Türkiye ile Amerika arasında Suriye’deki YPG/PKK’nın tasfiyesi için ince bir diplomasi devam ediyor. Dün önce Beyaz Saray’dan “Türkiye’nin güvenlik endişelerine katılıyoruz” mesajı geldi, ardından ABD’li Bakan Yardımcısı Ankara’da masaya oturdu.
Suriye’deki YPG/PKK’nın tasfiyesi konusu şu anda karmaşık bir diplomasinin de konusu aynı zamanda. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın üst üste verdiği ve dün de yinelediği “YPG/PKK kendini feshetmezse ya Suriye güçleri ya biz askeri harekat yaparız” mealli mesajlar ve “Zamanları daralıyor” söylemleri YPG/PKK’nın başlıca koruyucusu olan ABD’yi hareket geçirdi.
Dün önce artık gitmekte olan başkan Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Kirby Suriye’de DEAŞ’la mücadele kapsamında var olmaya devam edeceklerini belirterek “Onların (Türklerin) güvenlik endişelerini anlıyoruz” dedi.
Kirby’nin bunu söylemesinden birkaç saat sonra ABD Dışişleri Bakan yardımcılarından, eski Ankara Büyükelçisi John Bass Ankara’da Dışişleri Bakanlığında Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile görüştü.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ağzından YPG/PKK’ya üç aşamalı bir çekilme planı önermişti. Bu planın ilk aşamasında Suriye’de YPG bünyesinde bulunan ve Irak’tan gelen PKK’lıların Suriye’yi terk etmesi yer alıyordu.
Suriye’deki YPG/PKK’nın bir numaralı ismi olan Mazlum Kobani (Abdi) planın ilk aşamasını kabul eder gibi konuşmuş, “Yabancı savaşçılar ayrılacak” demişti, ama bu konuda hiçbir gelişme olmadı.
Bunun üzerine Türkiye ya Türk Silahlı Kuvvetleri’yle ya da Suriye’deki yeni yönetimin askerleriyle YPG/PKK’ya askeri harekat yapılacağını, bunun için zamanın daraldığı mesajı verdi. ABD ise geçici bir ateşkes hali yaratmaya çalıştı, oluşturulan ateşkes şimdilik devam ediyor, ama Suriye’deki SMO unsurları YPG/PKK’yı kuşatmış ve harekat hazırlıklarını tamamlamış durumda.
Suriye’de yeniden çatışmalı bir durumun başlaması ABD’yi de endişelendiriyor, çünkü böyle bir çatışma olması durumunda ABD YPG/PKK’yı desteklemeye devam ederse Suriye’de iç savaşın parçası haline gelecek.
O yüzden hızlanan diplomaside önce Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Kirby konuştu. Kirby telekonferans yoluyla düzenlediği basın bilgilendirme toplantısında Türkiye ve Suriye’deki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bir soru üzerine Kirby Suriye’de bulunmalarının ana misyonunun “DEAŞ’la mücadele” olduğunu savundu ve PKK/YPG konusunda Türkiye ile görüşmelerin devam ettiğini, ancak detaylara girmeyeceğini ifade etti.
Suriye’deki duruma ilişkin Washington-Ankara hattındaki görüşme trafiğini değerlendiren Kirby Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyi ile ilgili güvenlik endişelerini anladıklarını belirtti.
Kirby “Daha önce de belirttiğim gibi, onların (Türklerin) güvenlik endişelerini anlıyoruz. Dürüst olmak gerekirse Türkiye’nin endişeleri geçersiz endişeler değil” diye konuştu.
SDG adını kullanan PKK/YPG ile sadece DEAŞ’la mücadele kapsamında işbirliği yaptıklarını belirten Kirby şöyle konuştu:
“Neden Suriye’de olduğumuzu yeniden vurgulamak isterim. Biz oradayız çünkü DEAŞ’la mücadele koalisyonunun bir parçasıyız. DEAŞ büyük ölçüde zayıflatılmış olsa da hala aktif bir tehdit olmaya devam ediyor. Bu yüzden askerlerimiz, DEAŞ’a karşı harekete geçmek için SDG ile işbirliği halinde. Orada yaptığımız şey bu. Bu misyonda herhangi bir değişiklik yok.”
