Veda Temizliği: Yüklerden kurtulmanın ve basit hayatın formülü

Hiç ummadığınız bir kitap size daha önce hiç fark etmediğiniz şeyleri gösterebilir. Sayfalarında size gösterdiği, “Ben bunu neden daha önce fark edememişim ki?” diyebileceğiniz kadar basit bir şeydir belki de. Okudukça hem yeni bir şeyler görürsünüz hem de daha önce aklınıza gelmeyen yeni bir bakış açısı kazanırsınız. Kim bilir, belki ölüme bile farklı bir gözle bakabilirsiniz. İsveçli tasarımcı Margareta Magnusson’un ‘Veda Temizliği’ bu türden bir kitap. Yurtdışında çok satmasının en önemli sebebi bu olsa gerek.
“Kesin olarak bildiğimiz tek şey bir gün öleceğimizdir. Ama o gün gelene dek birçok şey yapabiliriz.”

Fazlalıklardan kurtulmak için anlamlı ve pratik çözümler

‘Veda Temizliği’ İsveçlilerin sevdiklerine veda edip ölmeden önce yaptıkları temizlik hakkında bir kitap. Hayır, köşe bucak nasıl temizlenir veya nasıl toz alınır anlatmıyor. Mesele bu değil. “Ölmeden önce hayatınızdaki fazlalıklardan nasıl kurtulabilirsiniz?” sorusuna anlamlı ve pratik cevaplar veriyor. Fazlalıklardan kurtularak hem daha rahat, sorunsuz ve geniş bir biçimde yaşayabiliriz hem de geride kalanların işlerini kolaylaştırabiliriz. Minimalist olmak zorunda değiliz elbette ama kim dolaplarından, tavan arasından, çekmecelerden ve evin her yerinden fırlayan fazla yüklerden kurtulmak istemez ki?

“İlk önce bodrumdan, tavan arasından veya kapının dibindeki dolaplardan başlayın. Fazlalıkları bir süreliğine buralara koymayı severiz. Bir süreliğine… Aslında buraya koyduğumuz şeyler belki de yıllardır oradadır. Oralara ne koyduğumuzu bile unutmuş olabiliriz. Bu da güzel bir şey; buradaki eşyaları atarsanız özlemeyeceğinizi bilirsiniz.”

Satsan satılmaz belki ama atsan atılır

Doğrusu ben de muhtemelen çoğunuz gibi ilk başta şüpheciydim. “Ne kadar işime yarayabilir ki?” diye düşündüm. Sonra kitabın verdiği ilk tavsiyeyi denemeye karar verdim. Yere bir çarşaf serdim ve kapının dibindeki dolapları tamamen çarşafın üstüne boşalttım. Günlük kullandığım eşyaların yanında, ne zaman aldığımı bile unuttuğum ayakkabılar, parçalanmış sandaletler, ufalmış çocuk terlikleri, kırık aletler, toz toplayan bez torbalar, bir kısmı eksik bir iskambil destesi, parmak boyaları ve daha neler karşıladı beni. Satsan satılmaz belki ama atsan atılır. Emin olun, kullanmadığım ve kullanmayacağımı bildiğim onca şeyden kurtulmak hem beni hem de portmantomu rahatlattı. Bir anda yer açıldı. Severek kullandığım her şeyi rahatça görebildim.

“Etrafınıza bir bakın. Eşyalarınızın birçoğu o kadar uzun zamandır sizinle ki belki de artık onları görmüyor, değer vermiyorsunuz bile.”

Severek kullandığımız eşyalara daha fazla yer açmak

Bir anda ‘Veda Temizliği’nin ne olduğunu daha iyi anladım. ‘Veda Temizliği’ veda etmekle veya ölümle ilgili değil aslında. Daha çok fazlalıklardan kurtulmakla ilgili, biraz da severek kullandığımız eşyalara daha fazla yer ayırmakla ilgili. Arkamızda ne bıraktığımızla ilgili olduğu kadar, şu anda nasıl yaşadığımızla da ilgili. Daha basit ve pratik bir hayatın rehberi.

Margareta Magnusson, 80 yaşını geçmiş ama mizah duygusundan ve pratikliğinden hiçbir şey kaybetmemiş bir kadın. Onun kelimelerini okumak, hayata bakışını görmek hem eğlendirici hem de düşündürücü. Ölüm ve geride kalanlar gibi hüzünlü bir konuyu bile hafif bir gülümsemeyle karşılayabilirsiniz.

Hepimiz bir gün veda etmek zorundayız ama arkamızda koca bir dağınıklık yerine güzel hatıralar ve sevdiklerimizin bizi minnetle anacağı eşyalar bırakabiliriz.