Milli Eğitim Bakanı Tekin: Gerekirse ‘kız okulları’ açabilmeliyiz
Bakan Tekin e-Devlet'te gösterilen sonra kaldırılan öğretmen mülakat sonuçlarının yanlışlıkla açıldığını söyledi. Ayrıca 'cemaatlerle protokol' sözlerine de yeniden değinen Tekin '8-10 tane bir şeydir' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin öğretmen atamalarına ilişkin konuştu. Önceki gün e-devlet sistemine giren sözleşmeli öğretmen adayları, mülakat sonuçlarının açıklandığını görmüştü. Ekran görüntüsü alan birçok aday da sosyal medya hesaplarından mülakatta aldıkları sonuçları paylaşmıştı. Ancak bu sonuçlar yaklaşık yarım saat sonra kaldırılmıştı. CNN Türk’te konuşan Bakan Tekin bunun yanlışlıkla yapıldığını söyledi:
“Öğretmen atamalarını bilgi işlem daire başkanlığından bir kişi yanlışlıkla açmış, hakkında soruşturma başlatıldı”
Öte yandan öğretmenlerin KPSS ve mülakat puanlarının belli olduğunu belirten Tekin, Danıştay’dan karar beklediklerini aktardı. “Biz yüzde 50 yüzde 50 olsun istiyoruz” diyen Tekin, öğretmenlik mesleğinde mülakatın olması gerektiği görüşünü paylaştı ve “Öğretmenlikte mülakat olmasın diyenler var olsun diyenler var. Biz hukuka uygun şekilde mülakatları yapacağız. Adaleti tesis edecek her uygulamaya açığım. Özel okullar bile 8-10 mülakatla öğretmen alıyorlar” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı atamalarda ‘yüzde 100 değil, KPSS’nin ve mülakatın yüzde 50’si olsun’ dedi. Bazı milletvekilleri ve eğitim sendikaları da yüzde 50 mülakatın haksızlık olduğunu söyleyerek Danıştay’a başvurdu. Bu nedenle bakanlık mahkemeden çıkacak kararı bekliyor.
Bakan Tekin 18 Aralık 2023’te “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bunların içerisinde sizin ‘tarikat, cemaat’ dediğiniz, bizim ‘STK’ dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor” demişti. Bu sözlerine dair yeniden konuşan Tekin şunları söyledi:
“Israrla altını çizerek söylüyorum; Bakanlığımızın protokolleri var standart. Sivil toplum kurumlarına herhangi bir kaynak söz konusu değil. Hukuki tüzel kişilerle protokol imzalayabilirim. STK’ları İçişleri Bakanlığı denetliyor. Parlamentodaki tartışma buydu. İçişleri Bakanlığı’ndan bana sivil toplum örgütü olarak gelmiş. Dün Suna ve İnan Kıraç Vakfı ile protokol yaptık. Cemaat tarikat diye tanımladıkları protokolün sayısı 8-10 tane bir şeydir. Protokollerde inisiyatif tamamen bakanlığa aittir.”
Bu konu aslında Tekin’den önce de tartışma konusuydu. 2021 yılında dönemin CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya Meclis’te düzenlediği basın toplantısında MEB’in cemaat ve tarikat bağlantılı çok sayıda vakıfla protokoller imzaladığını söylemişti. Peki neydi bu cemaat ve tarikat protokolleri?
Kaya’nın aktardığına göre 2017 yılında MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Ensar Vakfı ile “Çeşitli Eğitim, Seminer ve Sosyal Etkinlikler Düzenlenmesine Dair İşbirliği Protokolü” imzaladı. Vakfın öğrencilere yönelik yaz okulu, yaz kampı, okuma yarışması, gezi ve seminer düzenlemesine imkan verildi. 2016 yılında da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve kızı Esra Albayrak’ın da yöneticisi olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ile protokol yapıldı ve öğrencilere sosyal, sportif, mesleki ve teknik kursla düzenlemesine imkan verildi. Masrafların MEB bütçesinden karşılanması kararlaştırıldı.
