Düşük yakıt tüketimi ve sessizliğiyle havacılıkta devrim yaratan Prat&Whitney'in motorları ciddi bir soruna dönüştü. Sık arızalanan motorlar nedeniyle THY şimdilik 33 uçağını yere indirdi bile. Bütün dünyada 1600 uçakta aynı sorun var.
Son dönemlerde Türk Havayolları’nda (THY) artan sefer iptallerinin ve rötarların nedenlerinden biri ortaya çıktı. Türkiye’nin ulusal bayrak taşıyıcısı THY yolcu ve uçuş güvenliğini ön plana alarak Pratt &Whitney PW1100G model motorlardaki muhtemel sorunlar ve ortaya çıkan durumun gerektirdiği yeni zorunlu denetimler nedeniyle sayıları 40-45 arasında değişen Airbus A321neo uçağını bu yıl ve 2025’te yere indirmeye karar verdi. Sivil havacılık alanında yayın yapan ch-aviation adlı internet sitesinin mayıs sonuna yayınladığı habere göre THY sahip olduğu 50 adet A321-200NX’ten 28’ini, dokuz A320-200NX’ten de beşini seferden çekti.
Pratt &Whitney, Geared Turbofan (GTF) adı verilen düşük maliyetli dişli turbofan teknolojisinin geliştirilmesinin ardından çığır açan bir yenilik olarak nitelenen PW1000G ailesi dişli turbofan motorları üretmeye başlamıştı. Ancak motorların uçaklarda kullanılmaya başlamasının ardından bazı sorunlar ortaya çıkmıştı.
Sivil havacılık konusunda yayın yapan yabancı internet sitelerine göre THY CFO’su Murat Şeker 23 Mayıs 2024’te şirketin ilk çeyrek mali sonuçlarına ilişkin yatırımcılarla yaptığı telekonferansta sorunun kapsamına ilişkin beklentilerinin motor üreticisinden (Pratt & Whitney) gelen son bilgilere göre değiştiğini belirterek şunları söylemişti: “Şu anda 20-25 civarında uçağımız yere indirilmiş durumda. Şu anki tahminimiz bu yılın sonuna doğru bunun 40’lara çıkacağı ve 2024’ün geri kalanında ve 2025’in bir kısmında bu seviyelerde olacağı yönünde. Yaklaşık 40-45 civarında uçak olacak.”
FlightGlobal adlı internet sitesi de 23 Mayıs 2024’teki haberinde aynı konuyu işledi. exyuaviation.com adlı internet sitesi de 18 Haziranda yayınladığı bir haberde THY’nin söz konusu sorunlar nedeniyle temmuz ve ağustos aylarında İstanbul’dan eski Yugoslavya ülkelerindeki birçok şehre yaptığı seferleri azaltacağını duyurdu.
Pratt & Whitney, 2023 yılında Airbus A320neo ailesi, A220 ve Embraer E-jet-E2’ye güç veren yüzlerce PW1100G motorunu geri çekmeye başlayacağını duyurmuştu. Dünyanın en büyük uçak motoru üreticilerinden Pratt & Whitney’in seferden alınan uçaklarda kullandığı motorlardaki iki parçanın metal uyumsuzluğu nedeniyle talaşlanma yaptığı ve bunun çeşitli sorunlara neden olduğu ortaya çıkmıştı. Sorunların başında motor parçalarının erken arızalanması var. Şu an dünyada 3 bin 200 adet PW1100G motor kullanan dar gövdeli 1,600 uçak var.
Karardan etkilenecek bazı havayolu şirketleri arasında Hindistan’ın en büyük sivil havacılık şirketi Indigo da bulunuyor. Şirket 35 uçağı yere indirdiklerini ve incelemeler tamamlanıncaya kadar hizmet vermeyeceklerini açıkladı. Meksikalı havayolu şirketi VivaAerobus da filosununun yüzde 15’ile 20’sini uçuştan çekmek zorunda olduğunu açıkladı. Şirket kararın olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için havayolu şirketlerine uzun vadeli uçak satın almadan veya leasing (finansal kiralama) yapmadan, acil durumlar veya kısa süreli ihtiyaçlar için filo genişletme imkanı sunan wet leasing (hava aracının ekiple beraber kiralanması) yapacağını duyurdu.
