Şehir için Contemporary İstanbul zamanı! Dünya Haliç’e geliyor
İngiltere'de yapılan bir araştırma sanatın iyileştirici gücünü ortaya koydu. Araştırmaya göre boş vakitlerinde resim yapmaktan örgü örmeye veya çömlekçiliğe kadar sanat veya zanaatle uğraşanlar diğer insanlara göre çok daha mutlu ve huzurlu.
Winston Churchill’in resim yaptığını ya da Judi Dench’in nakışla haşır neşir olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik bu örnekleri çoğaltmak da mümkün. Kimisi zihnini beslemek kimisi yaşam stresini yönetmek için sanat faaliyetlerine yönelmişti.
Araştırmalar bu tür çalışmaların herhangi bir iş yapmaktan daha büyük memnuniyet sağladığını ortaya koyuyor.
Sanat ve el sanatları uzun zamandır ruh sağlığına yardımcı olmak için kullanılsa konu hakkındaki bilimsel araştırmalar genellikle çeşitli sağlık sorunları bulunan bireyler üzerinden yapıldığı için yeterli veri elde edilemiyordu. İngiltere’deki Anglia Ruskin Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı bir çalışma sanatın iyileştirici gücünü onaylıyor. Üniversitenin yaptığı araştırma bu tür ilgi alanlarının genel olarak halk sağlığını iyileştirmek için önemli bir araç olduğu sonucunu ortaya koydu.
Araştırma hakkında konuşan Anglia Ruskin Üniversitesi’nden Dr. Helen Keyes şunları söyledi: “Samat insanların yapması için oldukça erişilebilir ve nihayetinde popüler bir şey. Önemli olan da bu. İnsanların yapmak istemedikleri bir şeyi boğazlarından aşağı itmeyeceksiniz”
Frontiers in Public Health dergisinde yazan Dr. Helen Keyes ve araştırmacı meslektaşları, Nisan 2019 ile Mart 2020 arasında İngiltere Kültür, Medya ve Spor Bakanlığı tarafından yüz yüze yapılan ankete katılan 16 yaş ve üzeri 7.000’den fazla kişinin verilerini nasıl analiz ettiklerini bildirdi. Anketin bir parçası olarak katılımcılardan 10 puanlık ölçeklerde refahlarının çeşitli yönlerini değerlendirmeleri, sanat veya el sanatlarına katılıp katılmadıklarını bildirmeleri ve demografik bilgilerini vermeleri istendi. Ekip, katılımcıların yüzde 37’sinden biraz fazlasının son 12 ay içinde resimden çömlekçiliğe ve fotoğrafçılığa kadar en az bir sanat veya zanaat faaliyetine katıldığını bildirdiğini tespit etti. Araştırmacılar daha sonra refah derecelendirmelerine baktı.
Sonuçlar, yaş, cinsiyet, yoksunluk, kötü sağlık ve istihdam durumu gibi etkisi olduğu bilinen diğer faktörler hesaba katıldıktan sonra bile, sanat ve el işçiliği ile uğraşan kişilerin mutluluk, yaşam memnuniyeti ve yaşamın değerli olduğunu hissetme konusunda daha yüksek puanlara sahip olduğunu ortaya koydu. Keyes şunları söyledi: “Yani işçilik, kendi başına, [refahta] daha büyük bir artışla ilişkilidir”
Ekip, diğer sonuçların yanı sıra, sanat ve zanaatla uğraşmanın mutlulukta 20 yıl yaşlanmaya eşit bir artışla ilişkili olduğun, hayatın değerli olduğu duygusunun ise zanaatla istihdamda olmaktan daha güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu buldu. Araştırmacı Dr. Helen Keyes son olarak şunları söyledi: “Muhtemelen en ilginç bulgumuz buydu, çünkü kesinlikle değer duygunuzun çoğunu istihdamda olmaktan aldığınızı düşünürsünüz.” Keyes, sonuçların herkesin tatmin edici bulduğu bir işte çalışmadığını, insanların sanat ve zanaatla uğraşırken genellikle bir ustalık ya da “akış” hissine sahip olduklarını, kontrol, başarı ve kendini ifade etme deneyimi yaşadıklarını yansıtabileceğini de sözlerine ekledi.
Dr. Helen Keyes, bu tür faaliyetlerin desteklenmesinin, hükümetlerin ulusun refahını iyileştirmesi için büyük etkisi olduğu bilinen diğer faktörlerden daha basit bir yol sunacağını söyledi. “Bu, diğer faktörlere kıyasla oldukça büyük bir etkiye sahip olabileceğini gösterdiğimiz bir şey. Ancak bu, insanların katılımını sağlamamız için gerçekten oldukça ucuz, kolay ve erişilebilir bir şey” dedi.