4,5 yıl sonra bir ilk: Merkez’in net rezervleri artıya geçti
Konkordato ödeme güçlüğü çeken firmalar için önemli bir olanak sağlıyor. Ancak bu kolaylık ve avantaj konkordato olanağının kötüye kullanılmasını da beraberinde getiriyor. Zor durumda olmayan firmaların da uygulamaya dahil edildiği konuşuluyor.
Merkezin Güncesi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesindeki araştırmacı ve uzmanların analiz ve yorumlarını içeren bir blog. Bu blog sayfasında makroekonomi ve merkez bankacılığı konularında yazılara yer veriliyor. En son yayımlanan yazı ise “Konkordato gelişmelerine yakından bir bakış” adı altında Türkiye’de son dönemde sayısı artan ve gündemde yer kaplayan konkordato konusunu ele alan bir analiz.
Konkordato borçlu şirketlerin mali durumunu düzeltip iflastan kurtulmasını ve alacaklıların da belli bir vadeyle alacaklarını temin etmelerine yönelik bir uygulama. Konkordato başvurusu kabul edilen şirketlerde alacaklılar haciz işlemi yapamıyor, bankalar kredilerini isteyemiyor, ipotekler satışa çıkarılamıyor yani ilgili şirkete geçici koruma sağlanıyor.
Blog yazısında finansal stres altındaki firmaların faaliyetlerine devam ederken ödeme kolaylığı elde etmek amacıyla konkordato talebinde bulunabildiği, İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan konkordato hükümleri ile borçlunun borcunun uzatılması, borcundan indirim yapılması veya muhtemel bir iflastan kurtulmasının amaçlandığı belirtiliyor. Yazıda son dönemde gerçekleşen konkordato taleplerinin finansal koşullarla ilişkisi inceleniyor.
Yazıda yapılan analize göre konkordato firmalarının genel borçluluk seviyesi diğer firmalara kıyasla daha yüksek, likidite seviyeleri ise belirgin şekilde daha düşük. Analizde konkordato ilan eden firmaların toplam borç/ toplam varlıkları oranı yüzde 90 iken diğer firmalarda bu oran yüzde 79, yine bu firmalarda ticari borçların toplam varlıklara oranı yüzde 36 iken, diğer firmalarda yüzde 11 seviyesinde. Benzer şekilde konkordato firmalarının hazır değer olarak adlandırılan kasa ve banka hesaplarının kısa vadeli yükümlülüklerine oranının medyanı ise yaklaşık yüzde 2 iken bu oran diğer firmalar için yüzde 8 civarında.
Yazıda son dönemde konkordato talebinde bulunan firmaların konkordato talebinde bulunmadan önceki dönemdeki durumlarına da bakılmış olup önceki dönemlerde de yüksek borçluluğa ve düşük likiditeye sahip oldukları belirtilmiş. Bu amaçla çalışmada firmaların konkordato sürecine girmeden önce temerrüde yakınlığını anlamak amacıyla 2023 yılının ilk altı ayına ilişkin çeşitli risk göstergeleri incelenmiş. Bulgular son dönemde konkordato talebinde bulunan firmaların parasal sıkılaştırma öncesinde de finansal sorunlarının olduğuna işaret ediyor. 2024 yılında konkordato ilan eden firmaların parasal sıkılaştırmanın başladığı 2023 Haziran ayı itibariyle yüzde 41’inin temerrüt halinde, yüzde 61’inin yüksek borçlu, yüzde 26’sının da düşük likiditeye sahip olduğu görülmüş.
Ayrıca 2024 yılında konkordato talep eden ve geçici mühlet verilen firmaların toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin yüzde 0,38’ini, toplam istihdamın yüzde 0,07’sini, toplam satışların yüzde 0,16’sını ve toplam yurt dışı satışların yüzde 0,18’ini oluşturduğu belirtiliyor.
Yazıya göre konkordato sürecinin önemli bir sonucu da firmalar arası ticaretin etkilenmesi. Yapılan analize göre konkordato öncesinde firmaların müşteri ve tedarikçi sayısının azaldığı, konkordato sonrasında ise yatay seyrettiği görülüyor. Konkordato öncesinde tedarikçi sayısındaki azalış nakit akışı ve borç yönetiminde yaşanan sorunların diğer firmalar tarafından da hissedildiğini gösteriyor. Bu durum, konkordato firmalarının ticari ilişkilerinin süreç öncesinde zayıfladığını ancak konkordato sonrasında firmaların faaliyetlerine devam edebildiğini ifade ediyor.
Yapılan analizde özet olarak yüksek borç ve düşük likidite ile çalışan finansal stres altındaki firmaların konkordato taleplerinin dönemsel olarak yükselebildiği ve 2024 yılı içinde gerçekleşen konkordato taleplerinin parasal sıkılaştırma öncesinde de riskli kategoride sayılabilecek ve ekonomideki ağırlığı görece düşük firmalarda yoğunlaştığı değerlendirmesinde bulunuluyor.
Bu bilgileri de dikkate alarak bir değerlendirme yapacak olursak konkordato ödeme güçlüğü çeken firmalar için önemli bir olanak sağlıyor. Ancak bu kolaylık ve avantaj konkordato olanağının kötüye kullanılmasını da beraberinde getiriyor. Konkordato uygulayacak kadar zor durumda olmayan firmaların ya da konkordato uygulansa bile kurtarılamayacağı açık olan firmaların uygulamaya dahil edildiği zaman zaman konuşuluyor. Ancak bu tür kötü niyetli firmalar bulunsa da, 2024’te sayısı hızla artan konkordato uygulayan firma sayısı ekonomideki sıkıntıların açık bir göstergesi. İşin diğer bir yönü de konkordato ilan eden firmadan alacağı bulunan firmaların alacaklarını tahsil etme sürelerini uzattığı dikkate alındığında, alacaklı firmaların da nakit akış dengelerini olumsuz etkileyerek onları da zor duruma düşürebiliyor. Bu yönüyle ekonomideki olumsuz etkilerin büyümesi potansiyeli yaratabiliyor. Dolayısıyla bu risk de dikkate alınarak istisna durumlar için geçerli olan uygulamanın çok yaygınlaştırılmaması gerekiyor.
20 Kasım 2024 - Kuşaklar aynı kaderi paylaşmaya devam ediyor
17 Kasım 2024 - Ekonomik ve psikolojik çöküntünün artan boyutu
13 Kasım 2024 - İkinci Trump dönemi bize ne getirecek?
10 Kasım 2024 - Enflasyon neden düşmez?
6 Kasım 2024 - TÜSİAD’dan ekonomiye ilişkin çarpıcı tespitler