Komando bıçaklı cinayet: Alkollü olmasına sinirlenip cezalandırdım
Bundan 23 yıl önce Kadıköy'de bir çocuk öldürüldü, cinayet olduğu belliydi ama katili bulunamıyordu. 2020 yılında DNA raporları babayı işaret edince davanın seyri değişti, müebbet hapis cezası verildi. Yine de kimse tutuklanmadı.
Takvim yaprakları 2001 yılını gösterdiğinde Türkiye 12 yaşındaki Hande Çinkitaş’ın ölümüyle sarsıldı. Çünkü ortaokul öğrencisi çocuk başına çekiçle vurulup defalarca bıçaklanarak öldürülmüştü. Üstelik yıllar boyu katili ya da katilleri bulunamadı. Peki olay nasıl olmuştu? 4 Ocak 2001’de Hande Çinkitaş, evinde, başına çekiçle vurulup boğazı kesik halde öldürülmüş olarak bulundu. Annesi ve babası ayrı olduğu için küçük çocuğun ölü bulunduğu ev babası Nezih Çinkitaş ile yeni eşi Şehnaz Çinkitaş’ın eviydi. Hande’nin annesi Handan Yılmazer kendi anlattığına göre başta olayın şokuyla nasıl olduğuna anlam veremedi ama sonra kızının babasından ve onun yeni eşinden şüphelendi. Bu aşamadan sonra acılı annenin hukuk mücadelesi başladı. Uzun yıllar süren dava sürecinde baba Nezih Çinkitaş ve üvey anne Şehnaz Çinkitaş bir ceza almadı. Olaydan tam 19 yıl sonra yani 2020 yılında Adli Tıp Kurumu (ATK) mahkemeye bir rapor gönderdi. Raporda 19 yıl sonra bıçak üzerinde yapılan DNA incelemesinde bıçağın keskin ucunda Nezih Çinkitaş’ın yoğun olarak DNA profili tespit edildi.
Bununla birlikte yeni fotoğraflar da delil olarak dosyaya ekleniyordu. Verilen ifadelerle bu fotoğraflar çelişiyordu. Çünkü baba Çinkitaş olay günü anahtarı olmadığı için su bidonuyla komşusuna gittiğini söylemişti. Ancak bahsedilen su bidonu, olay yeri fotoğraflarına göre evde koltuğun üstündeydi. Sadece bu da değil. Baba Çinkitaş ifadesinde, anahtarı evde masanın üzerinde unuttuğunu söylemişti. Ancak olay yeri fotoğrafı bu iddiayı yalanlıyordu. Şüpheli baba, kayıp anahtarı olaydan 10 gün sonra polislerle girdiği esnada buldu. Polis ise anahtarın sonradan olay yerine konulduğu görüşündeydi. Bu deliller toplanınca baba ve eşi 2020 yılında tutuklandı ama sadece üç ay hapishanede kaldılar. Üç ay da ev hapsinde tutulduktan sonra tutuksuz yargılanmaya başladılar.
Öte yandan aynı yıl bir gelişme daha olmuştu. Nezih Çinkitaş polise, kızının katilinin bulunabilmesi için sık sık dilekçeyle başvuruyordu. Bu mektupları Türkiye’ye eğitim için gelen Kanadalı mülakat uzmanı polisler, 28 Türk personele eğitim verirken incelemişti. Onların raporuna göre Hande Çinkitaş bu dilekçeyi yazan babası tarafından öldürülmüştü. Katil babanın ciddi derecede psikolojik rahatsızlıkları bulunması ihtimali yüksekti. Çift kişilikliydi. Cinayeti başka bir ruh halindeyken işlemiş, şimdi de büyük bir vicdan azabı duyuyordu. Kanadalı polisler, katilin yapılacak sorguda suçunu itiraf etmesinin içinde bulunduğu psikolojik durumdan dolayı çok zor olduğunu, ancak çektiği vicdan azabından dolayı sık sık kızının mezarına çiçeklerle giderek kızından özür dilediğini düşündüklerini ifade etmişlerdi.
Cinayetten 19 yıl sonra yani 2020 yılında düzenlenen iddianamede Hande Çikintaş’ın öz babası Nezih Çikintaş ve üvey annesi Şehnaz Çinkitaş hakkında, ‘Canavarca hisle eziyet çektirerek alt soydan akrabayı kasten öldürme’ suçundan iddianame düzenlendi. Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi yargılama sonucunda sanıklar Şehnaz ve Nezih Çinkitaş’a beraat kararı verdi.
Ancak anne bu karara razı gelmedi ve avukatı Hasan Kocabey aracılığıyla İstinaf mahkemesine başvurdu. İstinaf mahkemesi duruşmalı olarak dosyayı tekrar ele aldı. Geçtiğimiz günlerde ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi kararı açıkladı. Mahkeme, Nezih Çinkitaş hakkında verilen beraat kararını bozarak ‘canavarca hisle veya eziyet çektirerek alt soydan akrabayı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, sanığın duruşmadaki iyi hali ve cezanın yaşamı üzerindeki etkisini göz önüne alarak cezasında indirim uygulayarak müebbet hapis cezasına hükmetti.