ABD’li danışman Ankara’nın PKK/YPG’den kaynaklı güvenlik endişelerini anladıklarını, ancak özellikle Suriye’nin kuzeyindeki durumu “olduğundan daha istikrarsız hale getirecek” bir adımı da görmek istemediklerini ifade etti.
Kirby PKK/YPG unsurlarının “DEAŞ karşıtı operasyonlarda ortaklık yapma kapasitesinin” olumsuz etkilenmesini istemediklerini de sözlerine ekledi.
Fransız askerlerinin Suriye’ye gönderilme ihtimaliyle ilgili güncel tartışma hakkında görüşü sorulan Kirby konunun ABD ile ilgili olmadığını ve yorum yapmayacağını, Ankara ile Paris’in bu konuda reaksiyonlarını kendi adlarına ortaya koyacaklarını belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili Bass Ankara’daki görüşmelerinin ardından telekonferans yoluyla basın mensuplarına Türkiye ziyaretini ve Suriye ile ilgili gündemdeki konuları değerlendirdi.
Türkiye’deki temaslarının “verimli ve yapıcı” geçtiğini kaydeden Bass görüşmelerindeki odak noktasının “Suriye’deki geçiş sürecinin sorunsuz şekilde devam etmesi” ve bu konuda atılabilecek somut adımlar olduğunu belirtti.
Bass Türkiye’nin terörle mücadele ve güvenlik konusundaki endişelerini anladıklarını ve bu konularda Ankara ile koordinasyon halinde çalıştıklarını vurgulayarak bölgesel istikrar konusunda iki ülkenin de hassasiyet gösterdiğini kaydetti.
AA muhabirinin “Suriye’deki PKK/YPG unsurlarının Suriye’den arındırılması konusunda iki ülke arasında bir uzlaşmaya varılıp varılmadığı” ile ilgili sorusuna da yanıt veren Bass “(ABD Dışişleri) Bakan (Antony) Blinken’ın da belirttiği gibi Türkiye hükümeti ve diğer birçok hükümetle, Suriye’nin gelecekte yabancı terörist örgütler veya yabancı teröristler için güvenli bir liman olamayacağı ve olmaması gerektiği konusunda mutabıkız” ifadesini kullandı.
ABD’li diplomat “Biz Suriye’de bulunan herhangi bir yabancı teröristin ülkeyi terk etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu kişilerin çoğunun kendi hükümetleriyle birlikte yürütülen bir sürecin sonunda vatandaşlıklarına veya geldikleri ülkelere geri dönmeleri ve eylemlerinden dolayı adaletle yüzleşmeleri gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Bass, “yabancı teröristler” ifadesi ile tam olarak neyi kastettiğini belirtmezken bunun Suriye’de SDG adını kullanan PKK/YPG için de geçerli olup olmadığı konusuna değinmedi.
Suriye’de geçiş sürecindeki en önemli unsurun “istikrar” olduğunu dile getiren Bass bu sürecin “Türkiye’ye bir güvenlik tehdidi oluşturmaması gerektiğini” ve bu süreçte Ankara ile birlikte çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
Bass “Bu geçiş süreci ve yabancı teröristlerin ülkeden ayrılması konusunda birlikte çalışmamız son derece önemli. Bu sürecin Suriye’de daha fazla istikrarsızlığa neden olmamasını ve DEAŞ’ın yeniden terör faaliyetleri gerçekleştirmesine yönelik yeni fırsatlar yaratmamasını sağlamamız gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.
ABD’nin Suriye’deki askeri varlığının “DEAŞ’ın bölgesel bir tehdit olarak yeniden ortaya çıkmasını önlemek” amacına matuf olduğunu savunan ABD’li müsteşar vekili PKK/YPG ile işbirliklerinin de “DEAŞ’la mücadele” kapsamında olduğunu söyledi.
Bass “PKK da dahil olmak üzere yabancı terörist unsurların zaman zaman Suriye’deki durumu istismar ettiğini” ve bu durumun başta Türkiye olmak üzere Suriye’nin komşuları için bir tehdit oluşturmaması gerektiğini belirtti.
Bass ayrıca Suriye’deki geçiş sürecine mümkün olan destekleri vermeye çalışacaklarını, ülke genelinde güvenliği artıracak ve tüm Suriyeliler için koşulları iyileştirecek adımlar atmayı amaçladıklarını dile getirdi.