Hintli Indigo’nun yanısıra Air New Zealand da PW 1100 G motorlarındaki sorunlar nedeniyle sıkıntılar yaşıyor.
THY ise konuyla ilgili sorumuza başta yanıt vermezken son gönderdiğimiz “Ne yapacağız bunu? Doğru mu?” ifadelerinin bulunduğu WhatsApp mesajını “doğru değil” şeklinde yanıtladı. Ancak sivil havacılık sektöründe faaliyet gösterenlerden edindiğimiz bilgiye göre THY uçuş ve yolcu güvenliğini öne alarak uçakların bir kısmını yere indirmiş bulunuyor ve gerekli bakımlar motor üreticisi şirket tarafından yapılıyor.
ChatGPT’den bu motorlardaki sorunları sıralamasını istediğimizde şöyle bir yorum ve liste ortaya çıktı:
“Pratt & Whitney’in Geared Turbofan (GTF) motorları havacılık endüstrisinde büyük bir devrim yaratma potansiyeline sahipti. GTF motorları geleneksel turbofan motorlarına kıyasla daha düşük yakıt tüketimi, daha az emisyon ve daha sessiz çalışma özellikleri ile dikkat çekti. Ancak bu motorlar bir dizi teknik ve operasyonel sorunla karşı karşıya kaldı. Bu makalede GTF motorlarının karşılaştığı başlıca problemleri ve bu sorunların havacılık endüstrisi üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.”
1. Motorun Dayanıklılığı ve Güvenilirliği
GTF motorlarının en önemli problemlerinden biri, dayanıklılık ve güvenilirlik konusundaki endişelerdi. Özellikle, kompresör ve türbin bileşenlerinde beklenmedik aşınma ve yıpranma sorunları ortaya çıktı. Bu durum, motorların öngörülen bakım aralıklarından daha sık bakıma ihtiyaç duymasına neden oldu. Bu sorun, hava yolu şirketleri için hem operasyonel hem de mali açıdan büyük bir yük oluşturdu.
2. Kompresör Problemleri
GTF motorlarındaki kompresör sorunları, motor performansını olumsuz etkileyen başlıca faktörlerden biridir. Kompresör bileşenlerinde aşırı ısınma ve deformasyon problemleri, motorların verimliliğini düşürdü ve beklenmedik arızalara yol açtı. Bu tür arızalar, uçuş iptalleri ve gecikmeler gibi operasyonel aksaklıklara neden oldu.
3. Yağ Sızdırmazlığı ve Yağlama Problemleri
Yağ sızdırmazlığı ve yağlama problemleri de GTF motorlarının karşılaştığı ciddi sorunlar arasında yer alır. Motorun yağlama sistemi, yüksek sıcaklıklarda ve yoğun operasyon koşullarında yetersiz kalabiliyor. Bu durum, motor bileşenlerinin aşırı ısınmasına ve zamanla hasar görmesine yol açtı. Yağ sızdırmazlığı sorunları, motorun genel performansını ve güvenilirliğini olumsuz etkiledi.
4. Maliyet ve Bakım Süreleri
GTF motorlarının bakım maliyetleri ve süreleri, hava yolu şirketleri için büyük bir sorun teşkil etti. Motorların beklenenden daha sık bakım gerektirmesi, operasyonel maliyetleri artırdı ve uçakların yere indirilme sürelerini uzattı. Bu durum, hava yolu şirketlerinin operasyonel verimliliğini düşürdü ve müşteri memnuniyetini olumsuz etkiledi.
5. Tedarik Zinciri ve Parça Temini
Pratt & Whitney GTF motorlarının tedarik zinciri ve parça temini konularında da sorunlar yaşandı. Özellikle, motor bileşenlerinin temininde yaşanan gecikmeler, motorların bakım ve onarım süreçlerini olumsuz etkiledi. Bu durum, uçakların uzun süreler boyunca hizmet dışı kalmasına neden oldu ve hava yolu şirketlerinin operasyonlarını aksattı.
