CHP kurultayında İmamoğlu'nun mesajı okundu: 'Milletin kendi iradesine ve geleceğine sahip çıkma kararlılığı her türlü zorbalığın üstündedir. Hakkımdaki bu davaların asıl savcısı olan kişiye sesleniyorum; Seni mertçe yarışa çağırıyorum. Korkma gel yarışalım.'
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu CHP’nin 21. Olağanüstü Kurultayı için dün ardı ardına üç mesaj birden yayınladı. İmamoğlu mesajlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı erken seçim yapmaya ve kendisine karşı mertçe yarışmaya davet etti.
İmamoğlu’nun ilk mesajı, kurultayın başlangıcında okundu. Bu mesajda İmamoğlu, “Partimizin Cumhurbaşkanı adayını ve İBB Başkanını tutuklatarak, CHP’yi bölüp, İstanbul’a kayyım atama planı içindeler. Ancak vatandaşlarımızın gençleriyle, kadınları, erkekleri hatta her yaştan ve görüşten insanlarıyla iradelerini geleceklerine sahip çıkma kararlılığıyla ayağa kalkmış, iktidarın yargı eliyle yapmaya çalıştığı darbeye boyun eğmeyeceğini güçlü bir şekilde göstererek tarihe geçmiştir” dedi.
İmamoğlu’nun kurultaya gönderdiği mesajın tamamı şu şekilde:
“Sayın Genel Başkanım, Değerli CHP Kurultay Delegeleri, Sevgili yol arkadaşlarım, Beni dinleyen çok kıymetli vatandaşlarımız, Sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.
Partimizin 21. Olağanüstü Kurultayı’nı olağanüstü bir dönemde, olağanüstü koşullar altında gerçekleştiriyoruz. Bu bir darbe dönemidir. Sivil bir darbe ile karşı karşıyayız. Tek bir kişi, onun yarattığı sistem ve birlikte olduğu bir avuç insan, seçim sonuçlarını bugünden yargı eliyle belirlemeye, milletin seçme hakkını milletin elinden almaya çalışmaktadır. Bu amaçla partimizin Cumhurbaşkanı adayını ve İBB Başkanını tutuklattılar. CHP’yi yargı eliyle bölüp parçalamak, İstanbul’a kayyım atama planı içindeler. Ancak vatandaşlarımızın gençleriyle, kadınları, erkekleri hatta her yaştan ve görüşten insanlarıyla iradelerini geleceklerine sahip çıkma kararlılığıyla ayağa kalkmış, iktidarın yargı eliyle yapmaya çalıştığı darbeye boyun eğmeyeceğini güçlü bir şekilde göstererek tarihe geçmiştir.
Demokratik hayata, hukuk devletine ve milli iradeye karşı darbe girişiminde bulunanlar, ülkemizi derin bir meşruiyet krizine sokmuştur. Bugün Türkiye, hukuk ve demokrasi sınırları dışına çıkarak, seçmenden aldığı vekaleti kötüye kullanan, bu nedenle meşruiyetini yitirmiş bir iktidar tarafından yönetilmektedir. Malum kişi ve onunla hareket eden bir avuç insan, demokratik hayata ve milletin iradesine saygılı olduklarını kanıtlamaya ve millete aldıkları vekaleti derhal yerine getirmeye mecburdur. Bunun yolu, sandığı vatandaşın önüne getirmek ve adil, özgür, serbest seçimlerin yapılmasını sağlamaktır. Aksi takdirde, seçimlerin geciktirildiği her gün, yaşamakta olduğumuz ağır ekonomi, adalet ve siyasi sorunları daha da ağırlaştıracaktır.
Bu şartlar altında milletin hakemliğinden kaçmanın hiçbir izahı, hiçbir mazereti olamaz. Unutulmasın ki, milletin kendi iradesine ve geleceğine sahip çıkma kararlılığı her türlü zorbalığın üzerindedir. Milletimiz, kendisinden kaçırılan sandığı gittiği yere kadar kovalamasını da iyi bilir.
Değerli yol arkadaşlarım, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında Sivas’ta gerçekleştirdiğimiz ilk kongreden bu yana, CHP’nin kurultayları bağımsızlık ve cumhuriyet mücadelesinin şekillendiği demokrasi karargahları olmuştur. Bundan sonra da böyle olacaktır. Bugün itibarıyla önümüzde bir hedef vardır. Ne pahasına olursa olsun hukuka ve demokrasiye sahip çıkarak, hükümeti derhal serbest, adil seçimleri yapmaya zorlamak ve o seçimi çok üstün gayret, işbirliği ve kararlılıkla büyük bir farkla kazanarak, ülkemizi 86 milyon insanımızı refaha, huzura, özgürlüğe kavuşturmak; ülkemizde güçlü bir adalet sistemiyle özgürlükçü parlamenter sistemi kurmak. Bu hedeflere ancak milletimizin her görüşten insanımızın “görünür ve kadar birliği” yaparak, ayrı mücadele saflarında aynı kararlılıkla yer alarak ulaşabiliriz.
