Yerel seçimin sonuçları Meclis'te 70'ten fazla milletvekiliyle temsil edilen beş siyasi partiyi komaya soktu. Genel seçimde yüzde 49,5 alan iktidar blokunun oyu 39'un altına düştü. İktidarın Meclis gücü bundan sonra hep tartışılacak.
Muhalefet seçmeni ilk kez bir seçimi hayat memat meselesi saymadı. Hatta ilgisiz görünüyorlardı. Oy kullanmak için şehir değiştirme seferberliğine katılanı hiç görmedim. 31 Mart öncesi meydanlar geçmişte final diye nitelenen sandık sınavlarının çok uzağındaydı.
Muhalif televizyonlarda dün gece CHP’nin adaylarının önde olduğu seçim sonuçları açıklayan sunucular ‘AA’nın verileri’ diye yüksek sesle vurgularken herkes mutlu görünüyordu. Anadolu Ajansı verilerinin gecikmesi ilk kez bir seçim gecesi kavgasının konusu olmadı… Ve inanılmaz şekilde, büyük şehirleri almak bir yana CHP oy oranında 47 yıl sonra ilk kez birinci parti oldu.
Öfkelenmedi muhalif seçmen ve ilk kez kazandı. Öfke, öfkeli hitabet ustası Erdoğan’a yarıyor olmalı.
Seçim sonuçları ise sadece belediyeleri yönetmekten ibaret olmayan sonuçlara yol açacak. Önümüzdeki dönem öfkeyle değil sakin sakin yönetilmesi gereken yeni bir sürecin kapısını açıyor.
İktidar partileri AK Parti ve MHP Türkiye geneli oy oranında (parti amblemine basılan belediye meclisi + il genel meclisi oyları) 2023 seçimlerine kıyasla 10 puan oy kaybetti. İttifakın Yeniden Refah dahil oy oranı 14 Mayıs seçimlerinde yüzde 49.5’ti. Bugün 39 puanın altına indi. Bu oy oranıyla Meclis’in yüzde 54’ünü kontrol ediyorlar.
Konu iktidardaki anomaliyle sınırlı olsa “İdare eder” derdik belki. Bir de şuna bakın. Mülga edilmiş Millet İttifakı bileşeni Saadet, Gelecek, DEVA ve DP yüzde 1’i ancak bulan toplam oylarıyla 38 milletvekilliğini ellerinde tutuyorlar.
Yine parti amblemime basılan oy oranında İYİ Parti yüzde 4.6 oranına sahip. Milletvekili sayısı 38.
Etkin olduğu bölgelerde başkanlıkları almakta çok zorlanmasa da DEM’in oyu bile yüzde 5.66’ya düşmüş durumda. DEM Meclis’in ise neredeyse yüzde 10’unu kontrol ediyor.
Yeniden Refah ise yüzde 6’ya yaklaşan oyuna rağmen dört milletvekiline sahip.
‘Güncellenmiş milli irade’ ile köprüleri atmış bir meclis tablosuyla karşı karşıyayız.
Doğru, bu bir yerel seçim. Bununla birlikte demokrasi sandıktan ibaret değil. Artık her şey yasal olsa bile Anayasa değişikliği gibi cüretkar adımları atarken iki kez düşüneceksiniz.
Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi seçimlerin erkene alınması için gerekli nitelikli çoğunluk sayılan 360 oyla mümkün. Keza Anayasa değişikliğini referanduma götürmek için de 360’a ihtiyaç var. Erdoğan’ın seçim sonrası bir ikbal beklentisi kalmayacak partilerden koparacağı milletvekilleriyle nitelikli çoğunluğa ulaşması daha önce mümkün görünüyordu. Hâlâ matematiksel olarak mümkün. Ancak -kurulduğundan bu yana ilk kez de olsa- birinciliği bile koruyamamış iktidar partisinin sandalye toparlama operasyonlarına artık meşru bakmak kolay kolay mümkün görünmeyecek.
Muhalefetin öfkelenmeden strateji üretmesi, iktidarın ise artık çözümü makulde araması gerektiğini anlaması gerekiyor. Öfke, özellikle ekonomik buhran ihtimali varken, su kaldırmaz.
Her şey hukuki olsa da ara rejim idaresi misali kamuoyu ile çelişen görüntüdeki Meclis’te hassas hareket etmek gerekecek.