Haniye ve Şukri İstanbul’daydı: Türkiye uzlaşı peşinde, dışarıda ‘Hamas’a yuva aranıyor’ havası
İsrail-Lübnan sınırında gerilim giderek tırmanırken Batılı ülkeler bir bir vatandaşlarına Lübnan'ı terk etme çağrıları yapıyor. ABD tarafı gerilimi dindirmek için diplomatik çabalarını sürdürse de büyük bir savaşa kaçınılmaz gözüyle bakılıyor.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda 37 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybetti. Lübnan sınırına da yansıyan savaşta İsrail ile İran destekli Hizbullah güçleri de sık sık karşı karşıya geliyor. Örgüt ve İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) mevcut çatışmaları daha büyük bir savaşa dönüştürme konusunda isteksiz davranırken, her iki taraf da gerilimi tırmandırabileceklerinin sinyallerini veriyor.
Bu ayın başlarında Hizbullah, Hayfa’daki İsrail limanı üzerinde uçan bir keşif uçağına ait olduğunu söylediği bir video yayınladı. Görüntülerde uçağın düştüğü anlar yer aldı. Bir başka Hizbullah insansız hava aracı (İHA) da aşağı Celile üzerinde İsrail güçleri tarafından düşürüldü.
İsrail güçleri ise Hizbullah komutanlarına karşı sık sık hava saldırıları düzenliyor. Geçen hafta İsrail ordusu Hizbullah’a karşı olası bir askeri operasyon planını onayladı ancak operasyon için hükümetin onayı gerekiyor. Başbakan Binyamin Netanyahu ise İsrail’in yakın gelecekte Gazze’den Lübnan sınırına asker sevk edeceğini söyledi.
İsrail ordusuna göre Hizbullah çatışmanın başlamasından bu yana İsrail’e 5 binden fazla roket, tanksavar füzesi ve patlayıcı insansız hava aracı fırlattı. Örgütün açıklamalarına dayanan bir çeteleye göre ise ekim ayından bu yana en az 338 Hizbullah savaşçısı öldürüldü. Lübnanlı yetkililere ve Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne göre en az 95 Lübnanlı sivil de hayatını kaybetti.
İsrail’in kuzey sınırına odaklanan ve kar amacı gütmeyen bir araştırma merkezi olan Alma Araştırma ve Eğitim Merkezi’ne göre evlerinden olan binlerce kişiye ek olarak çatışmalar nedeniyle en az 17 İsrail askeri ve dokuz sivil öldürüldü.
Başkan Joe Biden yönetimindeki ABD ise gerilimi düşürmeye çabalıyor. ABD’li yetkililer Biden yönetiminin İsrail ile Hizbullah arasında Lübnan’ın güneyinde giderek kötüleşen sınır çatışmalarını azaltma çabasının, Washington’un Gazze’de ateşkes sağlamakta karşılaştığı güçlükler nedeniyle büyük zorluklarla yüzleştiğini belirtiyor.
İki cephe arasındaki bağlantılar, İran’ı da içine çekebilecek ve çatışmaları Gazze’nin çok ötesine taşıyabilecek geniş çaplı bir savaşı önlemeye çalışan Beyaz Saray’ın karşı karşıya olduğu diplomatik muammanın altını çiziyor.
Beyaz Saray, İsrail’in kuzey sınırındaki gerilimin azaltılmasının Gazze’de sağlanması zor bir ateşkese bağlı olamayacağı konusunda ısrar ediyor ve Hamas’a güneydeki çatışmaları durdurmayı kabul etmesi için haftalarca süren başarısız baskının ardından kuzeydeki gerilimi yatıştırmak için büyük bir diplomatik çaba sarf ediyor.
