Yangın alarmı kurmanın maliyeti 50 bin lirayı bulmazdı; şimdi 76 canın arkasından ağlıyoruz

Grand Kartalkaya Oteli’nde bütün tanıkların anlattığı aynı şey: Otelde yangın alarmı yoktu. Oysa yangın başladığında alarm çalsa, bugün hayatını kaybedenlerin tamamı hala aramızda olabilirdi. Uzmanlara göre otel 15-30 dakikada tahliye edilebilmeliydi

Gündem 22 Ocak 2025

Tam okulların yarı yıl tatilinin başında, içinde 238 misafirin bulunduğu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelinde çıkan yangın ve bu yangın sebebiyle hayatını kaybeden bir bölümü küçük çocuk 76 kişi, Cumhuriyet tarihimizin en büyük ihmallerinden biri olarak tarihe geçecek.

10Haber dün yanan Grand Kartal otelinde yangın alarmı, yangın söndürme sistemi ve yangın merdiveni olmadığını ortaya çıkartmıştı. Oteldeki yangından kimi pencerelerden yorgan sarkıtarak, kimi dumanda boğulmayı göze alarak kurtulmayı başaranların hepsinin anlattığı ortak bir şey var: Yangını çok geç fark etmişler ve fark ettiklerinde de artık dumanlar koridorları sarmış durumdaydı.

Ölenlerin tamamının ve halen çeşitli hastanelerde tedavi görenlerin tamamına yakınının karbondioksit zehirlenmesinden etkilendiği görülüyor. Bunun nedeni yangın dumanı.

Oysa otelde odalarda, koridorlarda tanesi 200-300 liraya satılan duman dedektörleri ve bütün oteli uyaracak bir alarm ses sistemi olsaydı, daha dumanlar ilk belirdiğinde bütün misafirler yangından haberdar olacak, onlar için çok değerli uzun dakikalar kazanacaklar ve belki de bu facia hiç kimse ölmeden atlatılabilecekti. Bazı uzmanlara göre bütün oteli duman dedektörleri vbe yangın alarmıyla donatmak 50 bin lira bile tutmazdı. Yangından hayatı kaybedenlerin bazıları kendilerine mezar olan otel odalarına geceliğine 25 bin lira veriyordu.

Görgü tanıkları aynı şeyi anlatıyor: Yangın geç fark edildi

Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de çıkan yangında konukları kurtarmak için çabalayan otel görevlileri yaşadıklarını anlattı. Hepsi, ellerinden geldiği kadar insanı kurtarmaya çalışmışlar ama çalışmaya başladıklarında çok geç kalmışlardı çünkü her yeri dumanlar sarmıştı bile.

Otel görevlisi Halil Gümüş, gece uyandıktan sonra çalışma arkadaşlarıyla oteldeki yangına ilk müdahaleyi kendilerinin yaptığını söyledi.

Gümüş, “Çığlık sesleriyle uyandım. Aslında o sesler hala kulağımda çınlıyor. İnsanların ‘Kurtarın beni’ demekten başka hiçbir çaresi yoktu” dedi.

Buldukları merdivenlerle konukları tahliye etmeye başladıklarını dile getiren Gümüş, “Üst katlardan tahliyeyi yapamadık çünkü bu bizim için çok zordu. Yorgan açmaya başladık. Atlamak isteyenler oldu, kendi imkanlarımızla atlamayı önlemeyi denedik. Çünkü 3 yaşındaki çocuk sallandırılıyordu, dumana maruz kaldı. İki ekibe bölünerek kendi imkanlarımızla müdahaleye başladık. Yaklaşık 25 kişi kurtardık” ifadelerini kullandı.

“Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi”

İtfaiye gelene kadar arkadaşlarıyla konukları kurtarmaya çalıştıklarını anlatan otel personeli Kemal Gümüş ise o anlara ilişkin, “Birçok kişi kurtulmak için atladı. Bir hemşire arkadaşımız vardı, rahmetli oldu. Allah rahmet eylesin. Yangından korkup kendini aşağı attı” diye konuştu.

Yangının çok geç fark edildiğini söyleyen Gümüş, “Ahşap bir bina. Yangın alarmı olsa bu kadar insan vefat etmezdi. Yani var ama çalışmıyor. Hani insanların çoğu zaten dumandan öldü. Dumandan ölmeyenler aşağı atladı. Korkudan aşağı atladılar zaten” açıklamasında bulundu.

