Şi Avrupa turunun ilk ayağı Fransa’da: Macron ılımlı, von der Leyen sert konuştu
Rusya Devlet başkanı Putin yemin töreninden sonraki ilk yurtdışı ziyaretini Çin'e yaptı. Bir sonraki durağı ise hem Batı'yı hem de Çin'i gerecek bir ülkeye olabilir: Kuzey Kore'ye.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yeni başkanlık döneminin ilk ziyaretini geçen hafta Çin’e yaptı. Bu yurtdışı ziyaretlerine gelecekte Türkiye’nin de eklenmesi bekleniyor. Hatta Putin’in yeni döneme başlamadan hemen önce şubatta gelmesi söz konusuydu, ama taraflar seçimleri gerekçe göstererek görüşmeyi tarihi bilinmeyen ileri bir tarihe erteledi. Putin’in sonraki durağının hangi ülke olduğu tam olarak bilinmiyor ama hem Batı’yı hem de Çin’i rahatsız eden ziyaret ihtimallerinin başındaki ülke Kuzey Kore gibi görünüyor.
Amerikan gazetesi Wall Street Journal’ın diplomatlara dayandırdığı haberinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in en önemli müttefiklerinden Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un daha samimi bağlar kurmasından daha çok rahatsızlık duymaya başladığını belirtiyor. Henüz resmi açıklama olmasa da Putin’in bu yıl içinde Kuzey Kore’yi de ziyaret etmesi bekleniyor.
WSJ’nin iddiasına göre Putin Çin’in kuzeyindeki Harbin şehrinden doğrudan Pyongyang’a geçebilirdi ama yapmadı; Şi’nin içini rahatlatmak için Rusya’ya döndü. Ancak Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov cumartesi günü Rusya’nın resmi haber ajansı TASS’a Putin’in Kuzey Kore’ye yapacağı ziyaret için hazırlıkların devam ettiğini söyledi. Ziyaretin tarihine ilişkin ise bir bilgi vermedi.
Rus basını hem Türkiye’nin hem de Çin’in Putin’i yeni döneminde ilk ağırlayan ülkeler olmak istediğini yazmıştı. Şi’nin bu konuda Putin’e baskı yapıp yapmadığı bilinmiyor. Ancak Putin’in özellikle Şi’nin Avrupa turundan sonra Çin’e gitmesi Batı’ya doğrudan mesaj içeriyor. Zira gerek Çin’e gelen diplomatlar ve liderlerle gerekse de Şi’nin Avrupa ziyaretinde benzer konular ele alındı. Neredeyse hepsinde Çin’in Rusya ile ilişkilerini kesmesi ya da azaltması mesajı verilmişti.
Çin bu uyarılara bir kulağını tıkasa da analistlere göre Rusya ve Kuzey Kore ile üçlü ittifak oluşturmuşlar görüntüsü vermekten kaçınıyor. Sebep olarak da Çin’in Avrupa ile ticari ilişkilerini sürdürmek istemesi görülüyor. Ayrıca analistler Çin’in Pasifik’te kendi kontrolünde olmayan öngörülemez bir liderin yaratacağı istikrarsızlıktan da endişe ettiğini belirtiyor. 2011’de iktidara gelen Kim o zamandan beri babası ve dedesinden üç kat fazla füze denemesi yaptı.
Putin ziyaret davetini Kuzey Koreli mevkidaşı Kim’i Rusya’da ağırladığı sırada kabul etmişti. Kim’in Rusya ziyareti Batı’da büyük endişe yaratmış, özellikle ziyaret ettiği fabrikalar, uzay merkezleri çok konuşulmuştu.
Her üç ülkenin de ortak tarafı ABD’ye besledikleri düşmanlık. Çin, ABD’yi yakalamaya yaklaşan teknolojik atılımlarıyla ve ticari alanda devletin de katkılarıyla yurtdışına sattığı ürünlerin ucuzluğuyla Washington’un yaptırımına uğruyor. Üstelik ABD Avrupa’yı da bu konuda sıkıştırarak “Çin’den arınma” politikasının gün yüzüne çıkmasına neden oldu.
Öte yanda Ukrayna savaşı nedeniyle Batı’yla ilişiğini kesmiş bir Rusya var. Moskova Ukrayna’daki savaşı daha da genişletme gibi bir kaygısı olmadığını, ancak ABD’nin Avrupa’yı kışkırtıp savaşın uzamasına neden olduğunu savunuyor. Son olarak Kuzey Kore de ABD’nin Pasifik’te Güney Kore ve Japonya ile geliştirdiği ortaklıktan rahatsız. Bu rahatsızlığını ABD ve Güney Kore ya da ABD ve Japonya’nın düzenlediği askeri tatbikatlarda füze fırlatarak gösteriyor.
Avrupa ve ABD Rusya’ya ticari ambargolar uygularken Çin Moskova’nın imdadına yetişerek ticari ilişkilerini artırdı. Ayrıca savaş döneminde Rusya’ya giden teçhizat parçalarının büyük bir kısmının da Çin’den gönderildiği biliniyor. Öte yandan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde daimi üyeler olan Çin ve Rusya, ABD’nin Kuzey Kore ile yaptırım kararlarına veto veriyor. Kuzey Kore’nin de bunun karşılığında Rusya’nın biten cephaneliğini doldurduğu düşünülüyor ancak Kim’in kız kardeşi Kim Yo Jong cuma günkü açıklamasında bu iddiaları bir kez daha yalanladı.
Kim’in geçen yıl Rusya’ya düzenlediği ziyaret, Kuzey Kore’nin dış politikadaki yalnızlığını aşmasını ve Rusya’nın doğuya yönelmesini sağlayan bir dönüm noktası olarak görülüyor. Putin Pyongyang’ı en son 2000 yılında, Kim’in babası Kim Jong Il daha hayattayken ziyaret etmişti. O zamanli ziyaret, Moskova’nın Pyongyang’ı dışlama konusundaki isteksizliğinin bir göstergesi olarak yorumlanmıştı. Uzmanlara göre Kim, cephaneliğinin ne kadarını Putin ile paylaşacağı konusunda dikkatli olmak zorunda çünkü Pasifik’te çıkabilecek olası bir savaşta ön saflarda yer alacak ülkelerin başında geliyor.