Ancak ABD tarafından terörist grup olarak tanımlanan ve Hamas’ın müttefiki olan Hizbullah’ın son haftalarda İsrail’in kuzeyine yönelik roket ve insansız hava aracı saldırılarını yoğunlaştırması, tehdidi sona erdirme ve tahliye edilmek zorunda kalan yaklaşık 70 bin vatandaşını geri gönderme sözü veren Netanyahu hükümeti üzerindeki baskıyı artırdı.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, bu ayın başlarında Beyrut’tan yaptığı bir televizyon konuşmasında İsrail’i “ülkede hiçbir yer roketlerimizden güvende değil” diye uyardı.
Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada “Nasrallah’ın mantığı, her şeyin Gazze’ye bağlı olduğu ve Gazze’de ateşkes sağlanana kadar İsrail’e ateşin durmayacağıdır. Açıkçası bu mantığı tamamen reddediyoruz” diye konuştu.
Bu arada ABD özel temsilcisi Amos Hochstein’ın Hizbullah’ın sınırdan çekilmesini de içeren bir anlaşma yapma çabaları şimdiye kadar sonuçsuz kaldı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bu hafta Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon yetkilileriyle üst düzey görüşmeler yapmak üzere Washington’da bulunduğu sırada Hochstein ile Lübnan konusunda iki kez görüştü.
Salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada Gallant “İsrail kuzeydeki güvenlik durumunu değiştirecek bir çözüm bulmak istiyor. Savaş istemiyoruz ama her türlü senaryoya da hazırlıklıyız. İsrail sınırında Hizbullah birliklerini ve askeri oluşumlarını, kuzeydeki halkımıza yönelik tehditleri kabul etmeyeceğiz” dedi.
Hochstein geçen hafta üst düzey yetkililerle görüşmek üzere Lübnan’a yaptığı ziyaret sırasında İsrail’de de Netanyahu ve İsrailli yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdi.
Bu hafta gerilimin tırmanma riski, Kanada, Almanya ve Hollanda gibi yabancı hükümetlerin vatandaşlarına Lübnan’ı terk etme çağrılarını yinelemelerine neden olurken, bazıları da çatışmaların şiddetlenmesinin ticari seyahat yollarının kapanmasına neden olabileceği uyarısında bulundu. Bu ülkelere daha sonra ABD, Rusya, Makedonya, Kuveyt ve İrlanda da katıldı.
Fransa Dışişleri Bakanlığından, Lübnan’da yükselen tansiyona ilişkin yapılan açıklamada tüm taraflara azami itidal gösterme ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararını uygulama çağrısında bulunuldu.
Açıklamada “Fransa, İsrail sınırındaki şiddetin dramatik bir şekilde arttığı bir dönemde Lübnan’daki durumun ciddiyetinden son derece endişe duymaktadır” ifadesi kullanılarak, Fransa’nın bölgedeki tırmanma riskini önleme ve diplomatik çözümü teşvik etme konusundaki kararlılığını sürdürdüğü ifade edildi.
BMGK’nın 1701 sayılı kararı, İsrail’in Mavi Hat’ın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan’daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü’ne (UNIFIL) ait silah ve askeri araç-gerecin bulundurulmasını öngörüyor.
Ancak Lübnan’ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler 2000 yılından bu yana Hizbullah’ın güçlü askeri nüfuzu altında bulunuyor.
İsrail için Hizbullah’a karşı savaşmak, Gazze’de Hamas’a karşı yürüttüğü savaştan çok daha zor bir görev olacaktır. Uzmanlar Lübnanlı grubun 150 binden fazla roket ve füzeden oluşan bir cephaneliğe sahip olduğunu ve bunların bir kısmının Tel Aviv’e ulaşabileceğini tahmin ediyor.
Üst düzey ABD’li yetkililer Hizbullah, İsrail ve İran’ın Gazze’deki yıkımı gölgede bırakacak kapsamlı bir savaş istemediklerine inandıklarını söyleseler de taraflar arasında tırmanan gerilimin kontrolden çıkmasından korkanlar da var.