Tacizci sanılıp dövülerek öldürülmüştü: Katillerine ceza indirimi geldi
Yusuf Turhan hakkında kız kardeşi Havva Turhan'ı da 34 yıl önce öldürdüğü iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da dahil oldu.
Kayseri’de ağabeyi Mehmet Turhan ile birlikte eski eşi Firdevs Öztürk’ü iple boğarak öldürüp cesetlerini tandıra gömdüğü suçlamasıyla biri ağırlaştırılmış olmak üzere iki kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Yusuf Turhan hakkında kız kardeşi Havva Turhan’ı da 34 yıl önce öldürdüğü iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da müdahil olmak için talepte bulundu.
Kocasinan ilçesi Emmiler Mahallesi’nde yaşayan ve boşandıktan sonra yeniden bir araya gelen Mehmet Turhan ve Firdevs Öztürk 19 Mayıs 2021 tarihinde kayboldu. Çocuklarının kayıp ihbarı üzerine polis çalışma başlattı. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, çiftin bulunması için yakınlarıyla iletişime geçti.
Polis kayıp Mehmet Turhan’ın kardeşi Yusuf Turhan’ı çelişkili ifadeleri üzerine takibe aldı. Yusuf Turhan’ın evinin yanına yeni tandır yaptırdığını belirleyen polis kadavra köpeğiyle burada arama yaptı. Aramada beton dökülen tandırda çiftin cansız bedenleri bulundu. Tandırı kürekle kıran ekipler kaybolduktan 22 gün sonra Mehmet Turhan ve Firdevs Öztürk’ün çuval içindeki cesetlerini çıkardı. Olayın ardından Yusuf Turhan ile eşi Nejla Turhan ve oğlu Bedirhan Turhan gözaltına alındı. Şüphelilerden Yusuf Turhan ile oğlu Bedirhan Turhan tutuklandı, Nejla Turhan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
22 Kasım 2021’de Kayseri 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanıklardan Yusuf Turhan ‘Kardeşi kasten öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yengesine karşı eyleminden dolayı da ‘Kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Heyet Bedirhan Turhan’a da iki kişiyi öldürmekten iki kez müebbet hapis cezası verdi. Tutuksuz sanık Nejla Turhan delil yetersizliğinden beraat etti. Yerel mahkemenin bu kararı, yapılan itirazlar sonrası geldiği Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi tarafından da hukuka uygun bulunarak onandı.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada en son 1990 yılında görülen ve bir daha kendisinden haber alınamayan Havva Turhan’ı öldürdüğü gerekçesiyle ağabey Yusuf Turhan hakkında ‘Yakın akrabayı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede Turhan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
İddianamede Yusuf Turhan’ın yengesi ile birlikte öldürüp cesedini tandıra gömdüğü ağabeyi Mehmet Turhan’ın yazdığı mektuba da yer verildi. Mehmet Turhan’ın kardeşi için 16 yıl cezaevinde yattığını söylediği mektupta “Kardeşim dışarıda dursun, cezaevinde dayanamaz dedim. 16 yıl ne arandım ne de biri beni sordu. Ceza değil mi? Bitti, çıktım ama en büyük ihaneti sen yaptın. Beni evden çıkardın. Çoluğumu, çocuğumu kapının dışına koymuşsun. Kahpelik üstüne kahpelik yapmışsın. Şimdi sıra bende. Aile içi şiddet ve öldürme zaman aşımı 30 yıl olduğunu savcılıktan öğrendim. Hemen şikayet edeceğim. Ama önce diğerleri ile yüzleş. Sonra Havva’nın dosyası açılacak. Bunlar bittikten sonra Nejla ve sana sıra gelecek. Ölümlerden ölüm beğendireceğim. Şimdi, sen ve Nejla, ‘Bütün malım mülkün senin olsun bizi affet’ deseniz de o günler geçti. Sana bir fırsat daha veriyorum. Ya beni öldür ya da öldürt. Bir hafta zamanın var. Kahpelik yaptığın adamlarla yüzleştikten sonra Havva’nın dosyası açılsın seni öldüreceğim. Bunu, şerefim ve namusum için herkese ibret olsun diye yapacağım” ifadeleri yer aldı.
İddianamede ifadesine yer verilen Yusuf Turhan ise “Havva 1990 yılında eşi ile tartışmış. Ağabeyim, annem ve ben Adana’ya gidip Havva’yı Kayseri’ye getirdik. Ardından da ağabeyimin evine yerleştirdik. Bir daha da görmedim. Ağabeyime Havva’nın nerede olduğunu sordum. ‘Denize attım’ dedi. Sonra da bana ‘Sen benim suç ortağımsın. Sana iftira atarım’ dedi. Ben öldürmedim. Benden intikam almak için M.K. böyle bir şey söylemiş” dedi.
İddianamede ifadesine başvurulan ölen Havva Turhan’ın eşi A.Y. ise eşini 30 yıldır görmediğini 2006 yılında görülen boşanma davasına da gelmediğini söyledi.
İddianamede ayrıca maktul Havva Turhan hakkında birden çok kez araştırma yapıldığı, bugüne kadar herhangi bir hastane, telefon hattı, konaklama, eczane, yurt dışına giriş-çıkış kaydına rastlanmadığına, bu durumun da hayatın olağan akışına aykırı olduğuna vurgu yapıldı. Yusuf Turhan’ın öldürdüğü bir başka kardeşi Mehmet Turhan’ın bıraktığı mektuba da vurgu yapılan iddianamede Mehmet Turhan ve Yusuf Turhan arasında telefon görüşmeleri ve kardeşleri Havva’yı öldürdüklerine dair ses kaydı olduğuna dikkat çekildi. Havva Turhan’ın hangi tarihte öldüğü, cesedinin nerede olduğunun bilinemediği, ancak Yusuf Turhan hakkında mevcut delil durumu kapsamında yeterli şüphenin oluştuğu ve hakkında dava açıldığı belirtildi.
Olayın DHA tarafından gündeme taşınmasının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı davaya müdahil olmak için mahkemeye başvurdu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ilgili kanunlar uyarınca kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik davalara katılabileceği belirtilen dilekçede “Kadına, çocuklara yönelik ve aile içi şiddet eylemlerinde kamu davalarına müşteki ya da mağdur tarafların yanında davaya katılma bakanlığımız görevleri arasındadır” dendi.