere “Mesajımızı özel olarak ilettik, hazırlıklarımızdan eminiz” dedi. Biden yönetimi 2021 yılında Husileri “yabancı terör örgütü” listesinden çıkarmıştı. Cuma günü gazeteciler Biden’a Husileri “terörist” olarak görüp görmediğini sorduklarında ise “Bence öyleler” yanıtını aldı.
Yetkililer hem Amerikalı hem de diğer Batılı ülke istihbaratlarının son yıllarda Husilerin hava savunma sistemleri, komuta merkezleri, mühimmat depoları ve füze ile dron üretim tesislerinin yerleri hakkında bilgi toplamak için fazla mesai ve kaynak harcamadığını söylüyor. Bu da Husi hedeflerini bulmayı zorlaştırıyor.
İran, Suriye ve Lübnan Hizbullahı ile Direniş Ekseni’nin bir parçası olan Husiler 2014 yılında Yemen’in başkenti Sana’yı ele geçirmişti, şu anda da ülkenin büyük bölümünü kontrolü altında tutuyor. Husiler İsrail’in Gazze’deki saldırıları artarken Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını, Kızıldeniz’den geçen ve İsrail ile bağlantılı olduğunu düşündükleri tüm gemileri hedef alacaklarını söylemişlerdi. Bu saldırılarda İsrail’le bağlantısı olmayan gemilerin hedef alındığı da oldu.
Küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’si Kızıldeniz girişindeki Babülmendep Boğazı’ndan geçiyor. Panama’da suların çekilmesi nedeniyle deniz ticareti büyük darbe almıştı. Kızıldeniz’deki kriz ticarete ikinci darbe oldu. ABD birçok devletin desteğini arkasına alarak “Refah Muhafızı Operasyonu”nu başlattı ancak bu da Husileri durdurmaya yetmedi. İran da Kızıldeniz’e savaş gemisi yollayarak Husilerin arkasında olduğu mesajını verdi.
Amerikan ve İngiliz güçlerin Yemen’e saldırması daha geniş ölçekli savaş endişesini artırdı. Bazı Demokratlar Biden’ın ABD Kongresi’nin desteğini almadan Yemen’e saldırı başlatma kararını kınadı. Beyaz Saray ise saldırıların gerilimi tırmandırmak için değil “azaltmak” için planlandığını savunuyor. Husiler aynı fikirde değil: grubun üst düzey yetkilileri “Tüm Amerikan-İngiliz hedeflerin meşru hale geldiğini” söylüyor.
New York’ta cuma günü Rusya’nın çağrısıyla düzenlenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi oturumunda ABD Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield Kızıldeniz’den geçen tüm gemilerin Husiler nedeniyle tehlikede olduğunu söyledi. ABD’li askeri stratejistler ise “üçlü-h” olarak adlandırdıkları Hamas, Husi ve Hizbullah tehdidi sebebiyle ABD’nin “ulusal güvenlik çıkarlarını” ve “askeri personelini korumak” için bölgedeki ABD askeri sayısında büyük artış gerekebileceğini belirtti.
Yemen’e saldırıda İngiltere de yer aldı. Sky News İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron’a Yemen’deki olayların Birleşik Krallık’ta terör eylemlerinin artmasına neden olup olmayacağını sordu. Cameron ise şu yanıtı verdi:
“Terör tehdidi seviyesi, terör değerlendirme merkezi tarafından titiz incelemelerin ardından belirlenir. Doğru olan budur. Bir sabah aniden uyandığınızda terör tehdidi seviyesinin arttığını görmek politikacıların elinde olan bir şey değildir. Bizim görüşümüze göre dünyada bu kadar çok tehlike, güvensizlik ve istikrarsızlığın olduğu bir zamanda düşünmek zor. Dünyada ışıklar kırmızı yanıp sönüyor ve şu anda ihtiyacımız olan şey güçlü bir liderlik sergilemek ve net bir plana sahip olmak. Eğer Kızıldeniz’de Husilere karşı harekete geçmezsek daha fazla saldırı göreceğiz. Bunlar fiilen terör saldırılarıdır.”
İngiltere’nin Husilere saldırmasının bölgedeki tırmanışı artırmadığını iddia eden Cameron BBC’nin Sunday with Laura Kuenssberg programında “Gerilimin tırmanmasına Husiler neden oldu. 19 Kasım’dan bu yana 26 saldırı düzenlediler. Bunların sayısı arttı, daha da kötüleşti. Harekete geçmemek de bir politika sayılır ama işe yaramaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Husilerin ABD ve İngiltere’ye karşı “başarılı bir savunma” yaptıklarını söyleyerek söz konusu iki ülkenin Kızıldeniz’i “kan gölüne çevirmeye” çalıştıklarını söylemişti.
Cameron bu konuyla ilgili açıklamada Erdoğan ile aynı fikirde olmadığını söyledi. Bakan “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine katılmıyoruz. Attığımız adımlara bakarsanız aslında pek çok ülke tarafından desteklendiğimizi görürsünüz. Türkiye değerli bir NATO müttefiki ancak bu konuda aynı fikirde değiliz. Biz bunu İsrail-Gazze çatışmasından tamamen farklı görüyoruz” dedi.