İki aydır havalimanında yaşayan İranlı akademisyen geri gönderme merkezine götürüldü
İstanbul'da İl Emniyet Müdürlüğüne 2,5 kilometre mesafede göçmenleri otobüslere bindirip yurt dışına kaçıran bir çete ortaya çıkarıldı, haklarında dava açıldı. Çetenin lideri kafe sahibi, yöneticisi ise emekli polis memuru olan bir dönerci.
Türkiye’de göçmen kaçakçılığının geldiği boyut İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde kabul edilen bir iddianame ile gözler önüne serildi. İstanbul Aksaray’da kafesi olan Hakkı Fatih Balaban’ın liderliğini yaptığı suç örgütünden 16 kişi tutuklu. Dosyada toplam şüpheli sayısı da 47 kişi.
Birkaç yöntem kullanan örgütün Türkiye’ye yasadışı yollardan giren düzensiz göçmenlerin oturum belgesi ve resmi evrakları üstünde sahtecilik yaparak havalimanlarından sahte pasaportla gönderilmelerini sağladığı belirtilen iddianamede yine araçlara bindirilen düzensiz göçmenlerin Yunanistan ve Bulgaristan’a sınır olan Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’ne götürüldüğü, gece vakti yaya olarak ya da plastik ve şişme botlarla Meriç Nehri’ni kullanarak sınırı geçirdikleri aktarıldı.
Örgütün başvurduğu bir diğer yöntemde ise toplu halde Ege Denizi kıyısındaki illere götürülen düzensiz göçmenlerin gemilere bindirilerek Yunan adalara sevk edildiklerini dile getiren iddianamede sanıkların bu yöntemleri kullanarak “göçmen kaçakçılığı” suçunu işlediği ifade edildi.
Örgütün kaçak göçmenleri araçlara bindirdiği yer İstanbul’un göbeği Aksaray. Örgütün birçok kaçak göçmeni İstanbul Emniyet Müdürlüğüne 2,5 kilometre mesafede araçlara bindirerek sınır bölgelerine götürdüğü iddianameye yansıdı. İddianamede yapılan kaçakçılık eylemlerinden biri şöyle anlatıldı:
“Fatih ilçesi Molla Hüsrev Mahallesi Sarı Beyazıt Caddesi üzerinde takibe alınan şüpheli Ercan Üngör’ün sokak içindeki Atıf Efendi Kütüphanesi’nin yan tarafında bulunan otopark görünümünde boş alana gittiği, burada 32 ADC 526 Plaka sayılı BMC kamyonun sokak içinde park halinde olduğu, sokak içine giren sırt çantalı yabancı uyruklu şahısları şüpheli Ercan Üngör’ün kamyonun arka kısmına doğru yönlendirdiğinin görüldüğü, şüpheli Ercan Üngör’ün şüpheliler Kadir Kartal ve İsmail Çetin’le konuştuğu ve alanda toplanan şahısları 32 ADC 526 plaka sayılı aracın kasa kapağını açarak kamyonun kasa kısmına 80-90 yabancı uyruklu sırt çantalı şahsı bindirdikleri ve şüpheli Kadir Kartal’ın 32 ADC 526 plakalı aracın şoför koltuğuna, İsmail Çetin’in şoför yan koltuğuna oturduğu ve aracın 12:15 sıralarında hareket ettiği, (…)”
Suç örgütü yöneticilerinden emekli polis memuru tutuklu sanık Hasan Gülerçoban’ın göçmen kaçakçılığı faaliyetlerinde aktif olarak yer aldığı bildirilen iddianamede sanığın kendisine bağlı örgüt üyeleriyle göçmenleri bulup kaçırabilmek amacıyla belge ve araç ayarlama gibi görevler üstlendiği aktarıldı. Hasan Gülerçoban aynı zamanda Aksaray’da dönercilik yapıyor. İddianamede ifadesine yer verilen Gülerçoban örgüt yöneticisiyle tavla arkadaşı olduğunu, iş yerinde ele geçirilen uyku tulumu ve sırt çantalarını satış için bulundurduğunu savunarak suçlamaları reddetti.
Sanık Gülerçoban’ın cep telefonu incelemesinde aktif görev yapan kamu görevlileriyle irtibat ve görüşmelerine rastlandığına dikkat çekilen iddianamede Gülerçoban’ın tutuksuz sanıklar polis memuru M.S. ve emekli polis memuru M.U. ile yazışmalarında çok sayıda kişiye ait pasaport ve kimlik belgelerini paylaştığı, ödemelerin nasıl olacağına dair görüşmeler yaptığı kaydedildi.
İddianamede yer alan şüphelilerden biri de Bitlis Kavakbaşı Jandarma Karakolu’nda görevli köy korucusu Taner Yaprak. Taner Yaprak kendisine ait kamyonetle İstanbul’a gelip buradan aldıkları kaçak göçmenlerle yakalandı. Yaprak iddiayı reddederek İstanbul’a kamyoneti satmak için geldiğini iddia etti.
İddianamede sanıklar Hakkı Fatih Balaban, Ercan Üngör ve Hasan Gülerçoban’ın “suç işlemek amacıyla örgüt kurma,” 11 kez uygulanmak üzere “birden fazla kişiyle onur kırıcı muameleye maruz bırakılarak göçmen kaçaklığı” suçlarından 127’şer yıl 9’ar aydan 298’er yıl 6’şar aya kadar hapis ile 9 bin günden 90 bin güne kadar adli parayla cezalandırılmaları talep edildi. İddianamede 44 sanığın da “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma,” “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” ve “birden fazla kişiyle onur kırıcı muameleye maruz bırakılarak göçmen kaçaklığı” suçlarından iki yıl ila 26 yıl 6 ay arasında hapisle cezalandırılmaları istendi.