Şenyaşar ve Yıldız ailelerinin barışmasının ardından AK Parti MYK Üyesi İbrahim Halil Yıldız konuyla ilgili ilk kez konuştu. Yıldız 'Emine Şenyaşar'a sarılmak, acısını paylaşmak ve ailem adına özür dilemek isterim" dedi.
14 Haziran 2018 tarihinde Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde genel seçim kampanyası için ilçede çarşı esnafını ziyaret eden AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın yakın korumalarıyla Celal Şenyaşar ve kardeşleri arasında silahlı çatışma meydana geldi.
Eski AK Parti Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ile Şenyaşar ailesi arasında çıkan ve araya çok kişinin ölümü girdiği için bugüne dek süren aileler arasındaki husumet AK Parti ve DEM Partililerin girişimleriyle çözüldü.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AKP Milletvekili Bekir Bozdağ, Abdülhamit Gül, DEM TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, DEM Milletvekili Saliha Aydeniz ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün öncülük ettiği barışmada AKP MKYK üyesi İbrahim Halil Yıldız ve DEM Milletvekili Ferit Şenyaşar iki gün önce düzenlenen ‘barışma yemeği’nde el sıkıştı.
T24’ten Candan Yıldız’a konuşan İbrahim Halil Yıldız yemeğe katılmayan anne Emine Şenyaşar ile yüz yüze gelmesi durumunda Şenyaşar’a ‘sarılmak, acısını paylaşmak ve ailem adına özür dilemek isterim’ dedi.
Candan Yıldız’ın sürecin nasıl geliştiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu süreçte herhangi bir etkisi olup olmadığı sorusuna İbrahim Halil Yıldız’ın cevabı şu şekildeydi:
“Daha çok bizim istememizle oldu. Partimiz de onay verdi. Cumhurbaşkanımız sağ olsun, bu konuda bize yardımcı oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz araya girdi, taraflar görüştü. Yoğun görüşmeler oldu. Ben de barışmak, husumetin son bulmasını istiyordum. Kamuoyunun ve ailelerin rahatlaması. Anne Emine Şenyaşar çok yıprandı bu konuda…”
Anne Şenyaşar’ın gözaltına alınması ve hakkındaki davalarla ilgili cevabıysa şöyleydi:
“Ben çok takip etmedim, bu konuda basına da çok çıkmadım. Ülkemizde artık kan ve gözyaşının olmamasını istiyorum. Bu tür şeylerin son bulmasını istiyorum. Belki bu barışma, toplumsal barış için bir başlangıç olur.”
Buluşmanın ‘İyi bir mesaj olduğunu düşünüyorum’ diyen Yıldız “Ülkemiz açısından iyi gelişmeler olur diye düşünüyorum. Tabii büyüklerimiz bizden daha iyi bilirler. Ama ben kendi, ailem ve partim açısından iyi bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Bir nebze de olsa toplum rahatladı, aileler biraz rahatladı” dedi.
Yıldız her iki ailenin silahlı kavgadan sonra aynı hastaneye gitmesi ve bunun kimin yönlendirmesiyle olduğu hakkında da konuştu:
“İstemediğimiz bir olaydı, inşallah bir daha böyle bir şey daha yaşamayız. Her iki tarafın aynı hastane gitmesi çok büyük bir yanlıştı. Yani bunu kim nasıl yönlendirdi, peşine düştüm. Bunu bulabilsek… Böyle bir şeyin hastanede yaşanması asla kabul edilecek bir durum değil. Ben de bunu kabullenemedim.”
Saldırı esnasında polisin müdahale etmediği iddialarınaysa “Ben orada olmadığım için şahit olmadım” dedi.
Emine Şenyaşar ile yüz yüze gelmek isteyeceğini söyleyen Yıldız, Emine Şenyaşar’ın barış buluşmasına neden gelmediği sorusuna şu şekilde yanıt verdi:
“Ben istemiştim gelmesini. Rahatsız olduğunu söylediler. Karşı tarafın takdiri. Buna biz karar veremeyiz. Ama olsaydı iyi olurdu. Sayın vekil önemli bir aktör, ailenin temsilcisi olarak oradaydı. Yeni bir sayfa açmak istiyoruz. Tekrar tekrar konuşmanın kimseye bir fayda sağlayacağını düşünmüyoruz. Bu konuların sürekli irdelenmesini toplum açısından da doğru bulmuyorum. Bundan sonraki süreçte barış ve kardeşlik ana temamız olsun diye düşünüyorum. Bu konuda adım atılmalı. Yani sadece bizim şahsımız ailemizle ilgili bir durum değil. Bütün toplum olarak bunu yaşamamız gerekiyor.”