19 Mart darbe girişiminden bu yana, partimizin cesur ve mücadeleci karakterini ortaya koyan, başta Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel olmak üzere tüm partili yol arkadaşlarıma, milyonlarca üyemize, sizlere yürekten teşekkür ediyorum. Bir an bile tereddüt etmeden sokaklara çıkan, meydanları dolduran, dayanışma sandıklarına koşan, maruz kaldığı haksız ve orantısız şiddete rağmen geri adım atmayan, caddeleri, alanları, meydanları dolduran on binlerce yurttaşımıza teşekkür ediyorum. Her birinize tek tek gönülden, içten saygılarımı ve selamlarımı iletiyorum.
Bu ülkenin evlatlarına, özellikle pırlantamız ve geleceğimiz sevgili gençlerimize bu eziyeti yaşatanlara, çok sevdiğimiz polisimizle karşı karşıya getirmek için gözünü kırpmadan adalet duygusunu yitirmiş bir avuç emir kuluna kulak edenlere sesleniyorum:
Hapiste tutulmalarına sebep olduğunuz, uydurma yöntemlerle eziyet çektirdiğiniz, yüreği vatan, millet, bayrak sevgisiyle dolu olan o gençler, kendisini darbeden polise “Abi, sana bir şey olursa üzülürüm, sen şehit olursan ben kahrolurum, ağlarım” diyen vatansever kızlarımız, gençlerimizdir. Bunu görün ve anlayın. Onlar bizim geleceğimizdir.
“Kurtuluş yok tek başına” diyenlerin günlerdir sergilediği, hızla büyüyen birlik ve dayanışma gelecek günlerin de teminatıdır. Tek yürek, tek yumruk olmuş bir CHP, bu muazzam birlik ve dayanışmanın sarsılmaz omurgasıdır ve hep öyle olmuştur, hep öyle kalacaktır. Partimin ve 15,5 milyon yurttaşımızın oylarıyla Cumhurbaşkanı adayı olarak, bu birlik ve dayanışmayı büyütmeyi en doğru şekilde temsil etmeyi çok önemli buluyorum. Cumhuriyet tarihimizin en büyük sorumluluklarından birisi olarak görüyorum. Emin olunuz ki siz kıymetli dava arkadaşlarım ve milletimin evlatlarıyla birlikte, 86 milyon insanımıza mahcup olmayacağız. Ve başaracağız. Hepinizin huzurunda buna and içiyorum. Bu çerçevede, önümüzdeki günlerde cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyamızı başlatacağız. Demokrat, icraatçı ve halkçı bir yöntem anlayışıyla bu ülkeyi nasıl hızlı bir refaha, hızlı bir huzura ve özgürlüğe kavuşturacağımızı; yoksulluktan zenginliğe, adı geçen adil bir düzen ile 21. yüzyılın en başarılı ülkelerinden birisi olacağımızı bütün detaylarıyla anlatacağız.
İnanın, milletimizin azim ve kararlılığı sayesinde, bizleri içine hapsettikleri duvarlar, demir parmaklıklar birer birer teferruata dönüşüyor. Unutmayın ve inanın, yoldaşlarım, başaracağız; hiç kuşkunuz olmasın. Bir avuç insanı göndereceğiz, milli iradeyi bu ülkemizde hâkim kılacağız. Haksızlığa, zorbalığa; milletimize ait olan koltuğu kendi koltuğu zannedip her yolu mübah görenleri yeneceğiz. Özgürlüğü, eşitliği, kardeşliği ve Cumhuriyetimizin 2. yüzyılının güçlü iktidarını milletçe hep birlikte kuracağız. İşte bunun için tüm kararlılığımla milletimi davet ediyorum.
