Kurumlar neden spor yatırımı yapar?

Birçok marka tanınırlığını arttırmak, kitlelere erişmek için spor dallarına ve sporculara yatırım yapıyor. Böylece topluma karşı sorumluluklarını yerine getirirken popülerliklerini de arttırıp büyüyorlar.

23 Temmuz 2024
Ülkemizde sporcuların beyanname verme ve gelir vergisi ödeme alışkanlıkları yok. Sporcuların neredeyse 30 yıldır vergiye ilişkin herhangi bir yükümlülük yerine getirmedikleri ve çok düşük oranlı bir gelir vergisine tâbi tutuldukları göz önünde bulundurulduğunda bu hiç de şaşırtıcı değil.

Uluslararası turnuvaların yoğun olduğu ve olmaya devam edeceği bu dönemde biraz spor konuşalım istedim. Üstelik televizyona bakıp reklamları izlerseniz pek çok markanın spor iletişimi yaptığını ve yapmaya devam edeceğini göreceksiniz. Kaldı ki Avrupa Kupası döneminde birbirine benzediği için markaları karıştırdığımız birçok spor odaklı reklamı aynı kuşakta izledik.

Spor iletişimi için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: “İletişimde spor ikna ve dikkat çekme özelinde çok güçlü ve sporun ve  sporcunun tüketici üstünde önemli bir etkisi var.”

Neden spor tüketici üstünde büyük etki yaratıyor, sporun resmi tanımına bakalım…

TDK’ya göre;

– Bedeni geliştirmek amacıyla belirli kurallara göre kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen hareketlerin tümü.

– Belirli kurallara göre kişisel, ikili veya takım olarak gerçekleştirilen, rekabete dayalı bedensel veya zihinsel yarışmaların tümü.

Spor insana ne sağlar derseniz, öncelikle özgüven ve cesaret, sağlıklı bir beden ve zihin. Spor hayatın içinde bir olgu. Sporcuların, takımların başarıları seyircisine güven, güç ve mutluluk veriyor. Belki de bu nedenle sporun seyircisi ve  taraftarı yüksek. İster spor yapın, isterseniz spor karşılaşması seyredin, bu farklı ve gerçek duygular yaşatan bir alan.

Ünlü Fransız yönetmen Jean-Luc Godard televizyon-spor ilişkisiyle ilgili görüşlerini açıklarken “İnsanları sokağa dökmek istiyorsanız televizyondan futbol yayınlarını kaldırın” demiş. Günümüzde bunu farklı spor dalları için de söylemek mümkün. Ve tabii televizyon dışında hayatımıza giren dijital yayınlar da spor etkinliklerinin ve  turnuvalarının geniş kitlelere ulaşmasında önemli bir araç. Mecraların dışında markalar da sporun kitlelere ulaşmasında rol üstleniyor. Özetle mecralar ve markalar sporun hem yayıncısı hem de pazarlamacısı konumunda.

Bir de spor pazarlaması kavramını hatırlayalım…

Spor pazarlaması, spor türleri ile ilgili bir pazarlama. Spor tüketicilerinin ihtiyaç ve isteklerini karşılamak amacıyla mal ve hizmet değişim sürecindeki tüm faaliyetlerin düzenlenmesini içerir. Reklam sosyal medya, dijital platformlar, bilet satışları, yayın, ticaret ve topluluk ilişkileri olmak üzere çok farklı alanları içeriyor ( Bilgi; spor asırlardır var olan bir alan olmasına rağmen “spor pazarlaması” kavramı ilk kez 1978 yılında Advertising Age tarafından kullanılmış).

Spor markalar için neden önemli ve etkili bir iletişim aracı olarak kabul ediliyor?

– İletişim gücü ve dikkat çekme: Spor büyük kitlelere ulaşabilen ve dikkat çekebilen bir platform televizyon, dijital ve sosyal medya gibi geniş mecralarda yayınlanan spor etkinlikleri ve sponsorlukları markaların hedef kitlesine doğrudan ve etkili bir şekilde ulaşmasını sağlar.

– Duygusal bağ kurma: Spor insanlarda güçlü duygusal tepkiler ve bağlar oluşturur. Sporcuların veya takımların başarıları taraftarlarda güven, gurur ve mutluluk gibi duygular uyandırır. Markalar bu sayede tüketicileri ile derin bir bağlar kurabilir.

