Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklanıp cezaevine yollandı, siyaset bir kez daha karıştı ve gerildi. Muhalefet hep bir ağızdan Ümit Özdağ’ı savundu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı. Türkiye’nin sorunlu ifade özgürlüğü tarihinde yine de bir parti genel başkanının tutuklanıp hapse atılması çok sık rastlanan bir durum değil. Özdağ, önceki gün ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla Ankara’da yemek yediği lokantada gözaltına alınıp İstanbul’a sevk edilmişti, dün de poliste ve savcılıkta işleri hızla bitti, mahkemeye sevk edilip tutuklandı. Tutuklandığında Özdağ’a yönelik suçlama değişmiş, “Halkı kin ve düşmanlığa teşvik”e dönüşmüştü. Özdağ’ın geçmişe doğru sosyal medya paylaşımlarından demeç ve nutuklarına kadar her şey incelenmişti.
Sabah gazetesinin haberine göre tutuklanarak cezaevine gönderilen Ümit Özdağ’ın sorgu zaptına dair detaylar ortaya çıktı. Özdağ’ın tutuklama gerekçesinde, dosyadaki bilgi ve belgeler çerçevesinde suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç olduğu belirtildi. Kararda, suç için yasada belirlenen cezanın alt ve üst sınırı ve eylemlerin gerçekleşme şekilleri dikkate alındığında kaçma şüphesinin olduğu kaydedildi.
Sorgu zaptında, Delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması, şüphelinin tutuklanmasına engel bir halin bulunmaması ve adli kontrol altına alınma tedbirlerinin bu aşamada şüpheli açısından yetersiz kalacağı değerlendirildiğinden tutuklanmasına karar verildiği yer aldı.
T24’ün soruşturmayla ilgili özel haberi ise çok ilginç: Zafer Partisi Genel BaşkanıÜmit Özdağ’ın, Antalya’da yaptığı konuşma nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla gözaltına alınıp “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan tutuklanmasına neden olan soruşturmada İstanbul Emniyeti’nce hazırlanan araştırma raporu ortaya çıktı. Raporda Özdağ’ın, 2025 yılı asgari ücretinin açıklanmasından sonra “Herşeye zam, asgari ücrete Şam” ifadelerinin yer aldığı fotoğrafı alıntılayıp “Pazar öfke dolu” şeklindeki paylaşımının suç içerdiği iddia edildi. Özdağ’ın, “Zafer Partisi gelecek sığınmacılar gidecek” sözleri de “suç içerikli paylaşımlar” arasında gösterildi. Öte yandan Özdağ hakkındaki işlemlerin büyük hızla yapıldığı görülürken, İstanbul Emniyeti’nden Antalya’daki konuşmaya ilişkin video çözümünün yapılarak Özdağ’ın gözaltına alınması ve savcılıktan yeniden ek talimat alınması “çok acele” denilerek talep edildi.
Savcılığın 20 Ocak’ta re’sen soruşturma başlattığı, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan kovuşturma yapılabilmesi Adalet Bakanı’nın iznine tabi olduğundan aynı gün fezleke hazırlanarak bakanlıktan izin talep edildiği, Bakan Yılmaz Tunç’un da yine aynı gün içerisinde “olur” verdiği anlaşıldı. Bakanlık olurunun hemen ardından da Özdağ’ın gözaltına alınması için bu defa Ankara’ya talimat gönderildiği görüldü. Özdağ’ın adliyeye sevk edildiği saatlerde de Kayseri Emniyeti’nden araştırma raporu alındı.
İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği tutuklama kararında, Kayseri’de 5 yaşındaki çocuğu yabancı uyruklu bir kişinin taciz ettiği iddiasının ardından mültecilerin evlerine ve iş yerlerine zarar verildiği olaylar hatırlatıldı. İlgili paylaşımında “Olayların bu noktaya gelmesinin nedeni şımartılan Suriyeliler” ifadelerini kullanan ve vatandaşlara “Evlerinize dönün” çağrısında bulunan Özdağ, Kayseri’de meydana gelen olayların gerçekleşmesinden sorumlu tutuldu.
Özdağ’ın Kayseri’deki olaylarda “25 emniyet personeli ve 1 itfaiye personelinin yaralanmasına neden olduğu” suçlamasında bulunulurken, kararda, “halkın bir kesiminin diğer kesiminin aleyhine kin ve düşmanlığa ayrımcılığa yönlendirici nitelikte olduğu” vurgulandı, hem Özdağ’ın hem de partili isimlerin neticesinde Kayseri’deki mülteci karşıtı olayların yaşandığı belirtilerek “Olayların oluşumunda şüphelinin ve şüphelinin mensubu olduğu partiye müzahir şahıslar tarafından yapılan paylaşımlar neticesinde gerçekleştiği…” ifadelerine yer verildi.
Kararda, Özdağ’ın “kaçacağına yönelik somut olgunun varlığı ve delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması” ve tutuklanmasına engel bir halin bulunmadığına yer verildi, adli kontrolün yetersiz kaldığı yani Özdağ’ın kaçma şüphesinin bulunması sebebiyle tutuklanması gerektiğine yer verildi.