Bölge adliye mahkemesi delillerin toplanmış olması, cezanın süresi ve mahkumiyet kararının içeriğini değerlendirerek sanık Nezih Çinkitaş tutuklama kararı yerine yurt dışı çıkış yasağı ile İstanbul il sınırını terk etmeme şeklinde adli kontrol kararı verdi. İstinaf yerel mahkemenin sanık Şehnaz Çinkitaş hakkında verdiği beraat kararına karşı itirazı ise reddederek beraat kararını uygun buldu.
Anne Hande Yılmazer, müebbet hapis cezası verilen birinin nasıl serbest bırakıldığını sorguluyor. Bu kararla cinayeti öğrendiği ana dönen kadın “Polis ‘kızınızı kaybettiniz” dediğinde kendinden geçtiğini ve gözünü açtığında kardeşinin evinde olduğunu anlatıyor. Acılı anne mahkemeye başvurmaya nasıl karar verdiğini de şöyle anlatıyor:
“Kızımın öldürüldüğünü öğrendiğimde polisler söylenirdi. Acaba babası mı öldürdü? Asla konduramadım çünkü kızım babasını çok seviyordu. Daha sonra kendimi toparlamaya başladığımda psikolojik olarak normale döndüğümde neden olmasın dedim. Her şey olabilir dedim. Çünkü mahkemelerde onun uygunsuz tuhaf şeylerini duyduktan sonra midem bulandı. Neye karar vereceğimi şaşırdım. Şüphem git gide arttı. Hangi ruh haliyle yaptığını onu da bilmiyorum. Ruh yok zaten. Ruh olanlar yapmaz bunu. Tutuklandığında bir nebze sevinir gibi oldum. Adalet yerini buluyor diye düşündüm. Daha sonra beraat ettirilince neye uğradığımı şaşırdım. Kime güveneceğimizi şaşırdım. Ben böyle bir adalet görmedim. Serbest bırakıldılar. Ben adalet istiyorum. Yüreği yanmış bir anne olarak adalet istiyorum. İnanın, dünkü duruşmadan sonra üstümden kamyon geçti resmen neye uğradığımı şaşırdım. Müebbet veriliyor ama tutuklanmıyor. Sebebi ne biri çıksın bana bunun açıklamasını yapsın. Böyle adalet mi olur?”
Kararın kamu vicdanını rahatsız ettiğini belirtken Yılmazer’in avukatı Hasan Kocabey ise “4 Ocak 2001 tarihinde öz baba Nezih Çinkitaş ve üvey anne Şehnaz Çinkitaş’la birlikte aynı evde yaşarken hunharca katledildi. Yani olay tarihinden itibaren kanaatimizce olay yerinin bu sanıklar tarafından kurgulanması, şekillenmesi ve yeniden düzenlenmesi nedeniyle 19 yıl boyunca soruşturma devam etti. 2020 yılında Adli Tıp Kurumundan gelen olay yerinde bulunan bir bıçak üzerinde o bıçağın keskin kenarında majör yoğunlukta baba Nezih Çinkitaş’ın DNA örneğine rastlanana kadar. 19 sene sonra baba Nezih Çinkitaş ve üvey anne Şehnaz Çinkitaş tutuklandı. Yaklaşık üç ay bir tutukluluk süreci geçirdiler. 3 ayda ev hapsiyle bu tedbir devam etti. Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği beraat kararı verdi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’ne dosyamız gitti. Duruşmalı olarak dosyanın yürütülmesini talep etmiştik. Ve duruşmalı olarak dosya yürüdü. En son istinaf dilekçelerini dikkate alarak dün bir karar verdi” diyor.
Avukat Kocabey “Her ne kadar dosyada Şehnaz Çinkitaş da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılansa da bir beraat kararı verildi. Baba Nezih Cinkitaş’a ‘Alt soya karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Biz bu kararın yani ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin verilen kararla tedbir kararının birbiriyle örtüşmediğini, bir insana ömür boyu hapis cezası verirseniz onun karşılığında bu adamın mahkemeden hemen çıkıp cezaevine gitmesi gerektiği kanaatindeyiz. Babaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Bu karar duruşmadaki iyi hal, tutum ve davranışları lehine değerlendirilerek müebbet hapis cezasına çevrildi. Yani 12 yaşındaki bir kızın canavarca hisle babası tarafından öldürüldüğü bir dosyada babasına mahkeme takdiri iyi hal indirimi vermemeli diye düşünüyorum” diyerek mahkemenin kararının hatalı olduğunu düşündüğünü söylüyor.