Altı buçuk yıl içinde çok kez barışma girişiminde bulunduğunu söyleyen Yıldız “Araya çok insanlar girdi ama bir türlü olmadı, pürüzler çıktı. Bugüne nasip oldu” dedi.
Barışmanın neden ‘bugün’ olduğu sorusunaysa cevabı şu şekildeydi:
“Belki aradaki insanların doğru seçilmesi çok önemliydi. Araya giren diğer insanlara da teşekkür ederiz, çok çabaladılar ama bu sefer temsilcilerin önemli aktörler olması etkili oldu.”
Barışa aileden karşı çıkan birinin olmadığını da ekledi.
Anne Şenyaşar ile yüz yüze gelmesi durumunda ne yapmak isteyeceği ve özür dilemek isteyip istemeyeceği Yıldız kendisini şöyle ifade etti:
“Acısını paylaşmak isterdim, sarılmak isterdim.
Yani özür şu şekilde, eğer bir hata varsa özür dilenir. Vicdanen bu konuyla benim hiçbir ilgim yok. Olayın olduğu andan sonuna kadar, dükkândaki görüntülerden itibaren hiçbir şekilde hiçbir yerde ne müdahilim ne de kabahatim oldu. Tek suçum bütün siyasetçiler gibi esnaf gezmek oldu… Bunu belki karşı taraftaki insanlar da bilmiyordu ben de bilmiyordum, belki bir organizasyon oldu ama benim haberim yoktu. O yüzden hata yaptığım bir şey yok. Tek hatam oraya gitmem oldu. Bu hatam olsa ben özür dilemeyi bilen biriyim, özür dilerim.
Ailem adına özür dilerim tabii. Ailem adına varsa bir hatası özür dilerim. Her şey benden kaynaklanmış gibi lanse edildi. Bu da yıllarca beni üzdü. Sonuçta hepimiz Allah’ın huzuruna çıkacağız bir gün, herkes hesabını verecek. Sonuçta bir anne eşini, çocuklarını kaybetmiş. Yani gerekirse eşim de gidebilir. Eşim görüşebilir, sonuçta o da bir anne…”
Hukuki süreç ile ilgili de konuşan Yıldız şunları kaydetti:
“Yargının verdiği karara müdahale edemeyiz. Ama ben bundan sonra kimsenin cezaevine girmesini istemem. Çünkü taraflar barıştı. Birbirini affettiyse Allah da affeder diye düşünüyorum. Tabii yargıya müdahil olma şansımız yok. Temennim kimsenin bir daha cezaevine girmemesi. Çünkü bu konuya çok insan karıştırmak, müdahale etmek, nemalanmak isteyecektir. Bu konunun, yaranın kapanmasını istiyorum.”
Emine Şenyaşar’ın dirayeti olmasaydı bu barışın sağlanıp sağlanmayacağı sorulan Yıldız şunları söyledi:
“Bir anne, acısı fazlaydı. Bir oğlu tutukluydu. Kolay değil. Bunu ancak anne olan anlayabilir. Barış bir gün muhakkak olurdu. Belki geç olurdu ama en sonunda yine barış olurdu. Barış her iki taraf isterse olur zaten. Tek tarafın istemesiyle bir barışın olması mümkün değil. Ülkeler barışıyor. Ne kadar erken barışılırsa o kadar iyi olur diye düşündüm hep. Onlar da Kürt biz de Kürdüz. Aramızda öncesinden bir husumetimiz yoktu. Tamamen bir anda gelişmiş bir şey. Tabii öncesinde başka bir şey var mı? Ben onu bilemiyorum. Ama keşke olmasaydı. Bu barış AK Parti ve DEM’in ortak iradesiyle yapıldı.”