Beklenti düzelmedikçe faizde artış ihtiyacı büyüyor
Ak Parti içinde ve Külliye'deki danışmanlar arasında bir ekip, Ak Parti'ye yakın gazeteciler üzerinden Mehmet Şimşek'e karşı bir yıpratma savaşında. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise dün akşam Şimşek'e şimdiye kadarki en güçlü desteğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek isminde simgeleşen, yeni ekonomi politikasını desteklemekte kararlı. Ancak Parti ve Saraydaki bazı AKP’lilerin Şimşek’i yıpratma çabalarının hâlâ devam ettiğini söyleyebiliriz.
Dün yaşanan iki olay Şimşek’in yıpratılmasına dönük çabaların yeniden canlandırıldığını gösterir gibiydi. Seçim öncesinde partide Şimşek’e emekli maaş zamlarının artırılmasına izin vermediği için tepki olduğunu duyuyorduk. Hatta bazı grup başkan yardımcılarının seçimin hemen öncesinde gazetecilere “Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını izleyin, ek zam açıklanabilir” diye ortalığı bilerek karıştırıp emrivakiye çalıştığına da şahit olmuştuk.
Dün AKP ve Saraya yakın bazı gazeteciler Cumhurbaşkanı ile Bakan Şimşek’in kavga ettiğini belirterek yabancı güçlerin devreye girerek Şimşek’in görevde kalmasının sağlandığını ima eden yazılar yazıp yorumlar yaptı. Bunun ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uygulamadaki aksaklıkları gidermeye dönük KDV tebliği taslağı yine AKP’ye yakın medya tarafından “Şimşek KDV artışı yok dedi ama KDV oranlarını artırıyor” diye verildi. Bunun ardından bazı muhalif medya kuruluşları da okumadan bu furyaya katılıp sanki KDV artışı yapılıyormuş gibi haberler yapıp üzerine yorumlarda bulundu.
Bakanı Şimşek’in “gelirler politikası” diyerek çalışanlar ve emeklilere maaş zammının sınırlı tutulması yönündeki tavrı geniş kesimlerde tepki topluyor. Çalışanlar ve emeklilerin yüksek enflasyon nedeniyle yoksullaştığı için buna tepki vermesi doğal. Ancak bazı AKP’li yönetici ve gazetecilerin tepkisinin nedeni “popülizmden vazgeçerek oy kaybına uğramaları.” Bu uygulamaya tepki verenler 2022 yıl sonunda eski ekonomi yönetiminin KKM uygulamasıyla büyük tasarruf sahipleri ve şirketlere trilyonların aktarılmasına ses çıkarmadı. Yani bu yüksek enflasyonun nedenlerinin popülizm olduğunu, enflasyonla mücadele için gerekenleri bilmez gibi konuşuyorlar. Bu kişilerin derdi partinin ve ayrıcalıklı durumlarının devam etmesini istemek, bence başka bir şey değil.
İşleyişi ve aktörleri uzun zamandır izleyen bir gazeteci olarak partiden gelen tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı’nın Mehmet Şimşek’e “zam yapmamız lazım” dediğini, ancak Şimşek’in “şimdi bunu yaparsak bir daha durumu rayına sokamayız” mealinde bir yanıtla, bu zamma karşı çıktığını tahmin ediyorum. Zaten buna benzer kulis haberlerini deneyimli ve bağımsız gazeteciler daha önce yazdılar. Ancak AKP’li olduğu çok iyi bilinen bazı yazarların bu durumu, “kavga çıktı, yabancılar Şimşek’i tuttu” gibi lanse etmesinin ardında başka şeyler olduğu düşüncesi oluşuyor. Bu sadece benim değil, rasyonel bazı AKP’lilerin de görüşü. Örneğin bu gazetecilerin Saraydaki bazı danışmanlarla yakın ilişki içinde olduğunu, bu AKP’liler de biliyor. Belki Şimşek daha da güçlendirse, o eski yönetimin yaptığı hatalarda büyük payı olan bu ekonomi danışmanları tümüyle işlerini kaybetmek zorunda kalacaklardır, kim bilir? O nedenle kendilerine ve partiye yakın gazeteciler kanalıyla Şimşek’i yıpratma çabasına girdiklerini, daha doğrusu bu çabayı canlandırdıklarını düşünüyorum.
Dünkü ikinci olay ise Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın KDV tebliğ taslağını yayımlamasıyla başladı. İktidara yakın, biri ekonomiye özel iki kanal bu tebliği sanki KDV oranları artırılıyormuş gibi verdiler. Halbuki taslak duyurulurken, vergi oranlarında bir değişiklik olmadığı yazılıydı ama bunu yok sayıp “KDV artıyor” dediler. Bu konuda birileri tarafından yönlendirildiler mi, onu bilmiyorum ama taslağı okumadan haberi verdikleri aşikardı. Bunun üzerine muhalif kanallar da “yiyecek içecekte KDV oranları artırılıyor” dediler. Bu yanlış haberler yine muhalif bazı vergi uzmanları ve iktisatçılar tarafından düzeltildi ve uygulama aksaklıkları için bu taslağın yayımlandığı netlik kazandı.
Buradaki önemli noktalardan biri KDV artışı haberlerinin “Mehmet Şimşek KDV artmayacak demişti, seçim bitti şimdi artırıyor” diye verilmesiydi. Burada tabi ki Gelirler Genel Müdürlüğü’nün böylesine bir ortamda iletişimde çok daha hassas davranması gerektiği gerçeği de ortada. “KDV oranları artmıyor” vurgusunun altı çizilerek, uygulama tebliği olduğu daha iyi anlatılmalıydı.
Dün bunlar yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada, Şimşek’e şimdiye dek en güçlü desteğini verdi. Seçim rağmen popülizme kaçmadıklarını, gerekeni yaptıklarını ve yapacaklarını belirterek, ekonomide en büyük sorunun enflasyon olduğunu belirtti. Hatta zor durumda kalan kesimlerin durumunun ancak enflasyon tek haneye indiğinde düzeleceğini söyledi. Enflasyonu düşürerek kalıcı refahı sağlayacaklarını kaydeden Erdoğan, “Orta vadeli programımızı güçlendirecek adımlar atacağız. Ekonomi ekibimiz hazırlıklarını yaptı. İnşallah çok yakında bunları kamuoyuyla paylaşacağız. 3 temel önceliğimiz bulunuyor: Kamuda tasarrufları artırmak, yatırımları önceliklendirmek, yapısal reformlara hız kazandırmaktır. Büyüme potansiyeli güçlendirmemizin yolu verimliliği ve rekabeti artırmaktan, yüksek katma değere odaklanmaktan geçiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan artık ekonomide girilen yeni yolda, tam kararlı gözüküyor. Ancak çevresinde menfaatleri zedelenecek bazı AKP’liler ve bürokratları buna direniyor. Ekonomide tek ses ve koordinasyonu engelleyecek ekonomiyi bu sıkıntıya sokan bazıları, hala görevde kalacak mı, göreceğiz.