Önceki gün Ortodoks Hıristiyan aleminde bir deprem oldu.
Ortodoks dünyada ilk kez bir ülke aynı cinsiyetten iki insanın evlenmesine izin veren bir kanunu kabul etti.
Yani gay evliliğine izin verdi.
Sadece o değil…
Gay çiftlere çocuk evlat edinme hakkı da tanıdı…
300 sandalyeli Yunanistan Parlamentosunda 254 millet vekili oy kullandı.
Bunların 176’sı evet dedi…
76’sı karşı çıktı.
Tesadüf müdür bilmiyorum ama Netflix tam da kanunun görüşülmeye başladığı günlerde, 29 Ocak 2024 günü bir Büyük İskender belgesel drama dizisini yayına soktu.
Türkçe adı “Bir Tanrı Yaratmak”tı…
Ve bu dizide bugüne kadar hiçbir Büyük İskender filminde görmediğimiz bir sahne vardı.
Dizinin ilk bölümünün neredeyse ilk sahnelerinden birinde herkesi şaşırtan oldukça uzun bir sahneydi bu.
Gençlik yıllarında babası tarafından Makedonya’dan uzaklaştırılan genç İskender denize yüzmeye giriyordu.
Yanında genç bir erkek arkadaşı vardı.
İşte o sahnede o genç erkeğin İskender’in sevgilisi olduğunu öğreniyorduk…
Belgeselde ikisinin uzun bir öpüşme sahnesi bile vardı.
Evet öyleymiş…
Ama belgeselde “O dönemde bunun normal kabul edildiği” özenle belirtiliyordu.
“O dönemde eşcinsellik diye bir şey yoktu… Sadece ‘Cinsellik’ vardı” diyor…
Büyük İskender…
Tarihin en geniş imparatorluğunu kuran, dönemin en güçlü insanı Pers İmparatoru Darius’u perişan eden Babil fatihi askeri deha…
Sapına kadar asker yani…
Netflix bu belgeselle sanki Yunanistan’daki oylamada sağ iktidara destek veriyordu.
İskender Makedonya Kralıydı ama, bugün Yunanistan sınırları içinde bulunan Pella’da doğmuştu ve Antik Yunan Krallığı dinine mensuptu.
Kendisini “Zeus’un oğlu“ olarak Tanrılar katında görüyordu.
Yani Antik Yunan kültürünün bir parçasıydı.
Netflix dizisi adeta “Ey milletvekilleri oy kullanırken korkmayın, tarihinizin en büyük komutanı bile gay’di” demeye getiriyordu.
Bu belgeseli yayına girdiği 29 Ocak’tan sonraki bir hafta içinde 27 milyon kişi seyretmişti…
Evet işte o belgeselin yayına girdiği günlerde Yunanistan da gay evliliğini oylama tartışmasına başlıyordu.
Neticede önceki gün oylandı…
Üstelik de ülkenin başında Yeni Demokrasi, yani merkez sağ bir hükümet varken.
Parlamentoda evet oyu kullanan partilerden biri de Yunan sosyalist solunun partisi Syriza idi.
Syriza’nın yeni başkanı Dimitris Koutsoubas da gay.
Üstelik de Amerika Birleşik Devletleri’nde gay evliliği yapmış biri.
Bu oylama belki de mezarı İskenderiye’de olan Büyük İskender’in de Yunanistan’a dönüşü anlamına geliyordu.
Yunanistan giderek daha demokrat bir ülke oluyor.
2008 yılından beri izlediği yolu bir Türk olarak hayranlıkla izliyorum.
2008 yılında belki de tarihlerinin en büyük ekonomik krizini yaşadılar.
Hatırlayın o günleri…
Almanya’nın Bild gazetesi “Adalarınızı satıp borçlarınızı ödeyin” diye yayın yapıyordu.
Yolsuzluk diz boyuydu.
Yunan halkı dibe vurmuştu… Ekonomik açıdan perişandı…
Ama iki şeyden vazgeçmediler…
Bir sokakta eğlenmekten…
İki demokrasiden…
Türkiye ise o günlerde hem demokratikleşme, hem de ekonomi bakımından en parlak günlerini yaşıyordu.
Erdoğan Başbakandı… Türkiye AB’yle tam üyelik müzakereleri yapıyordu.
Bir yıldız gibi parlıyordu ülkemiz…
Hapishanelerimizde aydınlarımız yoktu…
Pasaportumuzu iftiharla gösteriyorduk sınırlarda…
Sonra iki ülkenin yolları birbirinin zıt istikametinde ilerlemeye başladı.
Yunanistan tarihinin bu en büyük ekonomik krizini demokrasiden tek santim taviz vermeden, tam aksine daha da daha da demokratikleşerek yaşadı…
Syriza, yani sosyalist parti seçimleri kazandı.
Ülkeyi bir süre onlar yönetti.
En sert ekonomik önlemleri o dönemde alıp uyguladılar.
Türkiye ise tam aksine, yürümekte olduğu demokratik istikametten ayrıldı.
Demokratik kurumları tek tek etkisizleştirildi.
Çoğulculuğu bırakıp çoğunlukçuluğa geçti.
Geldiğimiz nokta…
Türkiye bugün Avrupa’nın demokratik bakımdan en gerilemiş ülkesi…
Yunanistan ise en ileriye gitmiş ülkelerinden biri.
Türkiye ekonomisi enflasyonla boğuşuyor.
Boğuşuyor ve bir türlü düşüremiyor.
Pahalılık orta sınıfları neredeyse yok etti.
Parası Euro karşısında diplere indi.
Ve Yunanistan ekonomisi Avrupa’nın şu sıralar en sağlıklı ve en güçlü ekonomilerinden biri haline geldi.
Son yıllarda tanıdığım birçok insan Atina’da ev aldı.
Şahsen tanıdığım birçok insan Atina’da yaşıyor…
Merak ediyorum…
Eğer önceki gün Yunanistan Parlamentosunda oylanan kanun hakkında ne düşünüyorlar?
Oy hakları olsaydı ne yönde oy kullanırlardı?
Büyük İskender’in gökkuşağı renklerinden oluşan bayrağıyla Atina’ya dönmesi için mi…
Yoksa mezarının sonsuza kadar Müslüman bir ülke olan Mısır’ın İskenderiye şehrinde kalması için mi…
Tabii bir de şu an dünyanın en homofobik rejimlerinden olan Putin Rusya’sının Ortodoks Kilisesi bu konuda ne düşünüyor?
Herhalde Fener Patrikhanesi ile anlaşabilecekleri tek konu Büyük İskender’i İskenderiye’deki mezarında bırakmak olurdu…
4 Aralık 2024 - Yılın en güzel filminin en güzel sahnesini anlatıyorum
3 Aralık 2024 - Dün gece Türkiye’nin en prestijli ödülü tarihimizin en büyük başarısızlığına verildi
1 Aralık 2024 - Cumhurbaşkanı nerede konuşacak? Caminin avlusunda mı, minberde mi?
30 Kasım 2024 - Antakya’da 2000 yıl arayla ayakta kalan iki duvarın sırrı
29 Kasım 2024 - Master Chef sorusu: Bir Michelin şefinin tam teşekküllü kestane menüsü nasıldır?