Sporda şiddet sokağa indi, yöneticiler aynı kafada!
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Göztepe maçında kendisine yapılan saldırıyla ilgili sessizliğini bozdu: Şampiyonlukların çalınmasına alıştık. Bize bu zulmü yaşatmayın. Devlet devletliğini göstermeli.
Cumartesi gecesi oynanan Göztepe- Fenerbahçe maçında sarı lacivertli taraftarlar deplasman tribününe giriş sorunu yaşadı. Biber gazlı müdahaleye uğrayan taraftarın durumunu duyan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Kulüp Genel Sekreteri Burak Kızılhan taraftara destek olmak için deplasman tribününe gitti. Buraya giderken Göztepe tribünlerinin yoğun yabancı maddesine maruz kaldı. İkinci yarı oyun başladıktan sonra protokole dönmeye çalışan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a Göztepe tarafından akreditasyon verilen Fatih Özkan arkadan saldırdı. Maçın 50. dakikasında meydana gelen olaylar nedeniyle maç kısa süre durakladı.
Bütün bu yaşananların ardından Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, sessizliğini Faruk Ilgaz Tesisleri’nde yaptığı açıklamayla bozdu. Polisin Fenerbahçe taraftarına davranışı için ‘FETÖ dönemindeki’ gibi diyen Koç, İzmir Spor Şube Müdürü’nün kendilerine yalan söylediğini belirtti. Fenerbahçe Başkanı’nın açıklamaları özetle şöyle…
Fenerbahçe suçlu diye yanıltmaya çalışıyorlar: Fenerbahçe ile uğraşanlarla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Hafta sonu talihsiz olaylar yaşandı. Öncelikle olmaması gereken unsurlar ama bazı malum medya çevrelerinde gördüklerimiz, sanki Fenerbahçe suçlu, Fenerbahçe tahrik etti diye yansıtılmaya çalışıyor. Neredeyse suçlunun meşru, haklı olduğu bir ortam yaratılıyor.
Şampiyonlukların çalınmasına alıştık: Bir kere Fenerbahçe’ye bu zulmü yaşatmaya devam etmeyin. Biz alıştık. Şampiyonlukların çalınmasına alıştık. Suçlu gösterilmeye alıştık. Ben fiili saldırıya uğruyorum. ‘Yok efendim neden sahadayım?’ Otobüsümüz kurşunlanıyor, hâlâ faili meçhul.
Ülkeye fayda sağlayan bir durum değil: Artık norm haline geldi. Haksızlıklar, bize yaşatılan zulüm biz alıştık. Artık sizlerin karar vermesi lazım bunu ne kadar devam ettirmek istediğinize. Bence bu ülkeye hiç fayda sağlayan bir durum değil.
Ben neden sahaya indim?: Gelelim cumartesi akşamına, niye olaylar yaşandı, ben neden sahaya indim? Aynı 3 Temmuz sürecinde taraftarımız bir deplasman maçına gittiği zaman yaşatılanların bire bir aynısı bize yaşatıldı.
Talimata aykırı ama yapmak zorundaydık: Bazı talimatlara aykırı hareketler yapmak zorundaydık ama mecburduk. Başka olaylar yaşansın istemedim. Ne oldu, tahliye kapıları açıldı, taraftarımız tribüne alındı, hiç olmazsa maçın kalan 40 dakikasını izlediler. Biz sahaya indiğimizde daha maç başlamamıştı. Stadın fiziki konumundan dolayı 10 dakika sahaya inebilmemiz. İşimizi hallettiğimizde ne yazık ki maç başlamıştı. Maç oynanırken sahada olma gibi bir nedenimiz yoktu.
Aynı FETÖ zamanı yaşadıklarımız gibi: Ama niye zulüm yaşadı bizim taraftarımız. Taraftarlar, Buca ve Bornova’da toplanıyor. Emniyetteki bazı mensuplar da İzmir’den gelenleri bir an önce stadyuma sokalım, sonra da İstanbul’dan gelenleri Buca’dan getirelim diyor, amir kabul etmiyor. Bizim taraftarlarımız stadyuma 21.30’da varıyor, birçoğunu saat 22.00’ye kadar otobüste tutuyor. Biber gazı, sadece taraftarlarımız değil, yöneticiler de yedi. Aynı FETÖ zamanında yaşadıklarımız gibi.
Polislerin önünde formalar alındı, formalarımız yakıldı: Daha sahaya gelmedik, stadyumun dışındayız. Polislerin önünde formalar alındı, formalarımız yakıldı. Hiç işlem yok. Benim oraya inme sebebim, maçta da öndeyiz. Ben tahrik etsem, sahaya mı inmem lazım. 2-0 öndeyiz, taraftarımız kan ağlıyor.
Bizim akreditasyonumuz var: Taraftarımız ‘Yönetim bize sahip çık’ diye bağırıyor. Üç yöneticimiz stadyumun dışından otobüslerin yanına gittik. Ben ve Burak Bey, sahadan indik. Çünkü bizim akreditasyonumuz var. Niye indik, devre arasında polis ile taraftarımız arasında tatsız olaylar vardı. Olayları yatıştırmak ve taraftarımızı tribüne almak için biz bir refleks gösterdik.
Devlet devletliğini göstermek zorunda: Bizim sonuna kadar gideceğimiz olay, orada emniyetimizin tutumudur. Emniyet, devlettir. Devlet, devletliğini göstermek zorundadır. Devlet bunu yapmadığında kaotik ortam oluşur.
Saldırganın kelepçelerini çıkartıp maçı izlettiriyorlar: Bu kişiyi yaka paça aldılar. Sonra içeride kelepçeleri çıkarıp, sonra arkadaş maçı izliyor. Biz bunları bilmiyorduk. Maç bitiyor, ne yapacağız diyorsunuz bu adamı. Spor şube müdürü, ‘Gözaltına aldık, işlem yaptık’ diyor. Ben ondan da şikayetçi oldum. Evrak istiyoruz, savcılıktan isteyin diyorlar.
Spor şube müdürü yalan söyledi: Biz 20-25 deplasmana gidiyoruz. Bir olay olduğunda stadyumda işlem yapılır. Bu arkadaşa hiçbir işlem yapmamışlar. Devleti temsil eden spor şube müdürü yalan söylüyor, gözaltına alındığını sanıyoruz ama stadyumdan ayrılırken adamı stadyumda görüyoruz. Geri dönüp, ‘Hani gözaltına almıştınız?’ diyoruz.. ‘Bu esnaf, kaçacak yeri yok biz biliyoruz nerede olduğunu. Sonra alacağız’ diyorlar. Bize aldık demediniz mi? Biz kafile olarak geri döndük. İşlem yapılmamış.
Birileri size talimat mı verdi?: Sonra bir gazeteci, bu kişiyi takip ediyor ve bu kişi garajdan, polislerle tokalaşarak stadyumdan ayrılıyor. Nerede devlet? Bu başka bir takıma yapılsa, böyle mi ele alacaktınız. Birileri size talimat mı verdi? Bunların cevaplarını alacağız. Elimizde bunların, belgeleri var.
Devre arasına kadar her hakem düdüğünde tacize uğradık: Maç başladığından, devre arasına kadar her hakem düdüğünde tacize uğradık. Tacize, hakaret edildik. Sesimizi çıkarmadık. Gol attık, tatsızlık olmasın diye sevinmedik.
Protokolde bir tane polis vardı: Devre arası oldu. Oradaki polis memuruna niye bir şey yapmadıklarını sorduk. ‘Kusura bakmayın, haklısınız ama tek kişiyim’ dedi. Protokolde bir tane polis vardı. Devlet, yok ev sahibine sempatik görüneceğim, yöneticilere sempatik görüneceğim, olmaz öyle şey.