– Marka görünürlüğü ve imaj: Markaların görünürlüğünü artırır. Markaların hem yerel hem de küresel pazarda tanınırlığını artırır ve olumlu bir imaj oluşturur.

– Toplumsal sorumluluk ve değer yaratma: Spora yapılan yatırımlar markaların toplumsal sorumluluklarını yerine getirdiğini gösterir. Sporun gençler üstündeki olumlu etkisi göz önüne alındığında markaların bu alanda yaptıkları destekler toplum nezdinde takdir görür.

– Pazarlama ve satış fırsatları: Markaların satışlarını artırma ve pazarlama kampanyalarını destekleme potansiyeline sahiptir. Özellikle etkinlikler sırasında yapılan reklam kampanyaları marka sadakatini artırabilir ve tüketiciyi satın almaya teşvik edebilir.

Biraz da ülkemize bakalım…

Spor pazarlaması ülkemizde markalar ve kurumlar tarafından son 10 – 15 yıldır daha çok yoğunlaşılan bir alan. Teknoloji ve dijital kanalların artışı ile de ciddi gelişim sağladı diyebiliriz. Futbol en fazla desteklenen spor dalı olsa da günümüzde voleybol, basketbol gibi sporlar dalları da önem kazanmaya hatta futbolun önüne geçmeye başladı. Uluslararası organizasyonlarda aldığımız başarılı sonuçlara bağlı olarak farklı spor dalları da markaların radarına girmeye başladı. İyi de oldu.

Yukarıda değindim, ama bana göre Türkiye’de spor yatırımı yapan markaların iki amacı var.

“Ulvi amaç”: Bunu ilgili spor dalının ülkemizdeki gelişimine ivme kazandırmak, dünya standartlarında bir seviyeye gelmesine ve ülkemize dünya çapında başarılar getirmesine destek olmak, değer yaratmak, izleyici kitlesini artırarak, gençlerimizi spora özendirmek diye özetleyebiliriz.

“Popüler amaç”: Gündemde kalmak, hızla bilinirliğe sahip olmak, spor dalının veya sporcunun üstünden markaya değer yaratmak.

Son dönemde hepimizin farkında olduğu bir gerçek var. Türk sporu her geçen gün farklı branşlarda başarılara imza atıyor. Oluşturulan ekosistemle sürdürülebilirliğin sağlanması esas olmalı. Sadece kulüpler ve sporcular değil, bu ekosistem içindeki tüm paydaşların sorumluluk üstlenmesi gerektiğini, bunun da sadece marka görünürlüğü sağlayan göstermelik reklamlarla değil, sporun özüne yapacakları katkılarla olması gerektiğini düşünüyorum. Spora destek bir anlamda topluma, ülkeye, geleceğe ve gençlere yatırım yapmak demek. İşte bu nedenle çok değerli. Tabii doğru spor dalı veya sporcuyu seçmek çok önemli. Bazı ipuçları…

– Marka değeri ve spor dalının uyumu: Markanızın temel değerleri ve spor dalı veya sporcunun değerleri arasında uyum sağlanmalıdır. Bu uyum markanızın tüketiciye vaadini güçlendirecek ve katma değer yaratacaktır.

– İlgi alanları ve hedef kitlenin profili: Markanızın hedef kitlesi hangi spor dallarına ilgi gösteriyor veya hangi sporcuları takip ediyor? Bu bilgi hangi spor yatırımının markanız için daha etkili olabileceğini belirlemede yardımcı olabilir. Ve markanızın tüketiciyle daha derin bağlar kurmasına olanak tanır.

– Sporun popülaritesi ve medya ilgisi: Spor dalının veya sporcunun popülaritesi markanızın görünürlüğünü artırabilir. Özellikle uluslararası arenada başarı kazanan sporcular markanızın uluslararası pazarda tanınmasına katkı sağlayabilir.

– Sosyal sorumluluk ve toplumsal etki: Seçeceğiniz spor dalı veya sporcunun toplumsal sorumluluklarınıza nasıl katkı sağlayabileceği önemlidir. Sporun gençler üstündeki olumlu etkisi ve topluma olan katkıları markanızın sosyal sorumluluklarını yerine getirme çabalarını destekleyebilir.