“Maskeyi ıslatıp içeri girdim”

Otelde temizlik görevlisi olarak çalışan Neçirvan Öner de otelin giriş kapısını göstererek, şunları kaydetti:

“Yüzüme bir maske aldım, maskeyi ıslatıp içeri girdim. Çocuk sesleri geliyordu. Yanıma 2 çocuk aldım. Çocukların ailesine de arkamdan ışık tutarak, ‘Beni takip edin’ dedim. 2,5-3 dakika ben o dumanın içinde kaldım. Dışarı çıktığımda aileyi direkt ambulans görevlilerine teslim ettim. Sonra içeri tekrar gidip bakacaktım. Çünkü daha sesler geliyordu ilk kattan. Sonra benim başım dönmeye başladı. Fenalaştım, dışarı çıktım. Yan binaya geçtim. Biraz soluklanayım dedim. Dumandan zehirlenmişim. Arkadaşım gelmese, beni öyle fark etmese belki ben şu an burada yaşıyor olmayacaktım. Beni sırtına aldı, ambulansa taşıdı.”

Otel içerisinde insanların dumandan yollarını bulamadıklarını, otelin arka yüzüne konumundan dolayı müdahale edilemediğini ve otelde yangına karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu anlatan Öner, “Düzgün bir yangın merdiveni yok, katlarda yangın tüpleri yok, yangın alarmları çalışmıyor” dedi.

Öner, otelin en üst katında kalan bir misafirin kurtulma sürecine ilişkin yaşananları şu sözlerle dile getirdi:

“İtfaiyenin geldiğini söyledim, çarşafları ıslatıp kapının kenarlarına ve altına koymasını istedim. Hiçbir şekilde boşluk olmaması gerektiğini anlattım, adam dediğimi yaptı. Bugün hastanede bana, ‘Ben yaşıyorsam bu canı sana borçluyum. Hiçbir önlem yoktu, benim çocuklarım olmasaydı ben de kendimi aşağı atacaktım’ dedi. İtfaiye tarafından sepetle alındılar.”

Kimse alarm duymadı

BBC Türkçe‘ye konuşan uzmanlar yangın koruma sistemlerinin çalıştığı bir otelde can kaybının bu kadar yüksek olmasının beklenemeyeceği yorumunu yaptı.

Grand Kartal Oteldeki yangından sağ kalan bazı kişiler alarm duymadıklarını söyledi.

Otelde yangın söndürme sistemleri ile ilgili yetersizlikler olduğu iddiaları da ortaya atıldı.

BBC Türkçe bu iddialarla ilgili otelin yöneticilerine ulaşmaya çalıştı, ancak yanıt alamadı.

21 Ocak Salı gece saatlerinde Grand Kartal Otelin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Olayın tüm boyutlarının aydınlatılması için yetkililerle iş birliği içerisindeyiz” denildi.

Açıklamada, otelde yangın önlemlerinin alınmadığı iddialarına ilişkin yorum yapılmadı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy otelin “itfaiye tarafından verilmiş” yangın yeterlilik belgesinin olduğunu söyledi.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise bunu reddetti.

Soruşturma kapsamında otelin işletme sahibi dahil dokuz kişi gözaltına alındı.

Yangında can kayıpları nasıl önleniyor?

BBC Türkçe’ye konuşan uzmanlara göre Kartalkaya yangınında bu kadar çok kişinin hayatını kaybetmesi olağan dışı bir durum.

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şevket Özgür Atayılmaz, “Yangın çıkacaktır ama bu tarz bir binada bu kadar çok insanın vefat etmesini beklemeyiz” diyor.

Yangın tesisatı ile ilgili çalışmaları bulunan Atayılmaz, “Yapı yangına göre doğru dizayn edilse, kaçış yolları olsa, dumanın tahliyesi doğru yapılabilse, yangını can kaybı olmadan atlatmak mümkün” diyor.

Uzmanlara göre yangın sistemlerinin tam çalıştığı bir tesiste, yangın detektörlerinin saniyeler içinde yangını algılaması ve yangın kontrol paneline uyarı göndermesi bekleniyor.

BBC Türkçe’ye konuşan Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı (TÜYAK) Başkanı Dr. Kazım Beceren, “İyi bir işletmede bu panelin başında 7 gün 24 saat birinin bulunması gerekir” diyor.

‘Böyle bir tesis ideal şartlarda 15-30 dakikada boşaltılabilir’

Dr. Beceren’e göre ilk alarmın ardından olası bir yanlış alarm ihtimalini değerlendirmek üzere bu kişinin, alarm verilen noktayı kontrol etmesi bekleniyor.

Yanlış bir alarm olduğuna dair bir giriş yapılmaması ya da ikinci bir detektörün uyarı iletmesi halinde, normal şartlarda tüm binada yangın alarmları devreye giriyor.

Doğru kurulan bir sistemde, duyma engelliler için flaşörler ya da uyuyanlar için sesli özel uyarıcılar çalışırken anonslar insanları en yakın yangın çıkışlarına yönlendiriyor.

Yangınların çok hızlı büyüyebildiğini hatırlatan uzmanlar, su püskürten yağmurlama sisteminin devreye girmesinin erken müdahale için önemini vurguluyor.

