Haiti’de halkın öfkesi: Polisin elinden aldıkları 13 çete üyesini diri diri yaktılar
Haiti'de Barbekü öncülüğünde 29 Şubat'ta büyüyen şiddet sarmalında bu kez silahlı grupların hedefi zenginlerin yaşadığı muhitler oldu. En az 12 kişinin öldüğü saldırılarda evler de yağmalandı.
Haiti’de silahlı çetelerin ülkenin en büyük iki hapishanesine saldırmasıyla yeni bir kriz baş gösterdi. Binlerce mahkum firar etti. Ülkede olağanüstü hal ilan edildi ama bunlar olurken Başbakan Ariel Henry Kenya’da, çetelerle mücadelede Birleşmiş Milletler (BM) destekli kolluk güçlerinin ülkeye getirtilmesini görüşüyordu. Ancak her şey sarpa sardı ve Henry Haiti’ye dönemediği gibi başbakanlık görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Zaten tüm bu ayaklanmanın öncüsü olarak öne çıkan Jimmy “Barbekü” Cherizier, çetesi G9’un diğer çetelerle birleşerek Henry’yi iktidardan etmeyi kendisine düstur edindiğini belirtmişti. Henry’nin istifasıyla çeteler hedeflerinden birine daha ulaşmış oldu. Bir zamanlar elit polis birliklerinde yer alan ancak polislikten atıldıktan sonra çete lideri olan Barbekü ve G9’un suikasta kurban giden Cumhurbaşkanı Jovenel Moise Tet Kale Partisi ile bağlantısı olduğu belirtiliyor.
Moise, Haiti’deki “karanlık güçlerden” bahsetmeye, bunları eleştirmeye başladıktan sonra başkent Port-au-Prince’teki evinin hemen dışında bir grup Kolombiyali paralı asker tarafından vurularak öldürülmüştü. Saldırıdan sorumlu tutulan kişiler tutuklansa da suikast emrinin kim tarafından verildiği hâlâ cevapsız kalan sorulardan. Bu arada Moise suikastında cinayet silahının Türkiye’den gittiği yönünde bir iddia da var. Hatta iddialardan biri de Moise’nin eşi Martine dönemin Başbakanı Claude Joseph ile el ele vererek Moise’ye komplo kurmuştu.
Moise ölmeden kısa süre önce Henry’yi başbakanlığa atamıştı atamasına ama ortada demokratik bir seçim süreci yoktu. Yani Henry seçilmiş bir lider değildi. Söz verilen seçimler yapılmadı, hükümete güvensizlik arttı ve Moise döneminde de var olan çetelerin görünürlüğü iyice arttı.
“CARICOM’un aldığı kararları tanımayacağız. CARICOM ile masaya oturan klasik siyasetçilere bir çift lafım var: Aileleriyle birlikte yurtdışına gittikleri için, biz, Haiti’de kalanlar karar alan taraf olmalıyız. Ülkeye zarar verenler sadece silahlı insanlar değil, siyasetçiler de zarar veriyor. Mücadelemiz artık başka bir aşamaya giriyor. Tüm sistemi, ülkenin zenginliğinin yüzde 95’ini kontrol altında tutan yüzde beşlik kesimi yıkacağız.”
Barbekü’nün El Cezire’ye bir hafta önce verdiği bir demeçten bu sözler. CARICOM, Karayip ülkelerinin oluşturduğu ekonomik bir grup. Tıpkı Afrika’daki ECOWAS gibi.
Silahlı gruplar dün başkentte zenginlerin yaşadığı iki muhite saldırarak çok sayıda kişinin ölümüne neden oldu. Bu muhitler Laboule ve Thomassin’di. Silahlı gruplar evleri yağmalarken, muhit sakinlerinden bazıları radyo istasyonlarını arayarak polis yardımı istedi, bazıları ise tabanları yağladı. Bu iki muhiti özel kılan ise hem zenginlerin yaşaması hem de 29 Şubat’ta artan çete saldırılarına rağmen daha önce herhangi bir sorun yaşanmamasıydı.
Ancak son baskından sonra en az 12 erkeğin cesedi Petion-Ville sokaklarına saçıldı. Cesetlerden biri sokakta yüzüstü yatıyordu, çevresiyse iskambil destesiyle sarılmıştı. Bir başka ceset ise taksi olarak kullanılan bir kamyonetin içindeydi. Medyaya yansıyan haberlere göre baskında yakınlarından birini kaybeden kadın, “Bu tecavüzdür! Tecavüz! Uyan Haiti halkı!” diye haykırmış.
Başkent Port-au-Prince baskınlar başladığından beri yangın yeri, hayat felç olmuş halde. Haiti’ye elektrik sağlayan şirket dün başkentte ve diğer yerlerde dört trafo merkezinin “tahrip edildiğini ve tamamen işlevsiz hale getirildiğini” duyurdu. Hasar gören trafolar nedeniyle Cité Soleil gecekondu mahallesi, Croix-des-Bouquets topluluğu ve bir hastane dahil, başkentin büyük kısmı elektriksiz kaldı.
Uzun zamandır tartışılan BM destekli Kenya polis gücünün Haitili çetelerle mücadele edip etmemesi konusunda bir süre daha erteleme kararı alındı.
Haiti’de yaşananlar ülkedeki diğer ülkelerin vatandaşlarını da korkutmuş durumda. ABD, 30’dan fazla Amerika vatandaşını bir charter uçağıyla ülkeden tahliye etti. Florida merkezli sivil toplum örgütü Project DYNAMO ise Haiti’den yaklaşık 40 Amerikalı ve ABD’yle müttefik halindeki ülkelerin vatandaşlarını kurtardığını söylüyor. Ancak grup açıklamasına göre bekleme listesinde hâlâ 100’den fazla kişi var.
Bu arada silahlı çetelere karşı savaş hiç yok diye düşünmemek gerekiyor. Geçen yıl Port-au-Prince’in dağlık yerleşimlerinde yaşayanlar yerel polisle gücünü birleştirerek Ti Makak çetesini geri püskürtmüştü. İsviçre merkezli Sınırötesi Organize Suçlara Karşı Küresel Girişim’in Şubat 2024 tarihli raporuna göre çete bölgeden tamamen arındırılmış. Ama tabii bir noktada meşru müdafaa ile linç arasındaki çok kolayca aşılabiliyor. Mesela BM’nin Ekim 2023 tarihli raporuna göre silahlı çetelere üye olduğundan şüphelenilen yüzlerce kişi linç edilmiş.