– Uzun vadeli strateji ve ilişki yönetimi: Spor sponsorluğu veya yatırımı uzun vadeli bir strateji gerektirir. Seçtiğiniz spor dalı veya sporcunun uzun vadeli bir değer yaratabilecek potansiyele sahip olduğundan emin olmalısınız.

Sonuç olarak, markalar spor yatırımları yaparken sadece popüler veya başarılı olanları değil, marka değerlerine ve uzun vadeli stratejilerine katkı sağlayacak spor dallarını veya sporcuları seçmeli. Böylece markanızın hem ticari başarısını artırabilir, hem de toplumsal etkinliğinizi güçlendirebilirsiniz. Ve seçeceğiniz spor dalıyla kısa değil uzun vadeli bir iş birliği yapmanız gerektiğini unutmayın, böylece markanızın sürdürülebilir bir stratejisi olduğunu da tüketicinize kolayca iletebileceksiniz.

Markalarımıza küçük bir not: Spor gençlere ulaşmak ve tüm toplumla gönül bağı kurmak için en değerli alan. Popüler olmadan ve art arda başarılar gelmeden markanıza en uygun spor dalını veya sporcusunu keşfedin. Hem seçtiğiniz spor dalını, hem de markanızı birlikte büyütün…

Son söz: 2024 yazı tam anlamıyla bir spor yazı. Ülkemizi temsil eden ve edecek tüm sporcularımıza gönülden başarılar diliyorum.

Marka marka söyle bana, Süper Lig'den güzeli var mı bu dünyada!Marka marka söyle bana, Süper Lig’den güzeli var mı bu dünyada!

Samsung Japonya’da marka adını değiştirdiSamsung Japonya’da marka adını değiştirdi

 

Feza Turunçoğlu Kimdir?

Feza Turunçoğlu, Türkiye’de marka, pazarlama ve reklam sektöründe uzun yıllarını geçirmiş deneyimli bir profesyoneldir. Marka yaratma, spor pazarlaması, marka yönetimi ve iletişim konularında derin bilgi birikimine sahiptir.
Reklam ajanslarında yönetim ekibinde çalışmış, yürütme kurullarında yer almış, ülke için önemli birçok markanın büyüme süreçlerine katkıda bulunan ekipleri yönetmiştir.
Feza Turunçoğlu’nun kariyeri boyunca edindiği deneyimler ve sektördeki bilgisi, markaların stratejik iletişimini yönetme yeteneği ve kriz dönemlerinde markaların nasıl yönetilmesi gerektiğine dair görüşleri sektörde önemli bir referans niteliği taşır.
Bu dönemde; finanstan otomotive, gıdadan içecek markalarına, kamu projelerinden kişisel bakıma Türkiye’nin en önemli ve büyük bütçeli markaları ile çalışma, stratejilerinde söz sahibi olma ve değer yaratma şansı yakalamıştır.
Daha sonra Türkiye’nin bilinirliği ülke dışına da taşan ve ülkenin en değerli markalarından biri olan Vestel’de 10 sene boyunca Vestel Pazarlama iletişimi ve Perakende Pazarlama Liderliği yaparak; pazarlama iletişimi ve sponsorlukların yanı sıra, markanın stratejisi ve bütçe yönetiminde de söz sahibi oldu.
Vestel döneminde en sevdiği işlerinden biri “Biz Voleybol Ülkesiyiz” stratejisinin oluşturulması ve hayata geçişinde üstlendiği rolü oldu. ‘Biz Voleybol Ülkesiyiz’ iletişimi ile marka, hem tüketicinin gönlünü kazanırken hem de sayısız ödül kazandı.
Türkiye’de ‘Spor Pazarlaması’ denince, akla ilk gelen isimlerden.
Feza kendisini; reklam, pazarlama ve iletişim stratejisi alanlarında 30 yıllık deneyimi ile “ marka danışmanı” olarak tanımlıyor.
Vestel sonrası, bağımsız marka danışmanı olarak farklı projelerde ‘sevdiği ve inandığı’ markalara katkı sağlamaya keyifle devam ediyor.
Ve halen en çok voleybol izlemeyi seviyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.