Ne yapsaydık yani, tatmin olmanız için siyanürü direkt Fırat’a mı dökseydik

29 Şubat 2024

Bizim memlekette tedbir kavramının uzunca bir süredir hayli yanlış anlaşıldığını düşünüyorum.

Bizim gibi olmayan yani rasyonel ve mantık kurallarına önem veren ülkelerde tedbir bir yerde veya bir kurumda olacağı şüphelenilen olaylardan  önce alınan ve onun olmaması için gerekenlerin yapılmasını öngören bir insanlık durumudur.

şimdi yeniden bakmadım yayınlara ama bildiğim kadarıyla tedbir kavramının sözlük anlamı da buna benzer bir şey olmalı değil mi?

***

Ancak bizde nedense tedbiri bir olay olduktan sonra almak gibi bir eğilim var. bizde önden tedbir alıp güvenliği arttırmak yerine olay çıktıktan yani iş işten geçtikten sonra tedbir adı altında bir takım işler yapılıyor.

örneğin gösteri yapılan bir alanda olay çıkma ihtimali var diyelim. Olay beklendiği gibi çıkıncaya, kan gövdeyi götürünceye kadar tedbir alınmaz, ama sonradan alana girişler neredeyse ebediyete kadar kapanır. Aslında olan olmuş ölen ölmüş, bundan sonra alanı aile mesire yeri olarak açmak daha mantıki denmez ve tedbir olarak bir yaşam alanı daha fiilen yok edilir.

***

örnekleri arttırmak mümkün. Detaylı bir inceleme yapmadan önce sadece uzaktan bakıldığında bile işyeri değil de işyerlerinin Auschwitz-Birkenau toplama kampı gibi fonksiyon gösterip iş kazası adı altında katliama yol açacağı görülebilen bir iş yerinde de çocuğun bile yaklaştığını görebileceği kazaya karşı katiyen tedbir alınmaz. Sonra da beklenen olup katliam gerçekleşince kazanın olduğu yerde giriş çıkışlar filan kontrol altına alınır ve hatta kazaya uğramış olanları kurtarmak için gelen ekiplere bile alana girmesi için kolayca izin verilmez.

***

Tedbiri olay olmadan önce değil olduktan sonra almamızın ne yazık ki ait olduğumuz bu berbat Ortadoğu coğrafyasıyla ilgisi gayet tabii ki var. Ama bizde Müslüm babanın kötümserliğiyle önceden tedbir alınsa ne olacak, ne işe yarayacak sanki dendiğini de duyar gibiyim.

***

tedbir meselesine böyle nihilist bir tavırla yaklaşmamıza neden olabilecek gelişmelerin son örneği Erzincan’daki maden faciasında ortaya çıktı.

Altın madeninin kapasite artışı için gerekli ÇED raporunda Devlet Su İşleri’nden 2020 yılında görüş istendiği ve DSİ’nin konu ile ilgili bölgenin ‘içme ve kullanma havzasında olmadığı’ cevabını verdiği ortaya çıktı. Fırat’ın suyuna sıfır olan sahil için verilebilen  ÇED raporunu görenlerin bu ortamda önceden tedbir almaya kalkışsaydık ne olacaktı yani, neye göre alacaktık tedbiri, boş verin ya, diye düşünüp tedbiri kaza olduktan sonraya bırakması gayet anlaşılır olabilir bu coğrafyada.

***

ÇED raporunu hazırlayanları  tatmin etmek ve yapılacak işin suya  zararlı olacağını göstermek için başka ne yapılsaydı yani. Siyanür toprak yerine direkt Fırat nehrine mi boca edilmeliydi be kardeşim. İnsanlar Fırat’ın belki plajı olabilecek bir alana altın madeni açma izni almış  ve buna rağmen var olan bütün mantık kurallarına aykırı olarak su tehlike altında değil denebiliyorsa ben artık sözün bittiği noktadayım, neredeyse 40 yıldır yazı yazıyorum, ilk defa böyle oldum, bundan sonra bu konuda yazmayı sürdüreceksem aklıma sadece ağır küfürler geliyor.

***

hazır bu berbat coğrafyamıza uygun kişilik deformasyonlarına girmişken yazımı içinizi daha da açacak ve sizi insanların bu ülkede yaşamaktan mutlu olduğunu gösterdiği söylenen resmi istatistikleri doğru çıkartacak biçimde mutlu edeceğine inandığım başka bir haber daha vereyim.

Fırat’ın kıyısında suya zararlı değil denerek toprağa siyanür sıkacak bir altın madeni açılmasına izin verilen bu bölge, inanmakta zorluk çekebilirsiniz ama, Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (BERN) hükümlerine göre güya koruma altında bir bölgeymiş. BERN sözleşmesine ek iki listeye göre bölgede kesin koruma altında olan dağ keçisi, ayı, kurt, vaşak, su samuru, hatta neslinin dünyada tükendiği sanılan Anadolu Parsı gibi türler buluyormuş. Bölge aynı zamanda Türkiye’nin en önemli ekosistemiymiş de. dünya kültür mirası listesinde yer alması gereken bu gibi bir bölgeye siyanür boca edilmesine göz yumanlara ilerde barbar denirse kimse kızmasın tamam mı. ben en iyisi bu yazıyı bitireyim. çünkü kendimi ne kadar tutmaya çalışsam da hak edene küfrü basamamak içimi basmaya başladı.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.