Erdoğan ‘Hedef Türkiye’ söylemini tekrarladı: Sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur

Gazze’de 42 bine yakın sivilin ölüme neden olan İsrail durmuyor. Son iki günde Gazze’de 99, Batı Şeria’da da savaş uçaklarıyla 18 kişiyi öldürdü. Bununla da yetinmeyen İsrail’in yeni hedefi Lübnan. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesi sonrası bombalamalar devam ediyor. Bölgedeki savaş Türkiye’yi de birçok açıdan ilgilendirdiği için iç politikanın ana gündemlerinden biri oldu.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Nasrallah suikastı sonrası “İsrail, Gazze’deki hedeflerine ulaştıktan sonra şimdi Lübnan’a geldi. Lübnan’dan sonra nereye gider? Hangi hedefler üzerinde çalışır? Buna ilişkin birtakım öngörülerimiz var, şimdilik o öngörüler bizde kaldı” dedi ve Netanyahu’yla ekibinin içinde savaşın bölgeye yayılmasına dair ciddi bir arzu olduğunu söyledi.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları da İsrail’in Lübnan’a kara saldırısı ve İran’ın İsrail’i füzelerle vurması üzerine oluşan gerginliğin Ortadoğu’da bölgesel savaşa dönme ihtimali ile ilgili Türkiye’nin savunma ve güvenliğine yönelik bölgede ve dünyada yaşanan gelişmelerin yakından takip edildiğini söyledi. Ayrıca açıklamada gelinen durumun İsrail saldırılarının Gazze ile sınırlı kalmayacağı, bölge geneline yayılacağı yönündeki endişelerin ne kadar haklı olduğunu gösterdiği belirtildi. TSK’nın Türkiye’nin bekasına yönelen veya yönelebilecek her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye muktedir olduğu da vurgulandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise ‘net’ konuştu. Erdoğan TBMM’nin yeni yasama yılı açılış konuşmasında “Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır” dedi.

Uzgel: İsrail kendisinin korunmasına yardım olacak Kürecik’i mi vuracak?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp da Meclis’in kürsüsünde ‘İsrail Türkiye’ye saldıracak’ diyorsa bir kapalı oturma acilen ihtiyaç vardır. Gelecekler ve bu Meclis’i bilgilendirecekler” yanıtını verdi.

CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel ise Erdoğan’ın iddiasının ciddi olduğunu belirtse de şu eleştiri yaptı: ”Türkiye’nin İsrail’e yönelik bir tehdidi yok ki. İsrail Türkiye’ye saldırsa kendisinin korunmasına yardımcı olan Kürecik Radar İstasyonu’nu mu vuracak, İncirlik Amerikan Üssü’nü mü vuracak? NATO üyesi vurmanın İsrail’e faydası ne olacak? İsrail, ABD ile kavgalı aktörleri vuruyor.”

Özel’in ‘kapalı oturum’ çağrısına ise TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan olumlu yanıt geldi. Kurtulmuş “İlgili bakanların katılımıyla Meclis’te İsrail’in yayılmacı politikaları ve Türkiye’nin geliştirebileceği tedbirler konusunda kapalı oturum yapılabilir” dedi.

Erdoğan “İsrail’in hedefi Türkiye” söylemini yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise dün Adana’da düzenlenen Teknofest’teki konuşmasında tartışmalara neden olan söylemini tekrarladı.

İsrail’in saldırılarıyla ilgili olarak “Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’la sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur” diyen Erdoğan, “Nihai hedefin neresi olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yoktur” dedi.

Erdoğan sözlerinin devamında “Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle lime lime edilmesine göz yummayacağız” dedi.

Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere ve Fransa arasında yapılmış gizli bir anlaşma olan Sykes-Picot, Osmanlı topraklarının nasıl bölüştürüleceğini belirlemeyi amaçlıyordu. Bu bağlamda Fransa’ya Suriye, Lübnan ve Türkiye’nin güneyi; Rusya’ya da Boğazlar ve Doğu Anadolu’daki bazı yerler bırakılmıştı.

Erdoğan’ın sözlerinin ilgili kısmı şöyle: “Bölgede ateşkese, huzura her yaklaşıldığına İsrail bu süreci dinamitleyecek bir hareket yapıyor. Uluslararası hukuk rafa kaldırıp utanmadan sıkılmadan BM sekreterini hedef gösterdi. Gazze’ye yağan bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği belli. Kimse kusura bakmasın. Bombaları atanlar kadar temin edenler de akan kana ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kahin olmaya gerek yoktur. Tarih bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes meselenin Kudüs ile bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vadedilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor”