İpek Özbey’den Dragos: Adnan Oktar suç örgütünün karanlık sırlarına ifşa

15 Ağustos 2024
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı

Deneyimli gazeteci İpek Özbey, Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nü çökerten dönemin İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Furkan Sezer’le yaptığı uzun söyleşiden oluşan 'Dragos' kitabında örgütün tüyler ürperten iç yüzünü ifşa ediyor.

İpek Özbey

İPEK YEZDANİ

Hiç unutmam, 90’lı yıllarda ben henüz lisede öğrenciyken bizim liseden iki kişinin adı ‘Adnan Hocacı’ya çıkmıştı. Biz o yıllarda henüz ‘Adnan Hocacı’nın ne demek olduğunu tam olarak bilmediğimiz için olayın boyutlarını tam olarak idrak edememiştik. Bir değil, beş değil, 10 değil, Türkiye’deki gençleri on yıllarca kandıran Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nün iç yüzünü, deneyimli gazeteci İpek Özbey’in ‘Dragos’ adlı kitabıyla gözler önüne serildi.

İpek Özbey, Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nü çökerten dönemin İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Furkan Sezer’le yaptığı uzun mülakat serisiyle hem örgütün işleyişini, yapısını hem de Adnan Oktar operasyonunun perde arkasında neler yaşandığını bütün açıklığıyla ortaya çıkarıyor, kayda geçilmesini sağlıyor.

Adnan Oktar ve grubunun geçmişteki faaliyetlerine yönelik çok çarpıcı ayrıntıların ifşa olduğu kitapta, Özbey’in Furkan Sezer’le yaptığı nehir söyleşinin yanı sıra, tanık ifadeleri ve 2018 yılında Hürriyet gazetesi için gerçekleştirdiği eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’la yapılmış röportaj da yer alıyor.

Kitapta, operasyonların perde arkasında yaşananlar, Oktar’a yönelik operasyonu yapan polis müdürünün başına gelenler, ‘kedicik’ olarak adlandırılan genç kızların nasıl bu hale getirildiği, Dragos kod adlı malikanede yaşananlar, turnike sistemi, örgütün finans kaynakları, Oktar’ın yurtdışındaki bağlantıları ve cezaevine gelen kadın avukatların sırları gibi birçok çarpıcı bilgi bulunuyor.

Furkan Sezer, kitapta, ‘kedicik’ ismi verilen genç kızların nasıl kandırıldığından tutun da Adnancıların nasıl bir silahlı suç örgütü olduğunu kadar bilinmeyen tüm detayları anlatıyor. 2 bin polisin 114 ayrı adrese düzenlediği operasyonlarda çok ciddi çatışmaların da yaşandığını öğreniyoruz. Öyle ki bir özel harekat polisi çelik yeleği sayesinde kurtuluyor.

Örgütteki kadınlar aileleriyle görüşemez

Öte yandan örgütteki kandırılan genç kızların ve kadınların adeta bir esiri andıran yaşam tarzlarını da çarpıcı detaylarla öğreniyoruz. Bu ibret verici detaylardan bazıları şu şekilde:

  • Sıradan bir Afgan kadın bile örgütteki kadınlardan daha özgürdür. Dışarı çıkamazlar, aileleriyle yalnız görüşemezler. AVM’ye, eczaneye, bakkala, manava, vs. gidemezler. Evlerine tamirci gelse odaya kapatılır, üstlerine kapı kilitlenir, oy kullanamazlar, hangi evde ve hangi odada kalacağına, örgüt içinde hangi işi yapacağına Adnan Oktar karar verir.
  • Tüm varlıkları, hayat ritimleri Adnan Oktar’a göre ilerler. Bu durum örgütün değişmez ve sorgulanamaz bir kuralıdır. Buna uymayan ağır şekilde cezalandırılır. Bu kural doğrultusunda, örgütteki kadınlar Adnan Oktar uyandığı anda hemen kalkar, süslenir ve onun salona gelişini beklemeye başlarlar. Açık kıyafetler giyerler, eğer bir kişi kendini koruyan bir tavır sergilerse Adnan Oktar hemen ondan şüphelenir, açık giyinmesini emreder. Bakımsız olan kişiler hemen Adnan Oktar’ın dikkatini çeker ve sebebi sorgulanır. Sorgunun sonucu çok ağır ithamlara, hainlik şüphesine, geçmişteki hataların tekrar gündeme getirilmesine ve sonunda dayağa kadar varabilir.
  • Adnan Oktar hiçbir şeyini kendi yapmaz. Sabah uyandığında okuyacağı gazetenin sayfalarını bile ayakta duran bir kadın çevirir ve ona gösterir. 45 dakika boyunca topuklu ayakkabılarla ona gazete çevirebilirsiniz.
  • Adnan Oktar uzun paçalı külot giyer. Külotlarını ütüleme görevi seçilmiş tek bir kişidedir. Bu kadın çok zengin bir aileden gelme bir kişidir ve kendisine kalan tüm mirası örgüte ‘infak’ etmiştir. Tek faaliyeti Adnan’ın külotlarını ütülemek olan bu kişinin artık hiçbir malvarlığı bulunmamaktadı.

İpek Özbey, dini kullanarak on yıllar boyunca özellikle varlıklı ailelerin çocuklarını kandırmış, hem maddi hem de manevi olarak insanları sömürmüş, toplumun kanayan bir yarası haline gelmiş olan bu silahlı suç örgütünün iç yüzünü kayıtlara geçirirken aynı zamanda arşivlik bir kitap ortaya çıkarmış.

Usta gazeteci İpek Özbey'in en sevdiği 10 başucu romanıUsta gazeteci İpek Özbey’in en sevdiği 10 başucu romanı

Dragos –
Furkan Sezer Anlatıyor
İpek Özbey
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2024
söyleşi, 136 sayfa.

  • 1

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.