Aşkının hatırası bankı çaldı, belediye geri istedi
Kayseri'de bir vatandaş üç aylık ilişkisinde verdiği hediyelerin parasını icra yoluyla almak için harekete geçmiş! Hediyeler sadece maddi değil duygusal yatırımı da temsil eder. İnsan sırf paranın değil duygusal emeğinin de peşine düşer. Neden mi?
Kayseri’de bir vatandaş üç aylık ilişkisinde verdiği hediyelerin parasını icra yoluyla geri almak için harekete geçmiş! İlişkilerde verilen hediyeler sadece maddi değil duygusal yatırımı da temsil eder. İnsan yalnızca harcadığı paranın değil duygusal emeğinin de peşine düşer.
Geçtiğimiz günlerde, Kayseri’den çıkan bir haber sosyal medyada fırtına estirdi. Kayserili bir vatandaş üç aylık ilişkisinde verdiği hediyelerin parasını icra yoluyla geri almak için harekete geçmiş! Evet, yanlış duymadınız. Bir nevi “İade etmek istemeyenler için son çare: İcra” durumu.
Kayseri’nin maddi konulara olan hassasiyeti ile bilindiği malumunuz. Ancak bu noktada, işin biraz boyut değiştirdiğini söyleyebiliriz. Zira hediyeler, ilişkilerde sembolik bir duygusal yatırım aracı iken, bu Kayserili hemşehrim olaya daha çok “yatırımın geri dönüşü” mantığıyla yaklaşmış gibi duruyor.
İlişkilerde verilen hediyeler sadece maddi değil, aynı zamanda duygusal bir yatırımı da temsil eder. Hediyeleri geri almak, ilişkinin sona erdiği noktada insanın verdiği duygusal emeğin de peşine düşmesinin bir yansıması. Ancak Kayserili hemşehrimin bu kadar pratik bir çözüm üretmesi, klişelere yakışan bir girişim!
Şaka bir yana, eğer her hediye bir borç gibi görülüyorsa ortada sevgiye değil iş ilişkisine dayanan bir durum var demektir. Bu noktada, insanlar arasında duygusal ve maddi dengeyi sağlamak, ilişkilerde uzun vadeli tatmini getirecek önemli bir anahtar. Yoksa her bir ilişkiden sonra hediye faturalarını yollamak yeni bir “trend” olabilir!
İlişkilerin dinamiğinde genelde iki taraf da fedakarlıklar yapıyor. Ama bu durumda fedakarlıklar yatırım danışmanının önerisiyle yapılmış gibi! Hediyeyi verirken aklında “Sen beni üz, ben seni bankaya havale ederim” düşüncesi varmış anlaşılan. Yani ilişki bir nevi alışveriş sepetine dönmüş; “Aşk mı? Evet. Alışveriş mi? Kesinlikle. Ama indirim var mı” diye sorası geliyor insanın.
Düşünün, üç ay boyunca sevgiliniz size aşkını ifade etmek için hediyeler alıyor, sonrasında ilişki bitiyor ve hop, hediyeler adeta “kredi kartı ekstresi” gibi önünüze geliyor. Çiçek mi gönderdi? 100 TL. Güzel bir akşam yemeği mi ısmarladı? 250 TL. Sevgililer Günü hediyesi mi aldı? 500 TL. Ama işin sonunda fatura değil, mahkeme celbi geliyor! Aşkın muhasebesi böyle yapılacaksa belki de ilk randevuda bir ayrılık sözleşmesi yapmak daha yerinde olur.
Bu olay, ayrılıklar sonrası yaşanan duygusal karmaşaların maddiyatla ne kadar iç içe geçtiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ayrılıklar, bireyler üzerinde derin psikolojik etkiler bırakabilir. Kaybedilen ilişkilerin ardından hissedilen yalnızlık, hayal kırıklığı ve özsaygı kaybı kişiyi farklı duygusal tepkiler vermeye yönlendirir. Böylesini ilk defa duydum, ancak hediyelerin geri istenmesi, terk edilen tarafın ilişkiden kaynaklanan olumsuz duygularla yüzleşme çabası olarak görülebilir. Bir nevi, kaybın maddi bir sembolü üzerinden duygusal bir hesaplaşma yapma isteği söz konusu.
İlişkinin başlangıcında alınan hediyeler, sevgi ve bağlılık göstergeleri olarak kabul ediliyor. Fakat ayrılık sonrası bu hediyelerin maddi değeriyle duygusal değeri arasında bir çatışma ortaya çıkıyor. Eski sevgiliden maddi talepler, kişinin yaşadığı ruh halinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Daha karmaşık bir boyut ise mahkeme yoluyla alınan bu taleplerin, karşı taraf üzerinde bir kontrol veya manipülasyon arayışı olarak değerlendirilmesi olabilir. Eski sevgilinin yaşadığı kaybı daha da büyütmek ya da intikam alma arzusuyla yapılan bu tür eylemler, kişinin olgunlaşmamış duygusal yanlarını ortaya koyar.
Aşk, birçok insan için hayatın en güzel deneyimlerinden biri. Ancak ilişkiler bittiğinde geride kalan duygusal yük, bağlar ve maddi değerler karmaşık bir hal alabiliyor. Özellikle Kayserili iseniz:)
Benim önerim ayrılık sürecinde hissedilen öfke, hayal kırıklığı ya da hüsran gibi duygulara dikkat etmek. Bu duygular yaşanılan ilişkinin sona ermesinin doğal bir parçası ve onları kabul etmek önemli. Kendinize bir sorun bakalım, hediyelerin geri istenmesinde nasıl bir motivasyon var?
İlişkinin bitişine duyulan öfke mi, yoksa maddi bir kaygı mı? Tabii bu duyguları sağlıklı yollarla ifade etmeye çalışmak gerekiyor. Mahkeme salonunda “Bana aldığın çiçeklerin, kahvelerin ve en önemlisi o sinema biletinin parasını istiyorum” diye haykırmak yerine günlük tutun, spor yapın veya yaratıcı hobilerle uğraşın.
Hediyeler bir karşılık beklenmeden verildiğinde anlam taşır. Bir ilişkiyi “ticari bir sözleşme” gibi görmeye başlarsak işte o zaman sevginin yerini, kaybedilenlerin listesi alır. Kayseri’nin ünlü pazarlık yetenekleri bu kez aşk arenasına taşınmış gibi görünüyor ama umarım kalplerimizi icra yoluyla değil, sevgiyle tahsil edebiliriz! Sonuçta, hediyeleri geri almak yerine belki de ilişkilerdeki hatalarımızı geri almayı öğrenmek daha kıymetli olur, değil mi? Ne dersiniz?
22 Aralık 2024 - Böylesi sinemada, dizide yok!
21 Aralık 2024 - Sevgili İrem, yeni kız arkadaşımın yılbaşı gecesi planları var ve ben endişeliyim
18 Aralık 2024 - Yeni yılın erken uyarı sistemi!
15 Aralık 2024 - 2024 seksi kaybettiğimiz yıl!
14 Aralık 2024 - Sevgili İrem, erkek arkadaşımın penisi çok küçük, ayrılmalı mıyım?