6. Yazılım ve Kontrol Sistemleri
GTF motorlarının yazılım ve kontrol sistemlerinde de çeşitli problemler ortaya çıktı. Motor kontrol yazılımlarında yaşanan hatalar ve güncellemeler, motor performansını ve güvenilirliğini olumsuz etkiledi. Bu tür yazılım sorunları, motorların beklenmedik şekilde durmasına veya arızalanmasına yol açtı.
7. Regülasyon ve Sertifikasyon Sorunları
GTF motorlarının karşılaştığı teknik sorunlar, regülasyon ve sertifikasyon süreçlerini de olumsuz etkiledi. Motorların belirli emisyon ve gürültü standartlarına uyum sağlaması için ek testler ve modifikasyonlar yapılması gerekti. Bu süreçler, motorların pazara sunulmasını geciktirdi ve hava yolu şirketlerinin yeni uçak alımlarını ertelemesine neden oldu.
8. Kullanıcı Geri Bildirimleri ve Müşteri Memnuniyeti
GTF motorlarını kullanan hava yolu şirketlerinin geri bildirimleri, motorların performansı ve güvenilirliği konusundaki endişeleri gözler önüne serdi. Kullanıcı geri bildirimleri, motor üreticisi Pratt & Whitney’in bu sorunları çözme konusundaki çabalarını artırmasına yol açtı. Ancak, müşteri memnuniyeti seviyesinin düşmesi, motorun piyasadaki itibarını olumsuz etkiledi.
9. Yenilik ve Teknoloji Riskleri
GTF motorları, havacılık endüstrisinde yenilikçi bir teknoloji olarak büyük bir potansiyele sahipti. Ancak bu tür yenilikçi teknolojiler beraberinde bazı riskleri de getirdi. Yeni ve karmaşık motor tasarımları, beklenmedik sorunlara ve arızalara yol açabilir. GTF motorlarında yaşanan sorunlar yenilikçi teknolojilerin uygulanmasındaki zorlukları ve riskleri gözler önüne serdi.
10. Çözüm Arayışları ve Gelecek Perspektifleri
Pratt & Whitney GTF motorlarında yaşanan sorunları çözmek için çeşitli önlemler aldı. Motor bileşenlerinin dayanıklılığını artırmak, yağlama sistemlerini iyileştirmek ve yazılım hatalarını gidermek için çeşitli çalışmalar yürütüldü. Ayrıca, tedarik zinciri sorunlarını çözmek ve parça teminini hızlandırmak için de önlemler alındı.
Gelecek perspektiflerine bakıldığında GTF motorlarının hala büyük bir potansiyele sahip olduğu söylenebilir. Pratt & Whitney’in bu sorunları çözme konusundaki çabaları motorların gelecekte daha güvenilir ve verimli olmasını sağlayabilir. Ancak havacılık endüstrisinin bu tür yenilikçi teknolojilere geçiş sürecinde karşılaştığı zorluklar dikkatli ve planlı bir yaklaşım gerektirmektedir.
Sonuç: Pratt & Whitney’in GTF motorları, havacılık endüstrisinde önemli bir yenilik olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bu motorların karşılaştığı teknik ve operasyonel sorunlar havacılık endüstrisi için ciddi bir meydan okuma oluşturdu. Motorların dayanıklılığı, güvenilirliği, bakım maliyetleri ve tedarik zinciri sorunları, hava yolu şirketlerinin operasyonlarını olumsuz etkiledi. Pratt & Whitney’in bu sorunları çözme konusundaki çabaları GTF motorlarının gelecekteki başarısı için kritik öneme sahiptir. Havacılık endüstrisi yenilikçi teknolojilere geçiş sürecinde karşılaşılan zorlukları aşmak için işbirliği ve sürekli iyileştirme yaklaşımlarını benimsemelidir.