Belçika’nın tam 200 gündür hükümeti yok

Ülkede genel seçim yapılalı 200 gün oldu ama bir türlü yeni hükümet kurulamadı. Ülke 2019’daki seçim sonrasında da 652 gün hükümetsiz kalmıştı. 9 Hazirandaki seçimde en büyük parti yüzde 16,7 oy aldı. Koalisyon görüşmeleri yürümüyor.

Dünya 25 Aralık 2024

Federal sistemle yönetilen Batı Avrupa ülkesi Belçika, tarihinde pek çok kez deneyimlendiği üzere, bir kere daha hükümet kurma krizinden geçiyor.

Üç resmi dili olan ülke, federal hükümetin yanı sıra Flaman Bölge Hükümeti, Valonya Hükümeti, Brüksel-Başkent Bölgesi Hükümeti, Fransız Toplumu Hükümeti, Alman Toplumu Hükümeti olmak üzere 6 hükümetle yönetiliyor.

Avrupa Birliği (AB) ve NATO başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşa ev sahipliği yapan yaklaşık 12 milyon nüfuslu ülkede hükümet kurulması süreci, üst üste kırılan rekorlar nedeniyle her defasında dünya gündemini meşgul ediyor.

Ülke 1979 seçimlerinin ardından 107 gün, 1988’de 148 gün, 2007’de 194 gün, 2010’da 541 gün, 2019 seçimleri sonrası ise 652 gün hükümetsiz kalmıştı.

Belçika, “Barış zamanında hükümetsiz geçen en uzun süre” kategorisinde Guinness Rekorlar Kitabı’na dahi girmişti.

Dört yılda bir düzenlenen genel seçimler bu yıl, Avrupa Parlamentosu seçimleriyle aynı tarihte, 9 Haziran’da yapıldı.

Avrupa siyasetinde son yıllarda görülen sağa kayma, Belçika’da sandık sonuçlarına yansıdı, Flaman milliyetçisi Yeni Flaman İttifakı (N-VA) federal düzeyde oyların yüzde 16,71’ini alarak birinci sırada geldi.

Onu; Flaman, ırkçı, aşırı sağcı Vlaams Belang (Flaman Çıkarları Partisi) yüzde 13,76 ile takip etti.

Frankofon liberal Reformcu Hareket Partisi (MR) yüzde 10,27 ile üçüncü gelirken ülkenin hem Flaman hem Valon nüfusu temsil eden partisi Belçika Emekçiler Partisi (PVDA/PTB) yüzde 9,86, Flaman Sosyalist Partisi (Vooruit) yüzde 8,11, Frankofon Sosyalist Parti (PS) ise yüzde 8,05 oy aldı.

Seçim sonuçları, ülkenin temel siyasal dinamiklerinin beslendiği ayrışma hatlarını bölgesel kimlikler ve tercihler üzerinden ortaya koymuş oldu.

Böyle bir tablodan beklendiği üzere bir kez daha federal hükümetin kurulması gecikti.

“Arizona” koalisyonu

Belçika’nın federal parlamentosunda 150 sandalye bulunuyor ve bir partinin tek başına iktidara gelmesi için en az 76’sını garantilemesi gerekiyor.

Seçimin galibi partiler bu çoğunluğu elde edemediği için hükümetin kurulmasında tek yol, koalisyon haline geliyor.

Bu seçimde de N-VA ancak 24 sandalye kazanırken lideri Bart De Wever, Kral tarafından hükümeti kurmakla görevlendirdiği andan itibaren muhtemel koalisyon ortaklarının kapılarını çalmaya başladı.

N-VA ile Brüksel Başkent Bölgesi ve Fransızca konuşan toplumun bölgesi Valonya parlamentosunda birinci sıraya yerleşen MR, Valonya’da 4. sırada gelen Les Engages, Flaman bölgesinde 3. sırada gelen Vooruit ile 4. gelen Flaman Hristiyan demokrat CD&V’yı bir araya getiren ve “Arizona” ismiyle anılan koalisyon, bugüne kadar birçok kez müzakere masasına oturdu.

ABD’nin Arizona eyaletinin renklerini andıran şekilde siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden 5 partiyi buluşturan koalisyonun hükümeti kurmasına olası gözle bakılsa da 200 gündür herhangi bir sonuç alınamadı.

2 Eylül’de yeniden başladı

De Wever, ilk tur görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine 23 Ağustos’ta görevi Kral’a iade etti.

Kral, Les Engages lideri Maxime Prevot’u 5 parti arasında “arabulucu” olarak atadı. Arabuluculuk görüşmeleri sırasında belli pürüzlerin aşılması üzerine Kral, De Wever’e görevi geri verdi.

2 Eylül itibarıyla koalisyon görüşmeleri yeniden başladı.

Temel anlaşmazlık: ülkedeki sosyal reform ihtiyacı

Partiler, De Wever’in “Süper Not” ismini verdiği bir sosyoekonomik paketi görüşüyor.