Özdağ, tutuklanmasının ardından avukatı aracılığıyla kamuoyuna seslendi. Özdağ “Tek endişem rahmetli Kaşif Kozinoğlu’na yapılan suikast benzeri bir suikaste uğramaktır” ifadelerini kullandı.
Özdağ’ın tutuklama kararı sonrası el yazısıyla yazdığı mesaj şöyle:
“Atatürk’ün neferiyim ve Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti kararlılık ile bütün gücümle savunacağım. Bugün gerçekleşen tutuklama beni yıldıramaz. Mücadeleye hapishaneden de devam edeceğim. Tek endişem rahmetli Kaşif Kozinoğlu’na yapılan suikast benzeri bir suikaste uğramaktır.”
Ümit Özdağ’ın tutuklanması, zaten. bir süredir hayli gergin olan siyasi ortamı daha da gerdi, muhalefet neredeyse hep bir ağızdan Özdağ’ın gözaltına alınmasına karşı çıkmıştı, tutuklama sonrası tepkiler daha da büyüdü.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Zafer Partisi Genel Başkanı Sn. Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına ilişkin kararla adalet bir seyyar giyotin marifetiyle bir kez daha katledilmiştir. Bir siyasi parti genel başkanını 5 yıl önceki sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek tutuklamak, demokrasinin de yargı bağımsızlığının da katlidir. Genel Başkan tutuklamak darbecilerin işidir. Mevkidaşını hapiste tutmak korkakların işidir. Rakibini tutuklatmak acizlerin işidir. Bu hukuksuz rejimle cesaretle mücadele edecek, ilk sandıkta bu düzeni değiştireceğiz.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise şu tepkiyi gösterdi:
“Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın tutuklanmasını kabul etmiyoruz. Herkes bunun yargıya siyasetin müdahalesi olduğunu biliyor. Bu uygulamaların altında imzası olan akıl elbet millet iradesine yenilecek ve o koltuklardan gidecek. Milletimize sözümüzdür.”
CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Hukuk tanımaz, zalim bir yönetim altında yaşıyorsanız; sağcı veya solcu, dindar ya da seküler olmanızın hiçbir farkı yoktur ve düşüncelerinizin bir önemi kalmaz. Onlar için önemli olan tek şey, kendilerinden olup olmadığınızdır. Eğer onlar gibi düşünüyorsanız, zengin ve özgür olabilirsiniz. Ancak onların fikirlerine karşı çıkıyor ve bunu dile getiriyorsanız, ya fakir kalır ya da tutuklanırsınız. Sayın Ümit Özdağ’ın tutuklanması kabul edilemez. Tekrar ifade ediyorum, toplumsal ittifakın tesisi elzemdir” diye yazdı.
İyi Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, Ümit Özdağ’ın tutuklanmasının, Türk milletine ve Cumhuriyet değerlerine yönelik bir saldırının parçası olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu ihanet girişimine Türk milleti asla geçit vermeyecek. Hedef bellidir: adım adım federasyon, adım adım ömür boyu başkanlık rejimi. Türklük ve Cumhuriyet, bu planların önündeki en büyük engeldir. Bu yüzden bu iki kutsal değeri yok etmek için her yolu deniyorlar. Ancak bizler, milletimizin kararlı duruşuyla bu oyunu bozacağız.”
Konuşmasında Türk milletinin bölünmeye çalışıldığını ve buna karşı direnmek gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, birlik ve beraberlik çağrısında bulundu:
“Türk milletinin sinelerinde yükselen karar nettir. Bu gayrimeşru düzenin sonu gelmiştir. Gün, ayrışma değil birleşme günüdür. Gün, teslimiyet değil direniş günüdür. Kim ne yaparsa yapsın Cumhuriyet’i yıkamayacaklar, Türkiye’yi Türksüzleştiremeyecekler.”
Dervişoğlu, iktidarın Türk milletinin iradesini yok sayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki etkin muhalefeti ortadan kaldırmayı hedeflediğini dile getirdi. Açıklamasında, partili cumhurbaşkanlığı sistemine de değinen Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Seçim öncesi ‘400 milletvekilini verin kurtulun’ diyorlardı. Bugün, o 400’ü bulmak için her yolu deniyorlar. Türk siyasetini milletimizin gözünde değersizleştirme çabaları sonuçsuz kalacaktır. Türkiye, tek adam rejimine mahkum edilemez.”
Son olarak, Ümit Özdağ’ın yanında olduklarını belirten Dervişoğlu, bu tutuklamanın, Türk milletinin iradesini teslim almayı amaçlayan bir hareket olduğunu söyledi:
“Ümit Özdağ’ın tutuklanması, Türk milletine yönelik bir gözdağıdır. Ancak bilsinler ki bu millet bu tür tehditlere boyun eğmeyecek. Mücadelemiz sonuna kadar sürecek.”