Almanya Deniz Undav’ı kaptı
İtalyan bankacılık devi Unicredit'in Almanya'nın ikinci büyük bankası Commerzbank'taki hissesini yüzde 21'e çıkartması ortalığı karıştırdı. Unicredit CEO'su Orcel'e göre iki bankanın birleşmesi birbirleri için 'neredeyse mükemmel bir eşleşme'.
Avrupa bankacılık dünyası kısa süre önce başlayan ele geçirme ya da kibarcası birleşme görüşmelerini yakından izliyor. İtalya’nın 3 binden fazla şube ve 963 milyar euroluk varlığıyla en büyük bankası olan Unicredit Almanya’nın 607 milyar euro varlığa sahip dördüncü büyük bankası Commerzbak’ın çoğunluk hissesini ele geçirmek için düğmeye bastı. The Economist dergisi dikkatleri üzerine çeken bu gelişmeyle ilgili olarak bir zamanlar Türkiye’de Yapı Kredi’nin de ortağı olan Unicredit’in CEO’su Andrea Orcel ile görüştü. Görüşmeyle ilgili dergideki analizi aktarıyoruz:
“Andrea Orcel’in kariyeri Avrupa bankacılığının yakın tarihini canlı bir şekilde özetliyor. Orcel şu anda Bank of America’nın bir parçası olan Merrill Lynch’te 2007 yılında o dönemler Hollanda’nın ikinci büyük bankası olan ABN Amro’nun üç Avrupalı bankacılık devinin oluşturduğu bir konsorsiyum tarafından satın alınmasıyla zirveye ulaşan birleşme dalgasının bir parçasını oluşturan anlaşmalarda danışmanlık yaptı. 2007-09 mali krizinden sonra büyük sınır ötesi hedefler bir kenara bırakıldı. Andrea Orcel’in bir sonraki işi İsviçre’nin en büyük bankası UBS’in yatırım bankacılığı kolunu yönetmek oldu.
İspanyol bankası Santander’e yaptığı başarısız bir geçişin ardından Orcel faiz artışlarının sektörü yeniden kârlılığa döndürmesinden kısa bir süre önce 2021 yılında UniCredit’in başına geçti. Göreve gelişinden bu yana hisse değeri dörde katlandığı için UniCredit’in yeniden dirilişinde haklı olarak payı var. Şimdi ise Alman bankacılık devi Commerzbank üzerindeki tasarımları liderlerinin ihtiyaç duyduğunu söylediği entegre finansal sistem için Avrupa Birliği’nin iştahını test ediyor.
UniCredit 11 Eylül’de Alman devletinden Commerzbank’ın yüzde 4,5 hissesini satın aldığını ve aynı büyüklükteki mevcut pozisyonuna eklediğini açıkladı. Strahov Manastırı’nda meslektaşlarına hitap etmek üzere gittiği Prag’da köşe yazarınıza konuşan bankacı, bankasının yatırımının ardından patlak veren siyasi tepkinin kendisini şaşırttığını söyledi. “Bu hisseyi şeffaf bir şekilde, pozisyonumuz ve niyetlerimizle ilgili olarak, yine şeffaf olan bir süreçte satın aldık. Bunun hoş bir yatırım olduğunu varsaymak için her türlü nedenimiz vardı” dedi. UniCredit o tarihten bu yana türev işlemler yoluyla bankadaki pozisyonunu yüzde 21’in biraz üzerine çıkardı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ülkesinin bankalarına yönelik “dostça olmayan saldırılara” karşı öfkesini dile getirdi. Commerzbank yönetim kurulunun bir üyesi Orcel’in bankadaki maliyetleri azaltma ihtimalinin midesini bulandırdığını söylüyor.
