Türkiye'ye yakın adalar arasında en güzellerinden biri olan Kos, antik kalıntıları, muhteşem yemekleri ve harika ada kültürüyle yaz gecelerinize mutluluk katmak için bekliyor.
Doyumsuz Yunan kültürü, muhteşem gün batımları, parmak ısırtan lezzetleri, açık hava müzesi niteliğindeki antik kalıntıları ve Osmanlı izleriyle Kos, hem günübirlik hem de uzun soluklu bir tatil için kesinlikle radarınızda olmayı hak ediyor.
Bodrum’dan ver elini Kos
On İki Ada (Dodecanese Adaları) grubundan biri olan Kos ya da diğer adıyla İstanköy, Bodrum’un tam karşısında oluşuyla yaz aylarında feribotla kolayca geçilecek adalardan biri. 2017 Kos depreminden sonra kalıcı olarak kapalı olan Şövalyeler Kalesi (Neratzia Kalesi), Dionysos Sunağı, eski pazar yeri Agora, 750 kişilik amfi tiyatro Roman Odeon ve tıp biliminin babası Hipokrat’ın eğitim aldığı antik kent Asklepion kalıntılarıyla da sanat tarihine ve mimariye meraklı gezginler için en güzel Yunan adalarından. Plajları, restoranları, çarşısı ve kafeleriyle gerçekten hoş.
“Hipokrat’ın ağacı” efsanesine konu olan 500 yıllık çınar
Şehir meydanında görebileceğiniz ve döneminde bir düşünce tapınağı olarak adlandırılan, efsaneye göre ünlü hekim Hipokrat’ın öğrencilerine ders verdiği düşünülen Hipokrat Ağacı; Kos’un cazibe merkezi. Hipokrat’ın doğum yeri olan adada bugün göreceğiniz çınar 500 yaşında ama muhtemelen Hipokrat zamanında burada olduğu iddia edilen ağacın soyundan geliyor ve korunm]ası için metal iskelelerle destekleniyor. Ağacın yanında, 1786 yılında Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından yaptırılan aynı adlı camii de bulunuyor ama artık ibadete açık değil. Hipokrat Çınarı Meydanı (Platia Platanou) şehir merkezinde, Şövalyeler Kalesi’nin karşısında, Antik Agora’nın hemen yanında.
Antik Yunan’da bir gezintiye çıkıyoruz
Hava antik Yunan hazinelerini keşfetmek için hayli sıcak olsa da arkeolojiye meraklı gezginler için çölde vaha niteliğinde Kos’un antik kalıntıları. Eski ticaret merkezi olan Antik Agora, M.Ö 4’ncü yüzyılda inşa edilmiş ve limana kısa bir yürüyüş mesafesinde. Kos’taki en muhteşem antik alanlardan biri; Roma İmparatorluğu döneminde uzanan ve çok varlıklı bir aileye ait olan Casa Romana (Roma Evi). Üç adet iç avlu etrafında sıralanan 36 odası olan ev 1930 yılında keşfedilmiş.
Kos’un kalbi bu meydanda atıyor
Eleftherias Meydanı ya da diğer adıyla Özgürlük Meydanı, Kos’un en merkezi noktalarından biri. Bu güzel meydana gelince 2017 yılındaki depremde çok zarar alan Defterdar İbrahim Paşa Camii, Kos Arkeoloji Müzesi ve zeytinyağı, bal ve sabun gibi yöresel ürünlerin satıldığı Belediye Pazarı’nı göreceksiniz. Belediye Pazarı’nı arkanıza verince önünüzde uzanan yolun üzerinde hediyelik eşya dükkanları, ödüllü zeytinyağı satan dükkanlar, tavernalar ve kafeler var.
400 yıl Osmanlı yönetiminde kalmış
İlk olarak Karyalılar’ın yerleştiği Kos, bir dönem Roma ve Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş. Venedik Cumhuriyeti ile 11’nci yüzyılda kurulmuş bir şövalye tarikatı olan ve sonraları adı Hospitalier Şövalyeleri’nden Rodos Şövalyeleri ve son olarak da Malta Şövalyeleri olarak değiştirilecek olan Aziz John Şövalyeleri’nin ve 1525 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine giriyor. Liman girişinde 1315 yılında Rodos’un Hospitalier Şövalyeleri tarafından yapılmış 14’ncü yüzyıla uzanan hisarını görebilirsiniz. Adada bugün ciddi bir Türk nüfusu yaşıyor. Dile kolay, 1912 yılında İtalyanlara verilene kadar 400 yıl Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde kalmış Kos. 1945 yılına kadar Alman işgaliyle tanışmış bu güzel ada, sonra Birleşik Krallık’ın himayesi altına girmiş ama 1947 yılında Paris Barış Antlaşması’nın ardından Yunanistan’a veriliyor.
Gün batımının tadını Zia’da çıkarın
Kos’ta küçüklü büyüklü 10 köy var. Eski bir balıkçı köyü olan Kardamaina, Marmari ve Tigaki yabancı turistlerin göz bebeği. Denizden uzak olan Pyli ve Mastichari gibi köylerlerde geleneksel ada yaşamını gözlemleyebilirsiniz ama bunlar arasında biri var ki bir adım öne çıkıyor. Kos Adası’nda gün batımının izlendiği en güzel yer olarak haklı bir üne sahip olan Zia Köyü, Kos Limanı’nın 17 km güneydoğusunda yer alıyor. Dikaios Dağı’nın eteklerindeki bu şirin mi şirin küçük köy, hediyelik eşya dükkanları, kafeleri ve şahane dağ manzarasıyla sizi karşılıyor. Zia’nın muhteşem gün batımları o kadar ünlü ki Dikaios Dağı’na gün batımı turları düzenleniyor. Köyün çevresinde dolaşmayı tercih ederseniz, bir yol sizi adanın en yüksek yerindeki bu dağa götürüyor. Zia’da geleneksel Yunan yemeklerinin yapıldığı ve muhteşem manzara fotoğrafları çekmenize olanak tanıyan teraslara da sahip küçük tavernalar var.
Antik dünyanın şifa merkezi: Asklepion
Yemyeşil bir tepe üzerine kurulan, muhteşem bir deniz manzarasına sahip Asklepion antik kenti, M.Ö 3’ncü yüzyılda, Asklepion inşa edilmeden önce ölen Hipokrat’ın öğretilerini ilerletmek için inşa edilmiş. Antik dünyanın önde gelen şifa merkezlerinden biri olarak kurulduktan binlerce yıl sonra bile hem modern tıpta yol gösterici hem de sağlık için bütünsel bir yaklaşımın değeri olarak Hipokrat ahlakını somutlaştırmaya devam ediyor. Hipokrat Tıp Okulu hastalıkların tanrılardan gelen bir durum olmadığını, doğa eylemlerinin sonucu olduğunu savunmak için kurulmuş. Bu nedenle şifa Tanrısı Asklepius’a adanmış dini bir kutsal alanın yanı sıra terapi odalarıyla modern bir şifa merkeziymiş. 1902 yılında Alman arkeolog Herzog tarafından keşfedilen Asklepion’da mermer sütun başlarıyla muhteşem güzellikteki tarihi tapınağı, tıp okulunu, Roma Hamamı’nı ve Apollon Sunağı’nın kalıntılarını görebilirsiniz.
Popüler plajlar Lambi ve Psalidi
Merkeze yakın bir konumda bulunduğu için çok popüler olan Lambi ve Psalidi plajları konfor ve lüks arıyorsanız isteklerinize yanıt verecek cinsten. Marmari, Tigaki, Camel Beach ile Kefalos Körfezi’ndeki Agios Stefanos Beach de Kos’taki en güzel plajlar arasında sayılabilir. Türklerin ağırlıklı olarak yaşadığı ve eski adı Germe olan Platani Köyü’nde Türk restoranları Türk yemeklerini özleyenleri keyifle ağırlıyor. Platani Köyü’ne gelmişken kısa bir yürüyüşün ardından Asklepieion antik kentini görebilirsiniz.
Kos Uluslararası Hipokrat Vakfı
Asklepion’a yakın bir yerede bulabileceğiniz Kos Uluslararası Hipokrat Vakfı (International Hippocratic Foundation), Hipokrat’la ilgili birçok konuya balıklama dalabileceğiniz bir yer. Vakfın amacı; Hipokrat’ın 25 asır önce tasarladığı ve uyguladığı tıp İdeallerini aktarmak ve geliştirmek. Hipokrat’ın çalışmalarını, Hipokrat Tıbbı ile ilgili el yazmalarını, Hipokrat sonrası dönemde Hipokrat idealleri ile ilgili yayınları yayınlamak ve Hipokrat’ın ruhunu ve ahlaki ilkelerini uygun tüm araçları yaymak. Hastaneler, enstitüler veya bilimsel araştırma laboratuvarları ile konferans merkezi, Hipokrat kütüphanesi ve tıp müzesi kurmak. Asklepion’da tıbbi veya tarihi çalışmalar yapmak veya Antik Yunan kültürü üzerine araştırma yapmak isteyen doktorlara, cinsiyet, etnik köken ve ırk gözetmeksizin, asgari bir ücret karşılığında bina içerisinde konaklama imkanı sağlamak.
Greek Moussaka, Paşa Makarouna ve Pitaridia
Kos’ta hemen her restoranda nefis Yunan lezzetlerini tadabilirsiniz ve mola vermeye hazır olduğunuzda hepsi sizi bekliyor olacak. Greek Moussaka, kabak çiçeği dolması, lazanyaya benzer paşa makarouna ve et suyunda pişirilmiş bir lazanya olan Pitaridia’yı tatmadan dönmeyin. Koyun ve keçi sütünden yapılan ve şarap tortusunda olgunlaştırılan Krasotiri peyniri, tarçınlı bir likör olan Kanelada, peynirli hamur kızartması Katimeria, Paskalya’da da sunulan, beyaz peynirle doldurulmuş turta Lambri ile bir çeşit puding olan Maeria Kos’un geleneksel lezzetleri arasında.