Daha önce hangi partiye oy vermiş olursa olsun, her vatandaşımızı mücadeleye davet ediyorum. Bu ülke hepimizin. Bu cennet vatan, bu devlet hepimizin. Ancak bir ve beraber olursak, bu zulme son verebiliriz. Ancak omuz omuza olur, yan yana gelirsek, özgür, mutlu ve demokratik Türkiye’yi kurabiliriz. Uluslararası itibar ve gücümüzü en üst seviyeye taşıyabiliriz. Böyle bir Türkiye kuracağız ve hep birlikte hak ettiğimiz seviyeye çıkacağız. Çünkü biz milletiz ve millet büyüktür, en büyük güçtür. 105. yılında hatırlatıyorum ki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Kararlı tavrınız, mücadeleniz için size bir kez daha teşekkür ediyorum. Milletimize umut ve cesaret vereceğinize yürekten inanıyorum. Asla hak yemedim, hakkımı da yedirmedim. Hep mertlikten yana oldum. Sizin de milletimizin ve devletimizin hakkını bir avuç insana yedirmeyeceğinizi biliyorum. Size olan inancım tamdır. Kendimi önce Allah’a, sonra size ve milletimize emanet ediyorum. Kurultayımızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Sizlere ve milletimize sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Adayı Silivri”
İkinci mesajı Özgür Çelik okudu
Kurultayda Özgür Özel’in yeniden genel başkan seçilmesi sonrası İmamoğlu’nun tebrik mesajı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik tarafından okundu. Mesaj şöyleydi:
“Partimizin 21’inci Olağanüstü Kurultayı her açıdan olağanüstü bir dönemde toplanıyor. Milletimiz bugün ağır bir kuşatma altındadır. Bu kuşatma hukuk ve demokrasiye bağlı olmadığını açıkça ilan eden, kendisini devletin sahibi gören baskıcı bir iktidarın kuşatmasıdır. Bu iktidar karşısında rakip istemiyor. Bu iktidar karşısında rakip parti istemiyor, serbest ve adil bir seçim yapılsın istemiyor. Tek bir derdi var. Ekonomiden sağlığa, eğitimden adalete kadar her alanda ülkeyi felakete sürükleyen tek adam sistemini ayakta tutmak istiyorlar. Fakat hiçbir baskıcı sistem millete rağmen ayakta kalamaz. Milletin haysiyeti, kendi iradesine ve geleceğine sahip çıkma kararlılığı her türlü zorbalığın üzerindedir.
CHP’nin kurultayları ilk günden beri bu haysiyetin, bu kararlılığın simgeleştiği, bu mücadelenin şekillendiği yerler olmuştur. Hiç kuşkum yok kurultayımız bugün de aynı yolu izleyecektir. Partimiz milli görevini tamamlama gereğini her görüşün üstünden tutacak, cumhuriyetimizin temel ilkeleri doğrultusunda özveriyle, kararlılıkla yürüyecek ve muhakkak başaracaktır. Sonuna kadar birlikte yürüyeceğimiz bu onurlu yolda karşımıza çıkacak zorluklar, yaşatacakları eziyetler sadece teferruattan ibarettir.
Bu duygularla kurultayımızda güven tazeleyen Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’i kutluyor, kendisine üstün başarılar diliyorum. Birlik içerisinde kurultayımızı gerçekleştiren bütün kurultay delegelerimize ve yol arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bir kez daha hatırlatıyorum ne yaparlarsa yapsınlar başaracağız, haksızlığı, zorbalığı yeneceğiz. Özgürlüğün, eşitliğin, kardeşliğin iktidarını hep birlikte inşa edeceğiz.”
Mertçe seçime var mısın?
Son mesaj en sert ve önemli mesajdı. Bu da kurultay sonrası düzenlenen mitingde okundu. Bu mesajın tamamı da şöyleydi:
“Aziz Milletim;
Aşağıda sıralanmış olan davalar kendi koltuk hırsı için; rakibini devre dışı bırakmak, siyasi yasak getirmek ve millet iradesini gasp etmek için bir avuç hakkaniyetsiz insan tarafından uydurulmuş davalardır:
Ordu Havalimanı VIP davası,
Seçim iptal etme davası,
Büyükçekmece davası,
“Ahmak” davası,
“İBB’de 550 terörist var” davası,
Başsavcıya hakaret davası,
Hakkımda usulsüz rapor yazmış bilirkişiye suç duyurusunda bulunmama rağmen benim aleyhime açılan “bilirkişi” davası,
Diploma iptali,
Boş iddialar, yalan ifadeler ve gizli tanık marifetiyle oluşturulmuş yolsuzluk davası,
Uydurma bağlantı iddiaları ile oluşturulmuş terör davası ve kayyum girişimi, Ve daha nice mesnetsiz soruşturmalar… Bütün bu davaların asıl savcısı olan kişiye sesleniyorum; Seni mertçe yarışa çağırıyorum. Korkma gel yarışalım. Sandıkta bu aziz millet kararını versin. Millet cesaretli ve mert olanı sever. Var mısın?”