“Çalışan kazanmalı” temalı paketin içeriği, Belçika’nın bütçe açığını “çalışmayarak devletten maaş alanlarla mücadele” yoluyla kapatmaya odaklanıyor.

Yaklaşık 12 milyon nüfuslu Belçika’da resmi istatistiklere göre 300 bin 200 kişi işsizlik maaşından istifade ediyor. Uzun dönemli istirahat raporlarıyla sistemin suistimal edildiği biliniyor.

AB, 26 Temmuz’da yüksek bütçe açığı nedeniyle Belçika’ya yönelik disiplin süreci başlattı. Ülkenin ilgili makamları, geçen ay bütçe açığının tahmin edilenden 2 milyar avro fazla çıktığını, eğer hiçbir önlem alınmazsa 2029 itibarıyla bütçe açığının 46 milyar avroyu bulacağını duyurdu.

Ancak sol eğilimli ve liberal partiler, De Wever’in işsizlik maaşı almaya hak kazanmak için şartları sıkılaştırmak, bundan faydalanmanın süresini azaltmak, uzun dönemli doktor raporlarının önüne geçmek gibi somut önerilerine karşı çıktı.

Yerel seçim nedeniyle “stratejik bekleme”

Belçika siyasetinde sık görülen bir unsur olan “stratejik bekleme” de hükümetin kurulamamasında rol oynadı.

Koalisyon görüşmeleri sürerken 13 Ekim’de yapılan yerel seçimlerin öncesinde partiler beklemeyi seçerek vatandaşın ekonomik durumu üzerinde doğrudan etki edecek önlemler hakkında adım atmamayı, böylece yerel seçimlerde oy kaybetmemeyi hedefledi.

Diğer yandan federal düzeydeki müzakerelere, yerel seçimlerde edinilen kazanımlara göre hangi partilerin ellerinin güçleneceği, hangilerinin ise zayıflayacağını görerek devam etmek de hedefler arasındaydı.

De Wever’in siyasi geçmişi

Gündeminin odağına ekonomiyi alan De Wever’in liderliğinde bir koalisyon kurulmasının önündeki engellerden biri de Flaman siyasetçinin siyasi geçmişiyle ilgili.

Zira De Wever’in partisinin tüzüğünün ilk maddesinde “bağımsız bir Flaman bölgesi cumhuriyeti” zikredilirken monarşinin de sonlandırılmasının hedeflendiği belirtiliyor.

Ancak seçim öncesi aşırı sağcı rakipleriyle çalışmayı reddeden Wever, ayrılıkçı ideolojisini bir kenara bıraktı, daha çok devlet reformundan, federe bölgelere daha fazla özerklik tanımaktan söz ederek çizgisini yumuşattı.

Yine de Flaman milliyetçisi liderin, sayısız kez Valonya bölgesi siyasetçilerini hedef alması, onları ülkenin ekonomik üretkenliğini zayıflatmakla suçlaması hafızalarda yer etmeye devam ediyor.

Aşırı sağcı parti koalisyon ortağı olur mu?

De Wever, hem seçim öncesi hem de sonrasındaki açıklamalarında aşırı sağcı VB ile görüşmeyeceğini ve aynı çizgide olmadıklarını söylemişti.

Öte yandan N-VA içerisinde Flaman Bölgesi Başbakanı Jan Jambon gibi güçlü isimler, VB’yi diğer partilerden farklı görmediğini ancak partisi içinde bu konuda uzlaşma olmadığını dile getirmişti.

Bu durum Arizona’nın hükümet kuramaması halinde VB’nin kapısını çalıp çalmayacağı sorusunu gündemde tutuyor.

Diğer yandan VB’nin eli, Avrupa genelinde siyasetin aşırı sağa kayması nedeniyle de güçleniyor.

Hassas konular

De Wever, Kral Phillippe’nin huzuruna çıktığı 20 Aralık’ta görev süresi için 7 Ocak 2025’e kadar uzatma aldı.

Noel nedeniyle iki günlüğüne durdurulan görüşmeler, yarın yeniden başlayacak.

5 partinin masasında yine vergiler, ücretler ve emeklilik maaşları gibi hassas konular yer alacak.

Ayrıca De Wever’in gündemi yeni bütçe tablolarını ve ihtiyaç duyulan, 23 milyar avroluk tasarrufun ayrıntılarını içeriyor.

Bunların yine koalisyon ortakları arasındaki gerginliği artırma riski bulunuyor.

Kral’ın Noel mesajı

Kral Philippe, dün yayımladığı Noel mesajında, hükümetin kurulması için yeni yıla işaret etti.

Karar zamanının geldiğini belirten Kral, “Ülkemizin, kurumlarımızın, işletmelerimizin ve vatandaşlarımızın geleceğe güvenle bakabilmelerini sağlamak için hükümetlere güveniyoruz.” ifadesine yer verdi.

Kral, koalisyon ortaklarına hitap ederek “Noel ve yeni yılın umut kaynağı olmasına izin verin.” ifadesini kullandı. (Selen Valente Rasquinho – AA)

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.