Uzmanlar, gece çıkan, elektrik kesintisi ve dumanın etkisiyle etrafı görmenin zorlaştığı durumlar düşünülerek, yangın anons sistemlerinin yedek güç kaynağına bağlı olarak tasarlandığını vurguluyorlar.

Yangından korunma yönetmeliğine göre acil çıkışları yönlendiren işaretlerin ve bu çıkışlara giden yolları gösteren ışıkların elektrik kesilse dahi bir ila üç saat boyunca çalışması gerektiği kaydediliyor.

Dr. Beceren, sistemlerin bir katın tahliyesinin üç dakika alacağı prensibine göre tasarlandığını ve 200’den fazla kişinin kaldığı bir tesisin ideal şartlarda 15 ila 30 dakikada boşaltılabileceğini belirtiyor.

‘Bu yangının itfaiye müdahalesi seviyesine gelmesi sorgulanacak bir meseledir’

TMMOB Bolu İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Erol Perçin, kullanılan dış cephe elemanların yangına dayanımının yüzde 100 yüksek olması gerektiğini ama, binada bunun olmadığını gördüklerini belirtiyor.

Erçek, yangının büyüyüş biçiminin yangın uyarı, algılama ve söndürme sistemlerinin mevcut olmayabileceğini düşündürdüğü yorumunda bulunuyor.

Dr. Kazım Beceren de “Bir yangına itfaiyenin müdahalesi seviyesine gelmesi sorgulanacak bir meseledir” diyor ve ekliyor:

“Bu boyuta ulaşması yangın sistem ya yok ya da standartlara uygun şekilde tasarlanmamıştır diye düşündürüyor.”

MMOB, Kartalkaya’daki yangınla ilgili ihmal olasılığına işaret eden bir yazılı değerlendirme yaptı.

TMMOB Bolu İl Koordinasyon Kurulu, bu yatak kapasitesi ve kat sayısındaki yapılarda “otomatik yağmurlama (sprinkler) sistemi zorunluluğu bulunduğuna” işaret etti:

“Otelin internet sitesindeki fotoğraflarda 2008 yılında yapılması gereken otomatik yağmurlama sisteminin yapılmadığı görülmektedir. Bu sistemin yapılmaması nedeniyle yangın hızlıca yayılmış ve can kayıpları yaşanmıştır.”

BBC Türkçe, oteldeki yangın söndürme sisteminin kapasitesi ile ilgili iddiaları bağımsız kaynaklardan teyit edemedi.

Denetim sorumluluğu kimde?

Otelin yangın sistemlerinin gerektiği gibi denetlenip denetlenmediği de gündeme geldi.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, otelin bulunduğu alanın Bolu Belediyesi sınırları içinde yer almadığını, yetkinin Turizm Bakanlığı’nda olduğunu savundu.

Özcan, otele son olarak 2007 yılında Bolu Belediyesi tarafından yangına uygun olduğu yönünde bir rapor verildiğini, bu tarihten sonra böyle bir uygulama olmadığını söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, otelin 2021 ve 2024 yıllarında denetimlerinin yapıldığını ve yangın yeterlilik ruhsatlarının mevcut olduğunu aktardı.

Ersoy, düzenli kontrollerin itfaiye tarafından yapılması gerektiğini söyledi ve “bugüne kadar olumsuz bir durumun görülmediği” bilgisini verdi.

BBC Türkçe’ye konuşan Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odası (TMMOB) Bolu İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Erol Perçin, “mücavir alanda kaldığı için” otelin bakanlığın takibinde olması gerektiğini söyledi.

Mücavir olan resmi kaynaklarda, belediye sınırları dışında kalan ancak imar mevzuatı açısından belediyelerin kontrol ve sorumluluğunda olan alanlar olarak tanımlanıyor.

Denetimlerle ilgili bir diğer önemli noktanın da görece eski yapıların değişen mevzuatlarla uyumluluğunun kontrol edilmesi olduğu belirtiliyor.

Prof. Dr. Şevket Özgür Atayılmaz, “Hoca olarak bu tip vakalarla sıklıkla karşılaşabiliyoruz. Otel, rezidanslar, bakım evleri ya da yuvalar gibi kalabalık yerlerde güncel standartlara uymayan yerlerin çalışmalarını durdurmak gerekiyor” diyor.

Ağla ağla gözyaşları yetmez… Yangın koca aileleri sildi, ilkokul çocuklarını öldürdüAğla ağla gözyaşları yetmez… Yangın koca aileleri sildi, ilkokul çocuklarını öldürdü

Yangın alarmı yok, yangın merdiveni yok, yangın önleyici sistem yok, itfaiye yok!Yangın alarmı yok, yangın merdiveni yok, yangın önleyici sistem yok, itfaiye yok!

Otel yangınından sağ kurtulan Şentürk: Ne alarm çaldı, ne yangın merdiveni gördükOtel yangınından sağ kurtulan Şentürk: Ne alarm çaldı, ne yangın merdiveni gördük

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.