UniCredit’in Almanya seferi uzun süredir ülkenin bankacılık sektöründe konsolidasyon öngören analistler için daha az şaşırtıcı. Orcel’e göre her iki bankanın patronları da geçmişte Commerzbank ile UniCredit’in 2005 yılında satın aldığı Alman bankası HypoVereinsbank’ı birleştirmeyi konuşmuşlardı. Bavyera gibi eyaletlerde çakışma olmadığına dikkat çeken Orcel bu iki bankanın (Unicredit ve Commerzbank) birbirleri için “neredeyse mükemmel bir eşleşme” olduğunu söylüyor. Orcel, birleşik bir bankanın kurumsal müşteri alanında yüzde 10’luk bir paya sahip olacağını ve Almanya ekonomisinin belkemiğini oluşturan Mittelstand’larda da (Küçük ve Orta Boy İşletmeler) bu payın belki de düşük onlu oranlara ulaşacağını tahmin ediyor.
Orcel “Her şey yolunda” diyor ama Avrupa’nın ekonomik rekabet gücünün güçlü Avrupalı bankaların eksikliği nedeniyle körelmeye devam ettiğini de söylüyor.
Bu ikna edici bir söylem ve Orcel bunu enerjik bir şekilde dile getiriyor. Ancak UniCredit’in Commerzbank’a yaptığı yatırım bir devralma teklifine dönüşürse yatırımcıların potansiyel gelir “sinerjilerine” birleşik bankanın maliyetlerindeki düşüşlerden daha az dikkat etmeleri muhtemel. Bunun için çok sayıda çalışanın işten çıkarılması gerekiyorsa politikacıların kıta düzeyindeki iddialı yenilenme çağrılarını rafa kaldırmalarını bekleyin. Commerzbank’ın daha kârlı bir şekilde yönetilebileceğinden çok az kişi şüphe duyuyor. UniCredit’in Almanya’daki maliyet-gelir oranı (Toplam giderlerin toplam gelirlere bölünmesiyle hesaplanan ve bir birimlik gelire karşılık gelen maliyeti gösteren oran) son çeyrekte Commerzbank’ınkinden yüzde 20 daha düşüktü. Commerzbank’ın daha büyük perakende bankacılık faaliyeti hesaba katıldığında bile bu büyük bir fark. Orcel kesintilerin en büyük yükünü kurumsal merkezdeki yönetim kadrosunun omuzlayacağını ve bunun da birkaç şube kapanması anlamına geldiğini söylüyor.
Orcel anlaşmaya hazırlanmak için yatırım bankacılarıyla el sıkışmadığını söylüyor. Eğer el sıkışır ve ele geçirme için yola çıkarsa Commerzbank kendini nasıl savunabilir? Avrupa Merkez Bankası’nın UniCredit’in hisselerini sınırlamasına ya da Alman hükümetinin kalan yüzde 12’lik hissesini bir anlaşmayı engellemek için kullanmasına bel bağlamak akılcı olmaz. Otobanda dörtnala koşan bir beyaz şövalyenin (Bir şirketi düşmanca bir satın alma ani ele geçirme ya da iflasla karşı karşıya olduğu bir dönemde yönetimin desteğiyle adil bir bedel karşılığında satın alan dost yatırımcı) Commerzbank’ı daha fazla koruyacağına dair çok az işaret var. Commerzbank’ın yeni CEO’su Bettina Orlopp önceki hafta bankanın kâr beklentisini yükseltti ve hissedarlara daha fazla temettü sözü verdi. Ancak yatırımcılar temkinli. Banka geçmişinde pembe tahminler yapmak ve daha sonra bu tahminleri tutturamamakla tanınıyor.
Orcel bir Avrupa şampiyonu yaratırsa o zaman bunu yönetmek zorunda kalacak. Avrupa’da tam bir bankacılık birliğinin olmaması baş ağrıtacak. Almanya’da birleşmiş bir bankayla ilgili politikalar da öyle. UniBank’ın CommerzCredit’e dönüştüğü bir senaryo var mı? Orcel birleşik bir bankanın genel merkezinin Almanya’ya taşınması fikrini reddediyor. Bankanın İtalyan kökleriyle “çok ama çok gurur duyduğunu” ve kuzeye taşınmanın siyasi baskıya boyun eğmek anlamına geleceğini söylüyor. Ayrıca İtalyanlar bankacılık yıldızlarından vazgeçmeye Alman dostlarından daha istekli görünmüyor.