Nur Cemaati’nin Nakşibendi koluna bağlı olduğu belirtilen Hayrat Vakfı’na “Değerler Eğitimi” adı altında eğitim vermesine izin verildi. TÜGVA arsında imzalanan, “Medeniyet ve Değerler Protokolü” kapsamında vakfa okul derslikleri tahsis edildi.
Bunlarla birlikte Tekin’in açıklaması gündem olduğunda Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine göre; MEB’in protokolleri CİMER’e sorulduğunda bilgiler saklanmıştı. 19 Aralık 2023’te CİMER’e protokollerin hangi kurumlarla ve ne için imzalandığının tüm yurttaşları ilgilendirdiği sorulmuştu ve “2018’den bu yana hangi kurumlarla işbirliği protokolü imzalandığı, bu kurumların adları, protokollerin içeriği ve kaçının aktif olarak devam ettiği” konusunda bilgi talep edilmişti. MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı başvurudan bir gün sonra yanıt vermiş ve 4 paragraflık yazıda protokollere ilişkin bilgiler verilmeden sosyal etkinliklerin usul ve esaslarının yönetmelik ve yönerge ile düzenlendiği, izin işlemlerinin bunlara uygun yapıldığı, katılımın gönüllülük esasına dayalı olduğu belirtilmişti. Ayrıca “İmzalanan tüm protokoller, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Milli Eğitim Temel Kanunu, Türk milli eğitiminin genel amaçları ile diğer yasal düzenlemelerde belirtilen hüküm, esas ve amaçlara aykırılık teşkil etmeyecek şekilde değerlendirilerek sonuçlandırılmaktadır” denmişti.
Okullarda hijyen sorunu da muhalefetin tepkisini çekiyordu. Bakan Tekin bu soruları yanıtsız bırakıyordu. Muhalefet çoğu okula sadece bir tane temizlik personeli atandığını söylüyor ve CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara “Bu personelin haftada sadece 3 gün çalışacağı belirtiliyor; ilerleyen dönemde ise bu sürenin 2 güne indirileceği ifade ediliyor. Bu kadar mantık dışı bir planlamayla okullar nasıl temizlenecek?” diye soruyordu. Ayrıca CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yücel de “Okullarda pislikten geçilmiyor haberin var mı? Çocukların önce 1 öğün yemeğini sonra servisini en sonunda da okul görevlilerini aldınız. Ne için? “tasarruf”… Okul tuvaletlerinde sabun yok, kağıt havlu yok, tuvalet kağıdı yok. Sana ve protokol yaptığın tarikatlara sorsak ‘temizlik imandan gelir’ diye ahkam kesersiniz ama her şeyde olduğu gibi temizlik de, sadece size hak. Milletin çocuklarına değil… Tasarruf diye martaval okuyup çocuklarımızı salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyorsunuz. Daha okul temizlemeyi beceremiyorsunuz. Okulları veliler temizliyor. Neyin eğitimini vereceksiniz çocuklara?” sözleriyle tepki gösteriyordu. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimize ulaşmak için bu linke tıklayabilirsiniz.
Tekin bu sorulara da yanıt verdi ve sorunun taşeron işçilerin kadroya geçmesiyle ortaya çıktığını savundu:
“Çok tartışılıyor bu günlerde. Yeni eğitim öğretim yılı hayırlı olsun. Önce şu konuyu netleştirelim. 45 bine yakın okulumuzda kadrolu temizlik elemanımız mevcut. Kalan okullarda taşeronlar üzerinden hallediyorduk. Taşeronlar kadroya geçtikten sonra sorun başladı. 120 bin personel yarı zamanlı görevlendirildi. Bu projeye iş gücü uyum projesine başvuru çok sınırlı kaldı. 120 bin istihdam alanı oluşturulmasına rağmen yüzde 25’i anca doldurulabildi. Bu talep eksikliklerinden dolayı okullarımızda böyle bir sıkıntı ortaya çıktı. Pazartesi itibarıyla Çarşamba günü 30 bin temizlik personeli alınacak. Gelecek hafta ilave personel ile sorunu çözeceğiz.”